Hayatı içli dışlı ve her yönüyle yaşamış biri için, Hiçbir sebep yoktur. Olamaz da. Bütün saçma dinler ve doğmatik inançlar tanrıya inanmakla başlar zaten. Hep aynı kalıpta yaşamış ve gelişmiş insanlar içinse, tanrıya inanmak için bir sebep sunmaya gerek yoktur. O inanmıştır. Körü körüne inanç da, gerçeği dilsiz, doğruyu eğri gösterir. insanın hakikati görmesine engel olur.
Bu insanlarda, içsel ve dinsel yoğunlaşma sebebiyle, dış dünya ile alakalı Şüphe duyma, merak etme, inanç karşıtı sorgulama ve düşünme gibi duygular körelmiş durumdadır. Bunlar yerini kendi içinde, hesaplaşmalara, dürtülere ve şüphelere bırakmıştır. Bu içe dönük hayat, zamanla dış dünya ile yabancılaşmaya daha sonra da düşmanlığa kadar gidebilir.
Algılarımızın ne kadar kısıtlı olduğunu bilecek kadar biyoloji eğitimi almak herkes için yeterli bir nedendir. inançtır bir de en nihayetinde. Bilgi ile ulaşabilmek mümkün değildir o yüce varlığa ki onun için hissetmeye çalışmak en iyisi