bu konuda kendime hep şey derim: "ya kirpiğim var gözümü korusun diye, saçım var başımı korusun diye, parmaklarım bir şeyi kavramak için süper ideal, tükürüğüm var ağzımı sürekli ıslak tutmak için ses tellerim ve dilim var konuşabilmek için, bunları ben dizayn edip yapmadım kim yaptı o zaman? "o" sonsuz güç ve kudret sahibi rabbim."
son teknoloji aletlerle görebildiklerimiz her şeyin aslında devenin üstündeki pire kadar olması, yani evrenin hem makro hem de mikro boyutta çok büyük ve dengede işliyor olması yeterli bir nedendir.
artıları ve eksileri hesaplandıktan sonra verilmiş karardır. şöyle ki:
eğer inanıyorum ve varsa: karlıyım
eğer inanıyorum ve yoksa: zararım yok
eğer inanmıyorum ve yoksa:zararım yok
eğer inanmıyorum ama varsa: zıçtık.
illa bir yaratici var. bu kadar sey kendi kendine olusmadi herhalde. bundan dolayidir insanlarin yaratana inanci ve ona bagliliklari ki bu guzel birseydir. ancak, yaratana bagli olmak ile bagimli olmak arasinda ciddi fark vardir.
hayatımızda şikayet edeceğimiz, havale edeceğimiz, yardım dileyeceğimiz, oluş ya da olmayışları bağlayacağımız bir üst merci ihtiyacı. birey olarak küçüklüğümüzü ve anlamsızlığımızı bir "üst anlam"la, "en büyük" olanla bağdaştırma ve kendimizi onun üzerinden (kendi zihnimizde) tanımlama ve konumlama ihtiyacı.