+ tabiki de inanıyorum. çünkü inanmak görmeden olur. gördüğün an şahit olmuş olursun.
bir gün bize misafirliğe geldin. ilk kez geliyorsun.seni oturma odasına buyur ettim.
sonra dedim ki: hasan ya şu benim yan odada bilgisayar var. güzel bir şey. özellikleri de iyi.
öyle muhabbet ettik. şimdi arkadaşın sana inandı mı inanmadı mı? inanmasa nasıl hissedersiniz?
dedi ki görücem arkadaş ben bunu. yoksa inanmam.
zaten işin püf noktası görmeden inanmakta. gördüğü an onun senin gözündeki değeri nasıl olur değil mi?
allah bir ayetinde: bir melek indirse de görsek diyorlar diyor. eğer bir melek indirseydik onlar da görseydi o zaman iş bitmiş olurdu.
yani görme işi öbür tarafa has bir şey. burda ancak inanırsın. mantıksız şeylere de inan demiyor ki din.
çevrende dönen bunca şeyin tesadüfi olmayacağı çok belli. biyoloji allah diyor matematik allah diyor.
bir nefeste 12* 63 trilyon defa sana hayatını bahşeden bir güç var karşında.
+allah'a inanıyor musun?
-inanmıyorum.
+inanmamayı bile sana inanç olarak gösterene inanmamak yumurtayı kırmadan içindekini görememektir.
-nasıl yani yumurta mı kırıcam.
+yok yumurta kırıldığında sarısını göreceksin. sahandan da mı tava damı istersin ? ya da rafadan? hak cehennem
kadın : biliyor musun, galiba tanrı diye bir şey var.
adam : neden?
kadın : çünkü bazen birinin beni izlediğini hissediyorum.
adam : işte biz ona "hükümet" diyoruz.