Bir sevgililer gününde, yine biz sevgilisiz mallar olarak, kızlarla toplandık. ( Bunu her sene yapardık nerdeyse, gruptan en fazla bir kişi ayrıldı. Kısmetsiz mi dersiniz? Evde kalmışlar mı? orası sizin bileceğiniz şey.)
Neyse efendim içkiler alındı, mezeler hazırlandı. Mumları yaktık. Kız kıza sevgililer günü kutluyoruz. Tabi ki konuştukça içiliyor, içildikçe konuşuluyor. Derken derken iyice gevşeyen ağızlar, eller, kollar iyice sarhoş olduk. Hem de topluca sarhoşuz ve kimse kimseyi toplayamıyor. Bir tanemiz de bunlar sarhoş olur, ben içmeyeyim demedi yani.
Herkesin ağzında aynı replik;
-Ulan bir sevgilim yok, onu bırak konuştuğum bir adam yok.
O zaman turkcel kullanıyorum tabi. Durun dedim benim konuşacağım biri var. Kızlar şok halde bekliyor. Aradım müşteri hizmetlerini. Şansıma bir erkek;
-Buyrun efendim turkcell çağrı hizmeti ben Mustafa.
*Mustafa biliyorsun ki bugün sevgililer günü. Sevgilimizle konuşmak için 60 dk hediye sürem var.
-Evet efendim. Sorun nedir?
*Şimdi sen müşteri hizmetisin değil mi?
-Evet.
*O halde bu 60 dakikayı seninle konuşarak harcayacağım. Sevgilin yok dimi? varsa sevgililer gününde ayıp yaptıkları he. Çalıştırıyorlar mı seni? Yuh onlara.
-Eee şey, kem, küm.
Böyle muhabbete girip adamla en az 15 dakika konuştum ben. Aklıma ne geldiyse söyledim. Bir de üstüne, sevgilimiz yok. Seni aradım yokluktan şeklinde bir sürü cümle sarfettikten sonra;
*Neyse ben kapatıyorum. Sen de sıkıldın. numaram orada görünüyor mu?
-Evet eksi hanım.
*Hah! işte bu benim numaram. Ara beni mutlaka öpüyorum canım.
deyip kapattım telefonu.
Sabah oldu, ayıldım. Başıma kazan düşmüş gibi ağrıyor başım. Telefonum çaldı.
-Merhaba ben Mustafa.
*O kim?
-Dün gece bayağı bi konuşmuştuk ya?
*Oha be kardeşim. Ne fırsatçıymışsın? Bunu mu bekliyordun? Sarhoştuk aradık ne uzatıyorsun!
diyerek suç bastırmaya çalıştım.
Alkollü iken yaptığım en dangalak olaydır bu. Elin müşteri hizmetinden 60 dk benimle konuşma hizmeti istedim resmen. *
eski sevgiliye mesaj yazmaya calısmak .ben iyiyim diyip durmak . cama cıkıp bağırmak . kimse seni dinlemesede biyere oturup histtiklerni anlatmak sonra bakmayın öyle ben ne dedıgımın farkındyım basım dönuo dilim sürtyo okadr dıyıp kendını savunmak .
bodrum gümbette 7 kişi çadır tatiline gidilir. daha 20-21'inde ve bünyesi alkolle henüz tanışmış şahıslar iki şişe 75 cl. jack daniels'in başına çökerler, hem de kavun ve beyaz peynirle. o zaman merak etmemiştim ama jack danielslerın babaların stoklarından aşırılmış olma ihtimalleri yüksektir.
şahsım ve bir arkadaş viskinin tadından hoşlanmaz, içenleri bırakıp sahilde voltalamaya giderler. dönüşte ortalıkta kimse yoktur. yapılan araştırma sonucu şunlar tespit edilir:
bir şahıs iskeleden denize atlamak üzereyken yakalanır, aklına gelen kız itinayla aklından uzaklaştırılarak çadıra götürülüp yatırılır.
iki şahıs kendi kendine vukuatsız yatmıştır. birbirlerine sarılmış, yüzyüze yatıyor olmaları dikkat çeker ama alkole verilir, önemsenmez. (brokeback mountain)
bir şahıs kendi kendine vukuatsız yatmış ama yattığı yerde kimliği bilinmeyen bir böcek tarafından ısırılmıştır. kolonya, amonyak falan ile müdahale edilir, zırlamasına bakılmadan uyutulur.
bir şahıs tüm aramalara rağmen bulunamaz. boğuldu mu yoksa endişesi ile polise haber versek mi diye düşünülürken akla tuvalet gelir. şahıs tuvalette bulunur, zil zurna sarhoş iken zçası gelmiş, tuvalete çömmüş(pantolonu indirmeden), zçarken sigara da içmek istemiştir. bir paket kent'i tuvaletin zeminine dökmüş ateş arar halde bulunur. şükür ki zçma eylemi gerçekleşmemiştir. uzuvlarına hakim olamadığından yüzünü yıkarken kafası musluğa çarpılır, doğrultayım derken yine kafası duvara çarpılır. kahve pişirilmeye üşenildiği için ağzına toz kahve tıkılır, şahıs kusmanın eşiğine getirilir, nedense kusmaz. bu şahıs sabah "feci başım ağrıyor, ağzımın tadı bok gibi" dediğinde "alkoldendir" denerek geçiştirilir.
o gece viskiden içmeyen 2 şahıs acayip eğlenmişlerdir, hala arkadaş toplantılarında o geceyi anıp eğlenmektedirler.
tavanda asılı duran kare şeklinde yalıtım nesnelerinin 3'nü kırdım. ama hangisini sarhoşken kırdım hangisini içmeden önce kırdım hatırlamıyorum. ama zıplayarak yumruk atma işini içtikten sonra yaptığıma eminim. komik tarafı bundada bir ölçüde başarılı olmam, yumrukla 3 metreye ulaşabiliyorum sanırım...
önce geceye metallica dinleyerek başlamak, sonra müslüm gürses'e geçmek, biraz daha sonra tekrar hardlaşıp cannibal corpse veya marduk dinlemek, sonra duygusallaşıp nostalji'ye dalmak ( doksanlar'a takılmak) ardından "ya bu ne, kıro olduk iyice" deyip jacques brel, hugues aufray falan dinlemek daha sonra aklına türkiye gelir youtube'dan "beyin bedava" "dünyayı kıyametten kurtaracak adam"ı izlemek, ilham alıp kısa film veya ufak bir şiir yazmak. en "son lanet olsun saat 5 olmuş" deyip, sıcacık yatağa uzanılır.
murat taşdemir'e 'aa bakın kro var. aa kro ya bakın kro kro kro' demekle kalmayıp parmağımla da göstermiştim. ama sanırım bu salaklık haricinde zevk sahibi olmaya giriyor sanırım.