belediyenin hizmet adı altında beyoğlunda son 5 yılda gerçekleştirdiği katliamı durdurmak için başvurulacak son çare olarak yazılmış bir duadır. Parke döşeli ve cadde boyunca simetrik küçük ağaçlar dikili Beyoğlu'nu hatırlayan var mı? Çok değil dört yıl öncesine kadar böyle bir yerdi. Tabii uzak geçmişe gitmek, Beyoğlu'nun seksenlerdeki yetmişlerdeki ve hatta çok daha eskilerdeki görünümünü de betimlemek mümkün. Ama hadi o kadarı bizi aşar diyerek 2000 sonrasıyla yetinelim biz. istanbul'da ikamet edip de bu caddede anısı olmayan, sevgilisiyle, sevdiği bir yakınıyla ya da tek başına hayalleriyle üzerinden hiç değilse bir kez geçmeyen istanbul'da yaşamamış demektir. Öylesine kentle bütünleşen bir simgedir Beyoğlu. Trafiğe açık halinin fotoğrafları Ara Güler üstadın değerli koleksiyonları arasında vardır. Ellili altmışlı yıllara ait başka kaynaklardan ve internetten de ulaşılabilir onlara. Ama bizler, onun elimizdeki son güzel versiyonunu da koruyamadık. Belediyelerin hizmet adı altındaki rant barbarlığına kurban edilmesine seyirci kaldık. 2005 yılının ortalarıydı sanırım. O güzelim parkeler ve ağaçlar yerlerinden söküldü önce, sonra aylarca o bataklığa dönüştürülmüş caddede hiçbirşey olmamış gibi randevularımıza gidip ortak belleğimizin yok edilmesine seyirci kaldık. Kaçımız, ben dahil, vatandaşlık hakkımızı kullanıp bu caddeye ne yaptıklarını yetkililere sorduk? Bir yıla yakın çamurla boğuştuktan sonra bir de baktık ki güzelim cadde ruhuna ve dokusuna hiç uymayan zevksiz granitlerle döşenmiş. Taşlar yerinden oynadığı için tekrar sökülüp insanlara bir yıla yakın bir süre daha alay edercesine çile çektirildiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu ikinci işkence döneminden sonra bu kez olduğu sanılan granitlerin çoğu bugün yine yerlerinden çıkmış ya da kırılmış vaziyette. Belki de özellikle böyle bırakıldı ki üçüncü bir rant kapısı açık kalsın. Caddede sözüm ona düzenleme çalışmaları bittikten sonra ise bir de baktık ki o ağaçlar ve o arnavut kaldırımlı yol çöp arabaları rahat dolaşsın diye yok edilmiş. Saat 16.00 -18.00 arası Beyoğluna bir çıkın. Tünelden Taksime cadde boyunca bırakılmış çöp yığınları. Hizmet aşkıyla tutuştuğunu gözümüze sokarak kanıtlama çabasındaki belediye insanların en yoğun saatte orada bulunduğu saatte çöpleri topluyor. Dünya üzerinde görülmemiş bir düşüncesizlik ve kabalık örneği. Bütün dünyadan binlerce insanın ziyaret ettiği saatte cadde-i kebirde çöp dağları ve çöp kamyonları. Beyoğlu. istanbul'un simgesi. istanbul. Türkiye'nin gözbebeği bir dünya kenti. 2010 daki etkinlikler için gelecek insanları çöp yığınlarıyla ağırlamayı düşünüyor sanırım belediye. Belki de bunu bir kültür başkentine yaraşır postmodern sanat gösterisi olarak sunacaklar ve bu kabus da o gösterinin katlanmak zorunda olduğumuz bir provası. Ayrıca bütün bunlar yetmezmiş gibi caddeyi temizlermiş gibi yapıp geçtiği yerleri 50 cm lik bir hat halinde ıslatan iki aracı var belediyenin. Peşinde de adamcağızın biri elinde süpürgeyle dolaşıyor. Araçlar öyle sesli çalışıyor ki ürettikleri gürültü kirliliği yaptığı çevre temizliğinin bin katı. Köşe yazarlarından ya da medya patronlarından büyük bir kısmı tenezzül edip Beyoğlundan geçmedikleri ve caddenin nüfusu genelde böyle şeylere aldırış etmeyecek kadar genç, üstelik hergün profili değişen öğrenci kitlelerinden oluştuğu için bunu bilen belediye yetkilileri istiklali gönüllerince katletmekte pervasızca hareket ediyorlar. istanbullu gençler ve her zaman genç kalanların bu caddeye gereken ilgiyi göstermelerini diliyorum.