aklıma rahmetli anneannemin, "dua edebilmek bile bir nimettir, duam kabul olmuyor diye üzülme" sözünü getirmiş başlıktır. aslında bende öyle düşünürüm. duayı sırf kabul edilmesi gereken ve ihtiyaç dilekçesi olarak görmek ne kadar doğru bilmiyorum. her duamız kabul olsun isteriz. çünkü dua ederken kötü bir dua etmeyiz. ve bence onun için de çok zor durumda olmadıkça beddua etmeyin derler. yani dua ile beddua tam zıt şeyler işte ama, iyi düşünün ki iyi olsun demenin tezahürü gibi bir şey dua etmek biraz da.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Kullarım Sana Ben’i sorduklarında, (bilsinler ki) Ben onlara çok yakınım. Bana duâ edenlerin duâlarını kabûl ederim…” (Bakara, 186)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kulun Rabbine en yakın olduğu hâl, secde hâlidir. işte bu sebeple secdede çok duâ etmeye bakın!” (Müslim, Salât, 215)
Fahr-i Kâinât Efendimiz:
“–Bir kul günah olan veya akrabâsı ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duâsı kabûl olunur.” buyurmuştu.
“–Yâ Rasûlallâh! Acele etmek ne demektir?” diye sordular.
Allâh Rasûlü (sav):
“–Kul; Nice defâlar hep duâ ediyorum da Rabbim duâmı kabûl etmiyor. der. Duâsının hemen kabûl edilmemesi sebebiyle bıkar ve duâyı bırakır. (işte o zaman acele etmiş olur.)” cevâbını verdi. (Müslim, Zikir, 92)
Allahı tövbe haşa alaaddinin sihirli lambasındaki cin karakteri zanneden yazar beyanı.
Allah'tan her istediğin şeyin senin için doğru olduğuna garanti veremezsin. Bazen olmadığına şükredersin. Ya da olacaksa da zamanı tam şuan olmayabilir. Allah için zaman kavramı yoktur.
Senin duanı anında kabul etmek zorunda değil. Belki daha iyisini verecektir de şuan istediğini vermiyordur. Bilemezsin.
"her akşam yatmadan önce tanrı' ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrı'ya günahlarımi affetmesi için dua ettim".
Öyle bir şey var mı bakmak gerek. Varsa, işe yarıyor mu görmek gerek. Hani bir söz var ya ; " çocukların çığlıklarına cevap vermeyen Tanrı senin sikimsonik isteklerini mi yerine getirecek?".
not1: doğuştan engelliler, çocuklar nasıl bir sınava tâbî tutuluyor?
not2: herkes neden aynı sınava tabi değil? Ve pek çok kişi bu sınav teorisine göre sınavı kaybedeceği bilindiği halde neden sınava alınıyor; temel amaç zaten zayıf not vermek mi? Veya "seni sınava aldık" bahanesinin arkasına sığınmak mı?
1400 yıldır cevap bekleyen pek çok soru var. Verilmiş gibi yapılan cevapların geçersizliği ortada.
