allah dünya yı neden yarattı

entry10 galeri1
    1.
  1. onu en iyi allah bilir ama mutlak adaletin geleceği günü unutmayın. kıl kadar hakkı olanın, hakkını alacağı günü...
    0 ...
  2. 2.
  3. bu başlık açılsın diye ve tüm sır çözüldü.

    şimdi dağılın.
    2 ...
  4. 3.
  5. Allah ı kendi yerine koyarak düşünen dar kafalı yazarları gördüğüm başlıktır. Lan siz kimsiniz, dünyanız kim? Tüm güneş sistemi dahil saman yolunda toz kadar değilsiniz. Saman yoluda evrende toz kadar değil.

    " Sonra Rabbin duman halindeki göğe yöneldi ve dediki ister isteyerek yada istemeyerek gelin. ikiside itaat ettik ve geldik dediler. Böylece Rabbin onları iki gün içinde yedi gök olarak yükseltti ve her göğe görevliler kıldı. Biz dünya semasını da yıldızlarla donattık "

    Fussulet suresı.

    Ayrıca bu yedi kat göklerden başka neler var bilgimiz yok.

    insanlar hakkında; " ben insanları ve cinleri bana kulluk etmeleri için yarattım "

    işine gelen eder işine gelmeyen etmez.

    Allah ın hiç kimseye ihtiyacı yok. Meseleyi Siz kendi nefsinizle karıştıyorsunuz.
    1 ...
  6. 4.
  7. Oyun olsun diye yaratmadı. Ben değil ayet böyle söylüyor.

    DUHAN-38 gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık.
    DUHÂN-38: Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık.
    2 ...
  8. 5.
  9. adam daha şeytanı melek sanıyor. cin deyince de eti cin diyor. bırak bas donuzu.
    3 ...
  10. 6.
  11. şeytanla girdiği iddia üzerine.
    2 ...
  12. 7.
  13. dünya boş bir amaç uğruna yaratılmamıştır

    biz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmadık. eğer bir eğlence edinmek isteseydik, elbette onu katımızdan edinirdik. yapacak olsaydık öyle yapardık (enbiya/16-17)

    dünya bir imtihan yeridir

    doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık. (insan/2)

    o, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. o, üstündür, bağışlayandır. (mülk/2)

    her nefis ölümü tadacaktır. sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (enbiya/35)

    biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim. (kehf/7)

    yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? onlaraöyle yoksulluklar, öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: "allah'ın yardımı ne zaman?" derlerdi. bak işte! gerçekten allah'ın yardımı yakındır. (bakara/214)

    çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. müjdele o sabredenleri! (bakara/155)

    andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz. (muhammed/31)

    muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve allah'a ortak koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz. eğer sabreder ve allah'dan gereği gibi korkarsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir. (al-i imran/186)

    insanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "iman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?

    andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. elbette allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır. (ankebut/2-3)

    dünya hayatı bir aldanıştır

    ey insanlar! haberiniz olsun ki, allah'ın vaadi muhakkak haktır. sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, allah hakkında da aldatmasın. (fatır/5)

    nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma. (kehf/28)

    ey insanlar! rabbinizden sakının ve bir günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. çocuk da babasına hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildir. şüphesiz allah'ın vaadi gerçektir. o halde dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o çok aldatıcı şeytan sizi allah'ın affına güvendirerek aldatmasın. (lokman/33)

    dünya hayatı kısa ve geçicidir

    kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? gerçekten insanların çoğu, rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. (rum/8)

    kendilerine, "ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "rabbimiz! niçin bize savaş yazdın? ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. onlara de ki: "dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez." (nisa/77)

    ey muhammed! sen onlara dünya hayatının misalini ver. dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri (her renk ve çiçekten) birbirine karışmış, nihayet bir çöp kırıntısı olmuştur. rüzgarlar onu savurur gider. allah her şeye muktedirdir. (kehf/45)

    dünya hayatının misali şöyledir: gökten indirdiğimiz su ile, insanların ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. nihayet yeryüzü süslerini takınıp süslendiği ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün, ona emrimiz gelivermiştir, ansızın ona öyle bir tırpan atıvermişiz de sanki bir gün önce orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluvermiştir. düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız. (yunus/24)

    dünya hayatı bir oyun, tutkulu bir oyalanmadır

    bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. keşke bilmiş olsalardı. (ankebut/64)

    biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. ahirette ise çetin bir azab; allah'tan mağfiret ve rıza vardır. dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. (hadid/20)

    dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını kur'ân ile hatırlat. o, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (en'am/70)

    dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. eğer iman eder kötülükten sakınırsanız, allah size mükâfatınızı verir. ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez. (muhammed/36)

    i nsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri allah katındadır. (al-i imran/14)

    inkar edenler dünyayı ahirete tercih ederler

    hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da,

    ahireti bırakıyorsunuz. (kıyamet/20-21)

    bu (azab) şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. (nahl/107)

    bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak. (yunus/7)
    5 ...
  14. 8.
  15. Diğer türlü kendi başına çok sıkılıyordu. Biraz meşguliyet lazımdı.
    0 ...
  16. 9.
  17. madde ve varlıkla açıklanamayacak o kadar çok şey var ki algılanamamasından ötürü reddedilmesi olaya "yokluk"katmaz.örneğin ezeli ve ebedi kavramını insan beyni kavrayamaz.sen kabul etmedin diye zamanın birinde,sınırlarını ölçemediğin evren oluşmadı.neden ölüm var sordun mu kendine?sonra ne olacak sen doğmadan önceki "yokluğa mı varacaksın.madem duygu gerek değil eylemlerinize neden iyilik benim doğamda var,allah istediği için değil kendi istediğim için diyorsun?hümanizme inanmıyor musun?mutlu olmak için neden insanları hiçe saymıyorsun?çünk kalp ve beynin ortak kararlar alıyor...denge bozuldu mu eksen kayması muhakkak.

    daha dünyanın oluşumu ve maddenin yapısına ilişkin bilimsel açıklamalar emekleme devrindeyken gereksiz alınan risktir.

    allah insana akıl ve irade verdi. bu akıl ve irade ile o'na inanıp inanmama özgürlüğünü de verdi. insanlığın yaradılış özelliği olan aklın mantığına en yatkın biçimde kendisini tanıttı ve başka tanrı arayışına veya kendisinin inkârına gidilmemesini emretti. ve dedi ki: "allah indinde hak din islam'dır." ortalama ömrü 70 dünya yılı olan insanoğlunun önünde ilk iki tane seçenek var. inanmak ve inanmamak. bu iki seçenekten sonra yine iki seçenek var. inananlar için doğru ve yanlış işler yapıp cennet veya cehennem için uğraşmak. inanmayanlar için ise sorun yok, onlar zaten allah'ın kelamına inanmadıklarından herhangi bir gelecek veya diğer dünya şüphesi ve endişesi içerisinde değiller.

    asıl problem kimin gerçekte haklı çıkacağı. eğer inananlar haklı çıkarsa kendilerine vaadedilen sonsuz mekânda istedikleri ebedi mutlu hayata kavuşacaklar. eğer inanmayanlar haklı çıkarsa, elde edecekleri şey koca bir sıfır olacak

    (bkz: richard dawkins)'in bu konuda (bkz: "what if you are wrong") eleştirisine bakabilirsiniz.

    benzer minvalde kendim söyle dğerlendiriyorum:
    1-allah ne yapacağımı biliyor(ona göre de yaratıyor ama ben bilmiyorum)
    2-özgür iradem var,seçebiliyorum iyiliği de kötülüğü de

    son kertede benim aklım birinciyi almıyor(sonsuzluk gibi)

    ama ikinci alıyor ve uyguluyorum.

    aynı, bir sınavda 2 soru var 2.soruyu bilirsen sınavdan geçeceğim,ben birinciyi çözmeye çalışmaktan yapabileceğim 2.sini ıskalamak gibi.

    özetle akıl nakil dengesinde tamamen nakle yönelen ve sapkınlaşan bağnazlar,daha ötesi kafirleşen ışid türevleri yüzünden islamdan uzaklaşmak da akıl dengesine abanıp salt akıl ile bize imtihan sunulan dünyayı ıskalamak arasında kalmak hem beşeri hem de uhrevi açıdan "mantıklı"geliyor.

    yani hayatın kendisi bir tez gibi mutlaka değerlendirilecektir görüşündeyim.bir tabula rasa olarak kalmayacak,uzayda boşlukta asılı kalmayacaktır.
    1 ...
  18. 10.
  19. bu sorunun dinde bir karşılığı yok, tanrısız kesimde cevap vermeye gerek yok. bir gün tanrı çok sıkılıyordu, yok ihtiyaç duydu gibi şeyler bu yüzden boşunadır.

    tanrı bizim dışımızda bir varlıksa bizimle açıklanamaz. eğer tanrı dindoşların dediği gibi aklımızı aşan bir şeyse o halde sınırlı aklınla yaptığın her türlü yorum eksik olacağı için gerçeği saptıracaktır.

    bu yüzden anlayamayız değip geçmek yerine boş şeyler sunmak saçmadır.

    kısaca tanrı biz değildir ve bizim dışımızdadır ve bize dair, algımıza ait hiçbir şeyde o yoktur, tasvir bile edilemez demek yeterlidir.

    ha bana göre zaten bir amaç gerekmez. amaç dediğin şey: insanın bir şeyleri anlamak için olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak olayları anlamaya çalışmasıdır.

    ki bu da sana özgü, seni algın seviyesinde, senin yorumundur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük