Çok ilginç sesli bir bayanla seslendirilmiş barış Manço şaheseridir. Ve beni orta okul günlerime götürür. Hülyayı hatırlatır bana. Orta okulda hülya diye bi arkadaş vardı. Sesi aynı o kadının sesine benzerdi. Ben de hayatının her anında barış Manço hayranı olan biri olarak sınıfta barış Manço şarkıları söyleyerek ders kaynatma malzemesi olan bir bebeydim.
Sık sık hülyayla kalkıp bu şarkıyı söylerdik. Benim sesim biraz andırır barış mançoyu. Gençlik sesini en azından. Müzik kulağımı tamamen barış Manço ile geliştirdiğim için de şarkı yorumlama şeklim aynı barış mançodur. Ki bundan dolayı kendimle gurur duyuyorum.
Neyse çıkar hülyayla söylerdik bu şaheseri. Belki de o çocukluk yıllarında babalar gibi şarkılar yardırmak şöyle dursun böylesine müthiş bir düeti yapmak herkese nasip olmamıştır. Hem de böyle bir şarkıyı aynı seslerle tekrar seslendirmek.
Müthiş derecede sevmemin yanında hayatımda çok güzel tatlar bırakmış bir şaheserdir bu şarkı.
Aklıma geldi yine duygulandım.
kadın vokalin sesi beni çok tuhaf etkileyen barış manço'nun müthiş eseri. Kadının sesi ( ismi deniz tüney aliefendioğlu imiş ) içimi gıcıklıyor böyle çok tuhaf bir his veriyor çözemedim. sözleri çok güzel ayrıca şarkının
yıl 1999 ya da 2000. yer isviçre pratteln. o zamanlar çocuk denecek yaştayım.
bu şarkıya dair hatırladığım en net anı, babamla sabah almanya'ya gitmiştik ve akşamüstü eve dönüyorduk, eve çok az bir mesafe kalmış, hatta evin sokağına girdiğimiz esnada arabanın teybinden bu şarkı yükselmişti. haliyle şarkı daha bitmemiş, aksine yeni başlamıştı. arabayı park eden babama "baba n'olur teyibi kapatma, dur bu şarkı bitsin, öyle eve gideriz" dediğimi hatırlıyorum.
o yaşta bir çocuk için bu şarkı ne anlam ifade edebilirdi ki? bunu hala kendime sorar durumum.
demek beni öylesine etkilemiş ki, bu şarkıyı sonuna kadar arabanın içinde dinlemiştik. sonra da eve çıkmıştık.