seni artık sevemiyorum. şah damarımdan yakın olup buna rağmen bana bu kadar bigane davranmana olan tahammülümün sonuna geldik. buna kafirlik deniyor işte. münkir değilim, varlığını inkar edemem. ama inanmakla iman etmek de bir değilmiş ve ben artık sana iman etmiyorum. hatta şeytanın safına bile geçmiş olabilirim bir miktar. bu topraktan yarattığın baş belalarına da sırf sen yarattın diye boyun eğmekten vazgeçiyorum. topraktan yarattıklarının gözü hep toprak mahsullerinde. mülklerin, kağıtların, madenlerin peşinde melekelerini kaybettiler. irade verdin, egoları yüzünden birbirlerini harcadılar. ben hepsini gördüm. bütün bu hırslardan azade tuttum kendimi. karşılık olarak gönderdiğin belalara da hakkıyla sabretmedim mi? zorda kalınca "ma veddeake rabbüke ve ma kala" dediğini hatırladım muhammed'e. ama yok, muhammed'den sonra bir peygamber daha geldi. peygamberliği lanetleyen bir peygamber, bir deccal. ve dedi ki: "tanrı öldü." ben de artık hakikati ararken ruhunu şeytana satan dr. faust'un, nietzsche'nin cehenneminde yanmak üzere seni terk ediyorum. sen de bana inanmaktan vazgeç.
çok bela musibet verdin, Sen koru beterinden. merhamet et, acı bizlere.
sana çaresizlikle ettiğim her duayı da kabul ettin, Çok şükür.
Kendim için değil de Nebi nin, Ali nin, Hüseyinin yüzü suyu hürmetine
sen onu mutlu et şu vakitten sonra, sağlıkla mutlulukla uzun yaşat.
Hala senin kendisini çok sevdiğini düşünüyor, yaşadıklarına rağmen. sen sevginle merhametini de göster ona ve bana.
beni hep aciz kulun olarak gördüğün ve karşıma belalar sunduğun için teşekkürler. artık doğru seçimleri yapabiliyorum ve daha erdem bir kişiliğe sahibim.