-kardeş senin mi bu şakirt ?
+ evet o benimki.
- nasıl gidiyor, beynini yıkamaya başladın mı bari ?
+eh işte hafiften başladım, 'laikçi', 'kemocan' demeyi öğrettim.
- iyi bok yedin.
-hımm bu şakirt sizin mi?
-evet benim ne olmuş?
- Bu biraz olmamiş gibi .
-Neden?
- Küçücük çocuğa sakal çizmişsiniz, tulumu ve şapkası koyu yeşil yerine daha iç açicı bir renk olsaydı.
-Yok eyi eyi.
- Hımm potasyumunuda koymamışsınızdır siz bunun Allah bilir.
+ allah bağışlasın şakirt sizin mi?
- evet benim.
+ nasılsın bakalım minik şakird.
* ben kaç kere söyledim. şakird değil şakirt.
- oğlum günah büyüklere söz söylenmez. hemen seni cemaate gönderiyorum hemen. günah oğlum günah... (der ve gider)
+ şakirt misin? allah başka dert vermesin.
+ allah bağışlasın şakirt sizin mi?
- evet benim yeni nurcular pet shoptan aldım.
+ hmm. hangi köpek mamasını kullanıyorsunuz buna.
- fetoş mamalarını kullanıyoruz feyizli bayram abi tarafından üretildi. içinde koç taşağı, deve çükü var.
cevaben maalesef bu mübarek bizim cümlesi kurmak ne zordur kim bilir, düşünsene ln. çocuğun altını değiştirmek için açıyorsun orda evladının suratı gözünün önünde! büyüdükçe daha zor çocuğada yazık, hayatı boyunca düşünürken kafasını değil götünü kaşıyacak, yazarken ben tuhaf oldum.