korumalarla türkiye siyaseti konuşmak, bunu olmayan bulgarca ile yapmak.
Sözlükten tanıştığın insanlara güvenmek.
Anneyi arayıp çok seviyorum seni demek.
kırk yedi tane midye yemek.
Fener opera söylemek.
Mutfakta yerde sızmak.
ama en önemlisi alkollüyken bilincin daha çok açılması, algıda seçiciliğin aqmak.
Yarım ingilizcemle, çokta gereği varmış gibi sanki, yıllarca ingilizce ögrenmenin baskısinı hissetmiş ve tam anlamıyla başarılı olamamış biri olarak, ingilizce şakımaya başlamak
"nerdesin buraya gel" mesajını 2134675432324536 kere ilgili kişiye atmak. fakat yer belirtmemek. sorunca da cevap vermemek. yalnızca "buraya gel" demek. böyle de tatlı bir insanım *
amaçsızca 10 dakika boyunca gözleri bir yere sabitlemek, sebepsizce oluşan gülme ya da ağlamna isteği, şayet arkadaş ortamında iseniz öpüjeeem abi gel buraya demek gibi şeylerdir. birbirnizi tokatlamak da bonusu olabilir.
alkollüyken keyifle yapılıp ertesi gün pişmanlıkla hatırlanan şeylerdir.
sevgiliyle buluşulur canlı müzik olan bi bara gidilir.biralar içilir ardından başka bir barda ard arda tekilalar yuvarlanır.bardan çıkılır sevgiliye bi tekila ısmarlaması için yalvarılır.tekrar aynı bara gidip bi tekila daha içilir.barmenle salak salak konuşulur.'benim başıma şu şu geldi, hepsinin dötünü...' diye sayılır.sevgiliyle mal mal yürünür.yürürken aniden yere oturulur.ağlanır.şarkı söylenir.'dünyadaki bütün insanların anasını sikiyim*' diye bağırılır.ve daha niceleri...
alkollüyken ve sızdıktan sonra diye ayrılabilir sanırım.
sızdıktan sonra: gece uyanıp cüzdandan 10 tl çıkarıp yere koymak, sabah uyandığımda yaptığımı net bir şekilde hatırladım ama neden yaptığım gizemini hala koruyor. gece uyanıp mutfaktaki koltukta uykuya devam etmek, tekrar uyanıp yatağa dönmek, nedeni hala çözülemedi.
alkollüyken: almanya'ya eğitime gidilmiştir, patronun sağ kolu akşama plan yapar takılmak için, adam çok sert, disiplinli biridir, en ufak bir hata sağlam bir kalayla sonuçlanır. gitmeden sokakta, evde içilir ve adamla buluşmak için yola çıkılır. 1-2 mekan gezdikten sonra güzel bir yer bulup oturulur. Diğer 2 arkadaş dans etmeye kalkmıştır, ben ise patron yarısıyla oturup piize devam etmekteyim. 2 hanım kızımız tam önümüzde deli gibi yiyişmeye başlar, ufak bir şaşırmanın ardından istifimi bozmadan adamın yanına sokulup, kanka edasıyla elimi omzuna atıp sarılırım ve kızlara bakarak şu sözleri sarfederim "vuallahi x bey sabaha kadar yabıştırcan mı yoksa bunları mı izlicen deseler ben bunları izlerim zevkle nihohoha", adam şaşırır gibi olsada bişey demedi allah razı olsun, daha sonra mekandan çıkılır ve birlikte yemek aramaya başlanır, ben adamın yanında yürüyorum, diğer 2 arkadaş arkamızda, arkadaş bana seslendi, benim cevap "noooldu lan yarraaaaaam", adam yine ufak bir şaşkınlığın, duraksamanın ardından yola devam etmişti.
bu sefer çek cumhuriyeti ve yine eğitim, başrolde iş arkadaşım, birkaç mekan gezilir ve asıl gidilecek yerin saatini beklemek adına, atlas cabaret, darling cabaret gibi zevk-ül şükela yerlere yelken açılır, hararetli bir şekilde plan yaparken elinde şarap şişesiyle evi yurdu sokaklar olan bir adam yaklaşmaktadır bize doğru, tam yanımıza yaklaşmışken, arkadaşın adamın çüküne doğru yaptığı "cuccuuuuk" hareketiyle şener şen topuk-göt koşusuna gülmekten ağlayarak başlanmıştır. alman polisinin evimizi basma hikayesi de var ama onun başlığı karışık ya la.
kesik kesik birkaç görüntü belirir gibi oluyor zihnimde ama parçaları bir türlü birleştiremiyorum*
bir karede yağmur yağıyor ve ben düşmüşüm su kanalının içine * kalkmaya çalışırken bir daha düşmem sonra sıkılıp öylece oturmam.