Diyorlar dünya nın en iyiliksever insanı ateist olursa cehennem e gidiyor bu saçma diyenler oluyor malesef . Örneğin düşün bin kişilik bir okulda bir öğrenci herkesle iyi geçiniyor herkesin kankasi ancak öğretmen ini öğretmen yerine koymuyor ve küfrediyor. Bu öğrenci cezalandırılirmi yoksa odullendirilirmi.
--spoiler--
varsayalım ki tanrı var ve gerçekten insanları yaratıp onları bir çeşit sınav yapmak istiyor olsun. bu durum, rasyonalitesi araştırılması gereken bir konudur ve yepyeni sorular üretir. bu rasyonaliteyi araştırırken akla şu sorular geliyor:
1-tanrı'nın insanları sınav yapmasının bir sebebi var mıdır? varsa, bu sebebi bilebilir miyiz? neden?
2- insanları sınav yapmak isteyen bir tanrı'nın onlara ''tam bir özgür irade'' vermesi daha mantıklı olmaz mıydı? biliyoruz ki tam olarak seçimleri değiştirmese de; genler, yaşanılan ülke ve çağ, aile ve yakın çevre, özellikle bazı beyin hastalıkları vb. insanların seçimleriyle doğrudan alakalı faktörler ve bunlar bireysel özgür iradeyi -bence- imkansız kılıyor.
3- cennet ve cehennem gibi ''sınavın sonunda vaadedilen ödüller/cezalar'' doğrudan insan psikolojisine etki eden bir ''pekiştireç'' görevi görmüyor mu? cennet isteğiyle iyilik yapan bir insan ile cehennemden ve acıdan korktuğu için kötülük yapmayan bir insan ne kadar ''özgür'' seçimler yapmıştır? ne kadar dürüstlerdir?
4- insanların ''sınav olduğunu bile bilmemesi'' ve onlara ''tam bir özgür irade verilmesi''(bu; ülkelerin, dinlerin, ırksal ayrımların vb. olmaması ile sağlanabilirdi ve insanlar sadece ''yaptığı iyilik ve kötülükler'' üzerinden değerlendirilebilirdi. bu tanrı için pek zor olmamalı) daha iyi ve daha adil bir sınav ortamı sağlamaz mıydı?
5- bazı dinlerde, sınavdaki en büyük ölçüt ''tanrı'ya inanıp inanmama'' oluyor. özellikle hayatı boyunca kendini ve insanlığı geliştirmek için uğraşmış, çeşitli yardımlarda/iyiliklerde bulunmuş bir insan eğer ''ateist'' ise cehenneme gidiyor. en büyük ve belirleyici ölçütün ''tanrı'ya inanıp inanmama'' olması mantıksız değil midir?
6- sınavın ana ölçütünün ''iyi/kötü'' olmasının daha mantıklı olacağını söyledim ama bunda bile problemler var. şöyle ki ''iyi ve kötü''nün ne olacağı eğer tanrı varsa, ona bağlı oluyor. yani karşımıza kendi koyduğu iyi ve kötü ölçütlerini esas alarak insan yaratıp onları sınav yapan ve sonunda sırf kendi koyduğu ölçütlere uymadığı için insanlara acı çektirebilen bir tanrı tasviri çıkıyor. üstelik sınav yaptığı canlılar tam olarak özgür bile değiller. bu durumda tanrı nasıl ve neyi ölçüt alarak mantıklı ve adil olacak bir sınav yapabilir?
bu soruları bir kenara bırakıp içinde yaşadığımız evrende olan duruma bakarsak insanların din ve tanrı gibi şeyleri özellikle ölümden sonra, bu yaşadığı dünya'da yaptığının ve kendisine yapılanın karşılığını mutlaka görmek istemesi vb. gibi sebeplerden dolayı uydurduğu iddiası gerçekten bir tanrı'nın var olduğu ve bizleri gerçekten ''adil'' bir anlamda sınav yaptığı iddiasından daha rasyonel gözüküyor.
--spoiler--
Geleceğin tek 1 tane olmamasından olabilir.
iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlış algısını yaratan yaratıcının "tek bir gelecek" kurgulayacağını düşünmek ne basit insansı bir kurgu...
Sadece bir mevsim yok,
Sadece bir ten rengi,
Sadece bir cinsiyet,
Sadece 1 dil,
Sadece 1 din,
Sadece 1 nota...
Dünyaya etkin, başkasının geleceğini etkilerken,
Ne komik bakış açısı herkesin tek bir sonu olduğunu düşünmek.
insan kaderi çeşit çeşittir. Sen kısacık hayatın için 10000000000000 adet kader seçebilirsin.
Evet o hepsinin neticesini de biliyor olabilir.
Ama sen, neyi seçeceğini bilmiyorsun?
Bir matematik probleminin sadece cevabını soru kağıdına yaz; misal 5 yaz, geç...
Neden puan alamazsın?
teoriye göre tüm evreni yaratabilecek kadar güç ve akıl sahibi bir varlığı, yani tanrıyı kendi kısıtlı mantığı ve bilgisiyle sorgulayıp varlığını ya da yokluğunu kanıtlamaya çalışan insanların sorusudur.
inanç mantık işi değildir. tanrıya inanmak mantıksal sorgulamalar neticesinde varılabilecek bir sonuç değildir. inanırsın ya da inanmazsın bu içten gelen hissel bir durumdur.
allah bazı konularda hatalar yapmıştır, yoksa bir ton kitap bir ton din bir ton peygamber gönderir miydi?
madem en güzel din islam, en iyi peygamber hz. muhammed, en iyi kitap kuran'dı da, onbinlerce yıl neden bekledi, ilk insanoğluna bunları indirecekti, bugün dünyadaki insanlar galaksiler arası yolculuk yapan, birbiri ile savaşmayan ve evrenin sonsuz zengnliği içinde mutlu yaşayan ve allah ın istediği tarzda kullar olurdu.
bugün din yüzünden yaşanan savaşlar, insanların devamlı yalana-dolana-şiddete vs. başvurması, din adınaher türklü pisliğin yapılması hepsi allah ın hataları yüzündendir.
allah ta hata yapar, yapmasa yarattığı 5 melekten biri (bkz: şeytan) ona isyan eder miydi, demek ki allah en fazla % 80 doğru yaptı, en az ise % 20 hata yaptı, bu bunun göstergesidir.
ateistliğe meyilli olan ama ortamı beğenmeyen birisi olarak, kendimce "eğer o allah denildiği kadar kudretliyse zaman gibi ancak aciz varlıkları kontrol eden bir olguyla alakası olamaz" şeklinde cevap verebildiğim soru. yani önce ve sonra gibi kavramlar, onun boyutta pek dolanamıyor. bu yolla "e allah nasıl doğdu ki" falan gibi soruları da atlayabiliyorsunuz. gayet basit bir siktir etme şekli, öneriyorum.
ama mesela psikopata bağlamak isterseniz, "benim kaderim zaten yazıldı, hiçbir şey kontrolümde değil" falan yapıp komşunuza tecavüz edebilirsiniz. kader olarak.
devamlı sorduğum sorudur. bugüne kadar da tatmin edici bir yanıt alamamışımdır bu soruya karşılık.
genelde bu soruya verilen yanıt; tanrı herşeyi biliyor, senin ne sevap ne günah işleyeceğini ve sonucunda cennete mi cehenneme mi yollanacağını. ama eğer tanrı dünyaya insanları göndermeden direkt olarak yargılarsa insanların buna itiraz edebileceği, "yapmadıklarından" dolayı yargılanamayacaklarını iddia edecekleri söylenmektedir.
bu sorunun doğru yanıtı bu mudur bilmiyorum ama eğer buysa;
1-tanrı kendini yarattığı kullara sorgulatabilir mi? yani sonuçta o ne derse o olmaz mı? bir kulun tanrıya "ben bunları yapmadım. beni cehenneme gönderemezsin!" deme durumu olabilir mi? tanrı, yarattığı varlıklara hesap verememekten dolayı mı dünyaya gönderdi insanları? insanın tanrıdan kanıt isteme durumu olabilir mi?
2-yanıtı yine doğru varsayalım. yani tanrı bizlerin ne yapacağını biliyor ama yine de eyleme geçirmemizi bekliyor "adil yargılama","kanıt toplama" için. şimdi bir örnek vermek gerekirse; iki müslüman arkadaş oturmuş intiharı düşünüyor ve sonunda karar veriyorlar. biri banyoda bileklerini keserek diğeri gökdelenin tepesine çıkıp kendini aşağı atmayı planlıyor. vedalaşıyorlar ve biri banyoya diğeri de çatıya gidiyor. çatı malumunuz banyodan daha uzakta, çıkması biraz zaman alıyor. (gökdelenin asansörünü bozuk varsayıyoruz.) banyoda intihar eden eleman kendini keserken diğer eleman merdivenleri çıkıyor. banyodaki eleman tam olarak öldüğünde diğer eleman çatıya varıyor. çatıya çıktığında intihar edemeden kıyamet kopuyor. şimdi intiharın islam'a göre günah olduğunu biliyoruz. bu iki arkadaş birlikte kesin bir şekilde intihara karar vermişlerdi. biri burun farkıyla kıyameti kaçırdı, diğeri de intiharı. yukarıdaki soruya verilen yanıta göre, tanrı bu iki kulunu sorguya çektiğinde, bu çatıcı eleman intihardan yargılanamayacak. çünkü kanıt yok. adam "ben belki atlamayacaktım, vazgeçecektim son anda." diyebilir bu mantığa göre. bilek kesen eleman "adalet mi bu!" demez mi?
3-eğer buysa yanıt, keşke tanrı insanları dünyaya göndermeden yargılayıp yollasaymış cennetine, cehennemine. milyonlarca yahudi yakan hitler'e "sen kötülük yapacaksın. yalandan o kadar insana acı çektirmeye gerek yok." deseymiş. binlerce filistinli çocuğun ölümüne sebep olan israil politikacılarına, askerlerine "seni gönderseydim dünyaya büyük acılara yol açacaktın, gir cehenneme." deseymiş. herhangi bir itiraz geldiğinde de "yok biz yapmadık ama, belki ben bunları yapmıcaktım bıdı bıdı.." gibi, "sikerim itirazınızı. sizi ben yarattım bana hesap mı soruyorsunuz!" deseymiş. çok daha güzel olurmuş.
gelecek, geçmiş ve şimdi gibi kavramlar, yaratılanlar için geçerli bir durum olup, allah, zaman ve mekandan münezzehtir. dolayısı ile, allahın geleceği bilmesi, onun tüm olacakları ezelden takdir etmesi ve ol emri ile bizim zaman ve mekan dediğimiz boyutlarda takdir ettiklerinin gerçekleşmesi sebebiyledir. Bu oluş içerisinde, insan, kendisine verilen cüzi irade ile, sonuçta kendi akıbetini belirleyecek kararları bağımsız olarak vermektedir. Allah, vereceğimiz kararların bütün olası sonuçlarını önceden bildiği gibi, zaman ve mekandan bağımsız olduğundan, bizim, verdiğimiz kararlar doğrultusunda gelecekteki akıbetimizi de görüp bilir. Allah, mahlukatı yarattığında, özgür iradeyi mahlukata teklif etmiş ve sadece insan bunu kabul etmiştir. Bunun karşılığında yeryüzünde allah'ın temsilcisi onuruna kavuşan insanın, bu özgür irade sonucu olarak yapıp edeceklerinden bizzat sorumlu olması doğaldır. işte allah, insan onu özgür iradesiyle arayıp bulsun, kendisine özgür iradesi ile kulluk etsin diye yaratmıştır.
öncelikle sorgusuz sualsiz inanmaya karşıyım. aklını kullanacaksın arkadaş, sana mantıksız geliyorsa körükörüne kabul etmeyeceksin cevaplarını arayacaksın.
sorarsan sonuca ulaşırsın. asıl sormamak , allahın verdiği aklı kullanmamak günahtır.
allah geleceği bilir, ancak ilerlemeniz için önünüze birçok yol çıkarır. o yollardan doğru olanı seçmek sizin hür iradenize bağlıdır. hangi yolu seçerseniz gideceği yer bellidir evet; ancak hangi yolu seçecek olduğunuz size bağlıdır. işte imtihanınız da burda başlar. allahın gücü tabiki sonsuz ve ebedidir ve yol seçimlerini kullarına bırakmıştır.
yarattı da fenamı etti bak oturmuş entry falan yazabiliyorsun denilesi durumdur. ya burda entry girebiliyorsan hiç yoktan ortalama bir zekaya sahipsin demektir. o zekanı çıfıt çarşısına çevireceğine etrafına bir bak. neden burda olduğunu anlayacaksın.
koskoca islam aleminin düşünemediği sorudur. varılmak istenen sonuç, alınmak istenen cevap şudur;
- tüm inananlar gerizekalı, bunu soran zekidir.
cevaben sayfalarca yazılabilir ama karşı taraf asla tatmin olmaz. imtihan dersin olmaz, kader dersin yetmez, iman dersin açmaz. en iyisi sen yoluna ben yoluma...
allah'ın geleceği ve tüm olacak olanları bilmesi o'nun ilmindendir ki o'nun ilmi zaten sonsuzdur. * kaldı ki yoktan var etme gibi bir kudrete sahip olduğu kabul edilen tanrı'nın geleceği bildiği için bizi sınamaktan vazgeçme gibi bir düşünceye kapılması abes olur. o tanrı'dır, insanları yaratmıştır ve sınamak istiyordur ama sınanan bizleriz ve biz sonumuzun ne olacağını bilemiyoruz.
Sen yaratılmasaydın bir hiçtin ama varsın ve hatta tanrı'yı bile sorgulayacak kapasitede bünyen var ve şimdi hadi biraz kendini tanrı'nın yerine koy ve bir daha objektif düşün !!!
sorulması mantıklı bir sorudur. eğer sorgulamıyorsanız sorun sizdedir. yaratıcı zaten insanları diğer varlıklarlar(hayvanlardan, meleklerden vs.)dan aklı olması hasebiyle üstün yaratmıştır. yadırgayıp insanları islamiyetten soğutmamak gerekir.
yıldım lan! bu ülkede ciddi bir tekelleşme sorunu var.
bu tip beylik laflar, lise 1'de falan iyiydi kardeşim. bırakın bu konuları onlara. sen bir cümleyle giriyosun, öteki de sana ayar verecek ya kıt aklıyla "yaratan"ı kanıtlamaya çalışıyor.
yemin ediyorum bıktım ya. ya bırak inanan inansın, inanmayan inanmasın! nedir yani bu iki taraftaki "safları sıklaştırma" çabaları.
inanmayanların inananların neden inandığı konusunda yaptığı baskılardan biridir. Halbuki biz size neden inanmıyorsunuz diye bir baskı yapmıyoruz. Ve böyle konuların günümüzde hala neden tartışıldığı da vahim bir olaydır.