benim kendi ahlakım var doğruya yanlışa karar verebilecek zekadayım. ben ateistim ve bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. ben ahlaklı ve iyi bir insanım. benim kendi doğrularım var. her bir düşüncemin üzerinden geçmişim hepsine tek tek ben karar vermişim. kendi ahlaki düşüncelerime ters düşecek davranışlarda bulunmam çünkü ben diğer insanlara göre yaşamıyorum. kendi düşüncelerime düsturuma göre yaşıyorum. ben toplum önünde ahlaklı kapalı kapılar ardında ahlaksız değilim. çünkü kimse görmese de ben görüyorum. bu yüzden iki yüzlü değilim çünkü aynaya baktığım zaman sadece kendimi görüyorum. dolayısıyla eğer bir ahlak varsa üzerinde düşünülmüş içselleştirilmiş bir bireysel ahlak vardır. eğer bu yoksa ahlaksızlık vardır.
Yav kardeşim herkes menfaati icabı birşey yapar. Müslüman veya bir dine inanan kişi sevap ve cennet ümit ederek bir iyilik yapar, onun menfaati ve motivasyonu cennettir. Ateistler de toplumda kabul görmek, içindeki manevi boşluğu iyilik yaparak ve başkalarını sevindirerek doldurmak ister, onun menfaati de iç huzurudur. Ateistler iyidir, müslümanlar kötüdür önyargısını oluşturmak için kendinizi hırpalamayın.
Goethe'nin Faust Romanında Faust Mefistoyu çağırır. Mefisto girerken izin ister. Bu Faust'un hoşuna gider, Şeytanın bile uymak zorunda olduğu kuralların olması.
işte müslümanların uymak zorunda olduğu kurallar vardır, Uyarlar, uymazlar ayrı konu. Ama siz de onlar da bilirsiniz.
Adamın birisi Tren istasyonundaki görevliye çıkışmış: "Tren 10 dakika geç kaldı. Tren tarifesi asmışsınız bir de. Bu ne işe yarıyor vaktinde gelmeyecekse?" der. Görevli son derece sakin bir şekilde:
"Hiç işe yaramaz olur mu" demiş. "O tarife olmasaydı trenin kaç dakika geciktiğini nereden bilecektiniz?"
işte bunun gibi bir müslümanı yargılayabileceğiniz, uymasını bekleyeceğiniz kurallar var ve yazılı. Peki diğer arkadaşların kuralları neler? Sadece ahlak kuralları mı? Bu kurallar kimsenin görmediği, bilmesine imkan olmadığı yerlerde de geçerli olacak mı?
Aslında her insan islam fıtratı üzerine doğar. Yani bizim vicdanımız zaten kötülük yapmaya programlı değildir. Ama dış etken olarak dünyanın kötülükleri, iç etken olarak hırsımız ve nefsimiz bizi kötü yola girmeye teşvik eder.
Yani bir ateist her ne kadar kendisi kabul etmese de Allah'ın içine koyduğu vicdan ve fıtratının gereğini yaptığı için iyiylik yapar.
gece 2 de o kadar anlattım hala Allah içine bir şeyler koymuş diyor. arkadaş Allah benim içime bir şey koymadı çünkü öyle bir şey yok. islam fıtratı ile falan doğmuyor insanlar. ne güzel her şeyi her şeye uydurabiliyorsunuz. "doğuştan kötülük yoktur, demek ki islam fıtratıyla doğmuş". o zaman doğuştan kadın dövebilirsin çünkü Kuran'da yazıyor.
" ne ahlak ne de sevgi, gökten dünyaya indi.
insanlık istedi keşfetti hepsini.
dün doğmuş bir bebeğe bile girebilen mikrop misali,
içimizde hem kötü var hem iyi" şebnem ferah.
inkar edilemez bir gerçektir. Etrafınızda ateist arkadaşınız varsa, diğer din mensuplarına göre daha samimi ilişkiler kurarsınız ve enteresan şekilde onlara daha çok güvenirsiniz. "iyi bir insan olmak için ceza almakla tehtid edilmeme gerek yok" düsturuyla hareket ederler ve ortaya sağlam bir irade örneği koyarlar. Saygı duymaktan başka çareniz yoktur.
Olum bu ne eminlik, dünyayı senmi yarattın, insanı senmi yarattın, evrendeki ahengi sırrını senmi keşfettim, nefsin insana fısıldadığı şeyi senmi bildinde,kendi çapında saçmalıyorsun,
ne kadar geri zekalıca bir söylem.
benim iyi bir insan olmam için bir kitapta yazan iyi şeylere ihtiyacım yok.
onun yerine vicdanım var ki birçoğunuzdan daha temiz olduğuna kalıbımı basarım.