adam (lafın gelişi olarak adam denmiştir) sübyancı ve sapık. din/tanrı inancı var ve sizin gibi zeus'a inanıyor. bu sübyancı sapık çıkıp "7 yaşında kız çocuğuna nikah kıyılır ama 9 yaşından önce koynuna alma, din/zeus buna izin veriyor" diyor. bu adamın din/yaratıcı inancı kendisi gibi, sapık ve sübyancı bir tanrı profili bilincinde oluşmuş. böyle bir dini ve yaratıcıyı yok saydığınız inanmadığınız kabul etmediğiniz için inanın zeus sizi cezalandırmaz. aksine, zeus size minnettar olur ve beni böyle sapık gösterenlere karşı durup onlarla birlikte olmadığın için tenk yu veri maç der. bütün dinlerin diyalektiği inanmak-inanmamak, yaratıcı var-yok şeklinde teorik bir söylem/inanç değildir. yaratıcı kendisine inanılsın diye din yollamıyor, senin adam olman için din yolluyor. din teori değil pratiktir. din söylem değil eylem davranıştır. dine yaratıcıya inanman için adam olman lazım. inanıyorsan adam ol, inandım diyor adam değilsen sen inanmıyorsundur. yaratıcı için önemli olan adam olmanızdır.
Valla şu son depremde, apartman başımıza yıkılmak üzereydi o an anlıyorsun Allahın azametini büyüklüğünü ve bizim ölümü bekleyen aciz kullar olduğunu. O an Allaha teslim oluyorsun ondan yardım diliyorsun ama biz sahtekar olduğumuz için ölüm tehlikesini atlayınca hemen ölümü ve Allahı unutuveriyoruz. Allah bizi ıslah etsin hidayet versin ölüme kadar kendine Salih ona bağlı bir mümin yapsın.
Bu işin depremle ölümle alakası yok. Ölünce hiçbir yere gitmeyeceksiniz. Yok olacaksınız hiç var olmamış gibi. Siz milyarlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsünüz. Bir tanrının ol deyince olduğu yaratıklar değil. Birazcık bilim bilseniz bu gerçek tokat gibi suratınıza çarpınca dini masallardan uyanırsınız.
Yer çekimi teorisini de kabul etme istersen. Belki uçmaya başlarsın. Öyle işimize gelen bilimi kabul ediyoruz işimize gelmeyeni etmiyoruz diye bir bilim yok. Atalarının maymun olduğu gerçeğiyle ne kadar çabuk yüzleşirsen insanlığının daha çok farkına varırsın. Böylece din ortadan kalkacağı için din adamlarının çocukları sikme olasılığı da ortadan kalkar.
anlayamıyorum... din yaratıcı olgusunu maymundan geldik/gelmedik kapsamında tartışmaları gerçekten anlayamıyorum. sivri zekanız sayesinde ben kimim, nereden geldim nereye gidiyorum, benim var olmamda veya yaratılmamda amaç ne vb açıdan tartışarak kendinizi tanımaya gerçeği bulmaya çalışıyorsanız hiç uğraşmayın. gördüğüm kadarıyla zekanız ve aklınız eğitiminiz buna yetmez. yine basit olarak anlatalım. ben yaratıcı olarak zeus'a inanıyor olsam ve bırakın maymundan gelmeyi zeus'un oğlu olsam (örn: apollo) ama zeus'a inanmıyor diye veya zeus'a inansa bile benim gibi inanmıyor diye insanların kafalarını kessem, malına karısına kızına çöküp tecavüz ederek köle pazarında satsam, cennet vaad ederek insanlara cehennemi yaşatsam maymundan gelsem ne olacak zeus'un oğlu olsam tanrıların soyundan gelsem ne olacak, ne fark edecek? üstelik maymundan gelsen bile bu da inancın hangi yaratıcı olursa olsun o yaratıcının hikmeti değil mi? senin önceliğin kimden gelip nereye gittiğin değil. 4.5 milyar yıllık yeryüzü tarihinde canlı yaşamı 570 milyon yıldır var ve sen şu 70 yıllık ortalama ömrünle kısa hayatında bırak kimden geldiğini seni kimin yarattığını da önce içinde bulunduğun insan formatına uy. ondan sonra yaratıcı din diye konuş, hiç olmazsa saçmalamaz ve insanların içine kendin gibi cahil yobaz anlama özürlü tanrı algısı enjekte ederek insanları din yaratıcı inancından soğutmazsın.
Bilim denilen şey önceden felsefe içerisinde var olmuştur. Filozoflar aynı zamanda bilimle uğraşan bilim adamlarıydı eskiden. Filozof demek bilgiyi seven insan demek. Bu bilgi her türden bilgidir. Bilimi felsefeden ilk kez ayıran kişi Aristoteles tir. Aristoteles physica(fizik) ve meta ta physica(meta fizik) yani fiziğin dışında kalan konular olarak felsefeyi ikiye ayırmıştır. 19. Yy da bilim felsefeden tamamen ayrıldığında felsefeye yalnızca metafizik kalmıştır. Yani felsefe boş bir uğraş haline gelmiştir. Dünyada tek geçerli bilgi kaynağı bilim olmuştur.
Metafizik yani fiziğin dışında kalan konular zannedildiği gibi doğa üstü olaylar değil neden sorusunun sorulduğu tüm sorulardır. Bilim asla neden sorusunu sormaz. Bilim nasıl sorusunun cevaplarını arar ve bulur. Örneğin insanlar neden dünyada varlar sorusu metafizik alanına girer. Bu soru hiç kimse tarafından doğru cevabı bulunamayacak yoruma dayalı gerçekten uzak bir tartışma konusudur. Dinler bu sorulara metafizik alanında cevaplar arıyorlar. Yani dinler fiziğin, bilimin ve aklın dışında boş bir uğraştırlar. Bilim ise insanlar nasıl var olmuştur sorusunu sorar. Ve insanların 5 milyon yıllık bir evrim sürecinde maymunlardan evrim geçirdiği gerçeğini bulur. Bu bilgi tamamen test edilebilir, farklı kaynaklardan doğrulanabilir ve yanlışlanabilirdir. Bu bilgi her alanda test edilmiş ispatlanmış veriler bütünüdür. Bilim tanrıyı 19. Yy da yenmiş yaratılış kavramını yok etmiş ve tanrıyı öldürmüştür.
"Öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. Bu yalnızca başkaları için zordur. Aynı şey aptal olduğunuzda da geçerlidir." Ronald David laing
Herkesin hayalinde yaratıp sevdiği ya da suçladğı bir tanrı var. Bunu yok edip varlığın birliği nedir anlamadan daha önemlisi hissetmeden gerçeğe ulaşamayız.
Kimisi hayalindeki tanrıyı öldürüp ateist olur orada kalır, kimi de aradığını bulmak için yolculuğa devam eder. Yolda olmak hiç yola çıkmamaktan iyidir.
Bizim bi hoca vardı felsefe bilgiyi aramak üzerine yolda olmaktır derdi. Felsefenin boş bir uğraş olduğunu yukarıda belirtmiştim. Dolayısıyla yolda olmak boş bir uğraştır. Ateist yola çıkmış varacağı yere varmış kişidir.
Allah'a olan inancımı kaybetmedim, kaybetmeyeceğim inşallah.
Şöyle bir durum var, Allah'a inandığını iddia edenlere olan güvenimi kaybettim. Aynı şey Atatürk için de geçerli. Atatürk'ü severim ama kendini kemalist olarak tanımlayan insanlardan nefret ediyorum. Adam Kemalist güya bakarsın Atatürk'e hakaret eden lazım çipmeti seviyor. Adam Allah'a inanıyor güya ama ihale koparma, kul hakkı yeme gırla. Gel de tiksinme.
tecavüz edilen çocuk bahsine istinaden size derim ki; testere ile ağaç içersinde ikiye bölünüp şehid edilen zekeriya peygamberi de korumadı (!) allah, sevgili sütlü çilekli.
kötü yerden yakalanmışınız ve burada kafanız hepten çorba olur! ve bu bakış aşısı ile mürted olmanız an meselesi!
mutlaka dini bilgisi olan bire bir istişare yapın ve aklınızdaki olumsuzlukları paylaşın. allah yardımcınız olsun.
olur koçum. gelirken de 2 ekmek, 1 yoğurt alayım mı? argümanın o kadar saçma ki...
bu devirde bunu hisseden insanları anlıyorum. çünkü öyle dertli ve yapayalnız hissediyoruz ki, sanki allah yanımızda değil gibi. allah yanımızda ama imtihanımız bu. herkesin imtihanı bambaşka dostlar.
600'lü yıllarda bir kitaptan bir ayet grubundan bahsedeceğim. inancınız ne zaman zayıflarsa ya da yalnız hissederseniz, bu sosyolojik gerçeğe sarılın ;
"8. işte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
9. işte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
10. Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...
11. işte onlardır yaklaştırılanlar.
12. Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.
13. Büyük kısmı öncekilerden,
14. Az bir kısmı da sonrakilerden."- VAKiA 8-14.
Bir peygamber, kimilerine göre de muhammed. çıkıp diyor ki ; nesilden nesile iyilik azalacak, kötülük daha da artacak ve bu böyle ilelebet gidecek.
ve yıllar içinde kültürel yozlaşmalar, anormal olan her şeyin talep edilmesine, sevgisizliğin, depresyonun artışına ve iyiliğin, mutluluğun azalışına bakın.
hani oğlum bu adam harem kurmak için yazmıştı bu kitabı? ne alaka lan nesilden nesile iyiliğin azalması, şaşırdın mı sen muhammed?
ayrıca vahiy gelince de kendinden de şüphe etmişsin sen, bak şimdi "hasan mezarcı" yani "isa'ya" hiç şüphe ediyor mu kendinden..
yakışıyor mu sana böyle şüphe etmek falan? bana "cin çarptı herhalde" demeler falan..
"Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış." - Tur 29.
Allah'ın varlığı, Kur'ân ile ispat edilmesi gerçekten çok basit. Ha dileyen inanır, dileyen inanmaz bu özgürlüktür. Kimseyi dini tercihinden dolayı asamez, kesemez, öldüremezsiniz.
saygı, hak edilen bir şey ve karşılıklı güzeldir. daha fazlasını anlatırım ama başınıza şişirmek istemem. meraklısını özele beklerim. ama zaman zaman inişler ve çıkışlar olur bu hayatta, unutmayın.
Bakalım kimseyi dini tercihlerinden dolayı asamaz, kesemez, öldüremez misiniz?
Nisa:
﴾88﴿ Size ne oluyor da münafıklar hakkında ikiye bölünüyorsunuz? Hâlbuki kendileri hak ettikleri için Allah onları küfre geri çevirmiştir. Allah’ın saptırdıklarını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdıkları için asla doğruya yol bulamazsın.
﴾89﴿ Kendileri nasıl inkâr etmişlerse sizin de öyle inkâr etmenizi, böylece onlara eşit ve benzer hale gelmenizi isterler. (iman edip) Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün; hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
Ben kâfir olduysam Allah böyle istediği içinmiş. Halbuki kâfir olmadan önce bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım. Ama yine de Allah'tan Allah razı olsun bana gerçekleri gösterdiği için.
Tecavüz edenlerin cezasız kalacağını düşünürsen tecavüz edenler ile ilgili dünyada ağır cezalar verebilirsin. Ama Allah'ından bulsunlar dediğin zaman tecavüzcüyü cezasız bırakırsın. Asıl merhametsizlik budur.
Bir cezalandırma sistemi var diye Allah'a inanacaksak neden adalet diye bir tanrıya inanmıyoruz? Belki hakimler savcılar da peygamberdir.
imtihan olayı hakkaten çok farklı.
düşün.
bir işyerinde çalışıyorsun.
aynı işi yapan insanlardan daha az mayış alıyorsun.
patrona kızıyorsun falan.
bazıları çıkıp diyor ki; kanka patron seni imtihan ediyor. sesini çıkarma.
ileride daha fazlasını alacaksın.
evet. çok doğru. anormalliklere ne kadar katlanırsan o iş yerinde karşılığını elbet alırsın.
ileride ya da başka bir işyerinde çok daha iyi kazançların olur.
