istanbulbeylerbeyi camii nin sahile inen yan sokağında sıralanan, içinde alkol servisi olmayan balık restoranlarıdır. biraz ileride sahile çok yakın yerlerde ise alkol satan restoranlar sıralıdır. herkesin kendi terciidir saygı duyarız.
laikliği tehdit eden restoranlardır. savcılar derhal harekete geçmeli restorantları kapatmalı, işletmecilerini irtica suçundan içeri tıkmalıdır. hatta balıklar da alkolsüz bir şekilde mideye indikleri ve buna direnmedikleri için bir şekilde cezalandırılmalıdırlar. bu devirde alkolsüz lokanta. hangi çağda yaşıyoruz? ne ayıp ne ayıp!
bir büyüğüm * derdi ki bana ; "bak evlat, balık yerken içmesen bile yanında rakıyı isteyeceksin. zira balığın hakkını yemiş olur, günaha girersin". ve bu kişi ne zaman balık yese, içki kullanmadığı halde rakısını balığın yanında isterdi. şimdi düşünüyorum da balık ve rakı böyle bir ahenk içinde iken, birbirlerine deli gibi aşık iken, balık, rakısı için deryalardan koşmuş gelmiş, adeta onun uğrunda ateşlere atmış, tavalarda mangallarda kızarmış iken, envai çeşit yeşillikler bu aşka meze olmuşken, sen kalk bir balık lokantası aç, ama balığı, uğrunda can verdiği aşkı olan rakı dan ayır. ayıp ayıp, insanoğlu işte... çiğ süt emmiş...
akp iktidarı ile artan zavallı durumdur.
hem özgürlük derler, hem demokrasi derker ama içki satılan veya servis edilen yerlere bile tahammülü yoktur bu yobazların.
şahsen balığı rakısız düşünemesem de, bu ülkede sadece benim gibi alkoliklerin yaşamadığını düşünerek, alkol sevmeyenler için de olması gerektiğine inandığım restorandır..
öküzlüktür usta. net! kimse kusura bakmasın.
bizim gibi rakı-balık-ayvalık motttosu ile büyüyen kuşağın asla anlayamayacağı bir olaydır.
bu bir keyiftir, bir kültürdür, bir ritüeldir mına koyiim. git balığını evinde ye götoş! bırak biz rakımızı içerken yiyelim balığımızı, küfür etmesin bize.
hiç anlamıyorum geçmişine yanayım, bu dinci tayfa hiç bir boktan geri kalmıyor mına koyayım, yakında alkolsüz pavyon da yapacak ibneler...