içen içsin kimseyi ilgilendirmezde şarabın kalbe iyi geldiği falan tartışmalıdır. asıl olarak mor renkli meyvelerin iyi geldiği söylenir. e üzüm de mor. illa kafa çekmek gerekmiyor. dedik ya içen içsin gene. kimseyi ırgalamaz.
not: kırk yılda bir bi bardak bira içerim. sıcak yaz gecelerinde.
dur bak bunun sebebinide anlatayım.
iş hayatına yeni girmişim. yaz gelmiş. bi depocu var fabrikada. akşam evine yemeğe davet etti. neyse gittik. pekte sevmem aslında ev gezmesini ama ısrar etti.
hava acaip sıcak oturduğum yerde ter döküyorum o kadara kadar yani.
neyse hoşbeş falan masaya oturduk. lan adam nasıl soğuttuysa derecesini öyle bir tutturmuş ki buzzz gibi köpüklü bi bira getirdi.
aman yav bi serinlik bi serinlik. hala o serinliği yakalamaya çalışırım, bazı yaz geceleri.
Mustafa Kemal neden alkol alıyordu sorusunun cevabı belli. Mustafa Kemal yaverine durumunu izah etmiş o da bunu anılarından yazmış biz de oradan biliyoruz.
Mustafa Kemal yaşadığı hayatın onda bıraktığı etkilerle mücadele etmek için bu yolu seçmiş.
Yalnız o yıllarda tedavi olma imkanı çok sınırlı. Psikiyatrik farmakoloji nispeten Yen'i sayılır.
Yani acı çeken insan alkole sığınmak yerine doktora gitmeli . Ayrıca emrinde yüzbinlerle ifade edilen sayıda insan savaşmış ve bunun sonucunda ölmüş yaralanmış sakat kalmış biri olmadan " hayatım boktan" demeyin.
ayran tüketip, gördüklerinizi görmezden gelerek uyuyan bir şekilde kendinize müslüman olacağınıza, alkol tüketip alkolik arkadaşlarınızla dertleşip sohbet edin ve gördüğünüz haksızlıklar karşısında susmayın iyidir. çok fazla tüketilmezse beyin açar.