saçmalığın daniskasıdır. hem sınava tabi tut hem de istediğime hidayet veririm istediğimin de kalbini mühürler kafir ölmesini sağlarım de amk var mı böyle bir mantık. şimdi ben 25 26 sene müslüman olarak yaşadıktan sonra kafir olan kendi halinde bir adamım. ne sikime mühürledi benim kalbimi suçum günahım neydi. neyse gideyim de biraz daha günah işleyiyim bari cehenneme de odun lazım sonuçta çok şeyapmamak lazım.
Vestel marka Çamaşır makinasının vesteli sorgulaması kadar salakçadır , kendinin aynından bir tane daha ortaya çıkaracak kapasitesi olmamasına rağmen niye şöyle niye böyle demek beynin yetersizleşip , kalbin kömürleşip, egonun tavan yaptığı arkadaşlara mahsustur. Bu gibi arkadaşlara tek öneri "Ya varsa" önerisidir. Sonuç olarak 3-5 iyilik yapmak , iyi insan olmak , kimseye kötülük etmemek zor değil arkadaşım, yap aq.
mesela afrikanın ilkel bir kabilesinde ms 3. yüzyılda yaşayan adam her açıdan olayın tamamen dışında.
ahret günü hesaba çekilecek ve soruları görünce "vay anam serhat neler dönmüş ya!" diyecek.
allah sınav yapıyor! ve müslümanlar da hristiyanlar da yahudiler de toplu kopye peşinde.
dünyada bugüne kadar 100 milyar insan yaşamış ve bunların % 95'i müslümanlık diye bir dinin olduğunda habersiz yaşadılar ve öldüler. küçük bir bölümü yaşamaya devam ediyor.
eline anlayabileceği bir dilde kuran geçen insanların oranı binde 1 den bile az.
yani ahiret günü hesaba çekilenlerin %99,9'u soruları görünce: "bu ne amk. ya!" diyecek.
allah'ın sınama sistemi müslüman kardeşlerimize göre bu kadar boktan işte.
üniversitede islam (ismi gerçekten islam'dı) diye bir çocuk vardı. sınavdan önce sorular bende! diyerek elindeki bir kağıdı gösterip kendine kantinden kola, tost filan ısmarlatırdı. sorular söylediği gibi çıkmayınca çamura yatar, "hoca soruları değiştirmiş" filan derdi.
bir süre sonra taşak oğlanına döndü. ama bu arada kızların bile parasını yemeyi başardı şerefsiz.
şimdi düşünüyorum da: adam meseleyi çözmüş birader. ben dinin ne olduğunu 30 yaşında ancak anladım. bu çocuk 18-19 yaşında dinin toplu kopye operasyonu olduğunu anlamış, hatta bunu kendi çıkarına kullanmayı başarmıştı.
her şeyin bir sınav olması başında hata zaten. sonsuz bir güç için bir şey yaratıp acaba ne yapacaklar demek gibi bir akıl olamaz. adam zaten her şeyi biliyor, sınayıp ne yapacak?
daha yaratmadan ne yaratacağını bilebilen bir güç yarattığında olasılık temelli bir şey ortaya koyabilir mi?
ayrıca işin adalet yanı zaten aşırı derecede tatminden uzak.
bunca şeyi biz tanrı istedi diye yaşıyorsak o halde tanrı neden iyi şeyler istememiş?
ha öyle ne anlamı kalırdı diyene sormak lazım, şimdi ne anlamı var?
kimi cehenneme gidecek kimi cennete ama hiç olmasa da kimsenin canı yanmasa, bunca acı yaşanmasa daha iyi değil miydi?
bide tanrı bilinmek istiyor ama bunu öyle net de yapmıyor. hani bide bu yönü var.
kısaca üste yazdıklarım sakat mantıktır.
bilinen bir şeyle açıkladığını şeyi bilinmezlik için açıklamada kullanamazsın.
sen bir bina dikersin bir amacın vardır, ama tanrı sen değildir. koca bir dünya yaratıp bir amaç gütmesini beklemek kendi üzerinden onu düşünmek olur, onu kendine benzetmek olur yani.