alkış

    27.
  1. (bkz: şakşakçılık)

    sonu hiç iyi değildir. Büyük tavsiyesi.
    8 ...
  2. 28.
  3. Eğer alkışlarken sol el sağ elin üzerinde alkışlanıyorsa o kişinin sayısal zekası, tam tersi ise duyguları ağır basar.
    3 ...
  4. 8.
  5. beyaz, nurgül yeşilçay ı konuk ettiği bir programında sorar ona, genco erkal ın söylediği bir söze atıfla,

    alkış, oyunun sonunda oyuncunun orgazm olduğu andır demişsin öylemi..

    evet der kadın çok seviyorum bunu ve öyle bir duygu yaşıyorum, genco abinin dediği gibi..

    öyle ise der şovcu çocuk ve bütün sütüdyoyu ayağa kaldırıp alkışlatır onu,

    bitmeyen ve giderek rahatsız edici olmaya başlayan ve yine bitmeyen bir süre,

    bir sütüdyo insana tecavüz ettiriyor gibidir, kadının yüzündeki gülümseme yerini bir kırmızılığa bırakırken, insanlar hala alkışlıyordur.
    2 ...
  6. 1.
  7. insanların takdir şekillerinden biri, belki de en güzel olanı.
    alkışlanmak çok önemlidir. çok değerlidir..
    1 ...
  8. 15.
  9. ıslık ile süslendiğinde daha devasa olur.
    1 ...
  10. 9.
  11. Bir şeyin beğenildiğini anlatmak için el çırpmaktır. iki eli birbirine vurmaktır.

    Türkmencede alkış, şükran bildirme, teşekkür etme anlamındadır.

    Uygurcada alkış olarak geçer. Orta Türkçede de alkış biçimi kullanılmıştır. Eski Kıpçakçada da alkış biçimi kullanılır.

    Övmek anlamına gelen alka ( ~ alkı-) kökünden geldiği açıktır.

    alka- + -ş eki.

    Türkçe kargış'ın da karga (~ kargı-) kökünden geldiği bilinmektedir.

    Kelime Rumenceye alcâş olarak geçmiştir.
    1 ...
  12. 7.
  13. dua içeren türkülere verilen isimdir.
    1 ...
  14. 18.
  15. 23.
  16. Başarılı veyahut onaylanan bir olayı, şeyi tasdik etmek için iki eli birbirine çarptırmaktır.
    1 ...
  17. 31.
© 2025 uludağ sözlük