küçüklüğünden itibaren aile, çevre ve genel olarak toplumsal tekrarlar, törenler, telkinler ve korkutmalar sonucu ne olduğunu, neye benzeyebileceğini bile bilmediği bir allah kavramına düşünmeden inanma alışkanlığıdır. kişi aklı kesmeye başlayınca ya bu kendisine paketlenmiş olarak verilen fikri reddeder, ya da bir takım geçiştirici nedenler uydurarak bu hediye inancın bir parçası olmaya devam eder.
allah'a inanma zorunluluğu -kültürel anlamıyla- vatanı ve aileyi sevme zorunluluğu ile benzer kategoride yer alır gibi görünse de, vatan veya aile gibi varlığını göster demekle kanıtlanabilecek tarzda bir hadise değildir. en nihayetinde "her şey var, herşeyin de bir yaratıcısı olmalı" şeklinde boş bir iddianın ötesine geçemez. oysa kafada yarattığı korku gerçektir. kişi inanmadığı ihtimalini dahi düşünemez; zira "inanmamak" demek inanan bir kişi için günahtır, cehenneme gitmektir, efendim bu dünyada aklını yitirmeye yol açabilir, kişinin boşluğa düşeceği, amaçsız savrulup yok olacağı, her tür kötülüğe açık olacağı (sağdan say işte: içki, kumar, seks, falan filan...) zannedilir. toplumsal bazda ele alınırsa allah'a inanmayan bir toplumda her tür gasp, tecavüz, hırsızlık, cinayet, ahlaksızlık, ve bilimum yoldan çıkmanın yaşanacağı, toplumun komple çözüleceği, kaosun hakim olacağı iddia edilir.
bu inanca sahip olmadığı halde bahsedilen ve "kötü" olarak etiketlenen insanlık durumlarının, inanan toplumlara kıyasla daha az yaşandığı başka toplumlar ve/veya kişiler örnek gösterildiğinde ise bu örnekler ya sayılmaz ve görmezden gelinir, ya o toplumların içten içe, gizliden gizliye allah (-tanrı) inancına sahip olduğu iddia edilir, ya da allah'ın bu kişileri cehennemde yakmadan önce güzelliklerle (dünya nimetleri) test ettiği var sayılır. istendiği kadar "iyi" -yani işlevsel, üretken, dayanışmacı, vicdanlı, düzenli, vs.- insan ve toplum olmanın koşullarının akıl, bilim, disiplin, uzlaşma tarzı insani yapılanmalarla programlı olarak var edilebileceği gösterilsin, istendiği kadar allah ve benzeri diğer inançların yitip gitmiş tarım toplumlarından kalan ve artık geçersiz hale gelmiş masallar olduğu ispatlansın, istendiği kadar bu allah ve din fikri ile sabitlenmiş kişi ve toplumların ızdırapları ayyuka çıksın, bu "inanma zorunluluğu" beyni işgal ettiği için yapılacak pek bir şey yoktur: inanç beyine, ve dolayısıyla hayata hükmeder.
felakete selamet muamelesi yapıldığı müddetçe bu fikri kölelikten kurtulmanın çaresi sınırlıdır. ancak kişilere inandıkları şeyin doğal, gerçek ve normal olmadığının hatırlatılması; hem tarih boyunca, hem de günümüzde herkesin ille de bir şeye tapmak zorunda olmadan da var olabildiğinin gösterilmesi, bu tarz bir iddiaya sahip olup toplumun kimyasını bu yönde bir fantezi ile biçimlendirmek isteyenlerin projelerinin sorgulanması, insanların özellikle yetişme dönemlerinde diğer insan düşünce modellerini duymalarının, bunlardan haberdar olmalarının sağlanması, din/allah fikrini kullanarak para, mevki ve benzeri avantajlar elde edenlerin ne yapmaya çalıştıklarının teşhir edilmesi tarzında çabalarla insan kardeşlerimizin kafalarından ve hayatlarından bu yükün hafifletilmesi mümkündür. bir kaç bin yılın yığdığı düşünsel hammallığı bir anda ortadan kaldırmak zor gibi görünse de, nicelerine kutsal gelen bin yıllık çınarların fiske vurmayla yıkılıp gittiği de bir gerçek. insan yücedir: insanın yüceliği kavramını dincilerden geri almak, ve allah korkusu olmadan yaşayabilmek ziyadesiyle mümkündür.
dininin islam olduğunu iddia eden ama iddia ettiği dini inanış ile alakası olmayan toplumların sürü psikolojisinin dayatması ile ortaya çıkan ve bu dayatmanın etkisi altında kalan herkesin inandığı zorunluluk. eğer yaşadığınız toplumda kabul görmek istiyorsanız -ki bu da bir tür ihtiyaç olarak görülmekte- o toplumun inandığı yaratıcıyı kabul etmek zorundasınız. türk toplumu için islam'dan başka bir din kabul etmek mümkün değildir. aksi halde, dinden çıkmasanız da çevrenizden kesinlikle bi nevi aforoz edilirsiniz.
tek tanrılı dinlerde sıklıkla karşılaşılan zorunluluktur. toplum ve aile size küçük yaşlarda bu inancı aşılar. çoğu kişi için de bu ölene kadar devam eder. onlar da kendi çocuklarını bu zorunluluğa tabii tutar.
türkiye'de birilerinin hatta koca bir zümrenin var zannettiği olay. hatta bununla da kalmaz, hangi dine hangi mezhebe inanacağını da tarif eder.
(bkz: türkiye de müslüman olma zorunluluğu)