lisedeyken arkadaşlarla okuldan sonra sahilde birkaç bira içip evlerimize dağılmıştık. yasin isimli arkadaş eve gidince annesine menemen tarifi vermiş. ertesi gün bunu bize anlatınca çok gülmüştük. annesi yasin'in dönem arasında okulunu değiştirmişti. ahh yasin aah şimdi bile çok gülüyorum.
sarhoşken 2 de otobusle taksimden üsküdara gidip arkadaşı alıp taksime dönmüşlüğüm var. birde yolda kirpi sevdik. sevdiğimizin kedi oldugunu nice sonra öğrendim.
Benden birkaç yaş büyük uzak bir akrabamızla fazlaca içtikten sonra kağıt çöplüğünde doktora tezi aramak. Bir türlü yazamamıştır ve o gece bayağı bir dert yanmıştır.
ben:Bak ağbi oradaki kağıda da bak bir . ehehe.
Bekçi: ne arıyorsun burada.
Abi: iyi günler memur bey. ( benden de fazla içmiş bu ayı)
ben: ağbicim biz tez arıyorduk ya tezden ihtiyacımız varda bulamadık biz en iyisi tez elden gidelim. eheheh.
etrafinizda bi kitle iletisim araci varsa yapacaginiz butun isler salaklikla sonuclancaktir. ozelliklen telefonunuzdan uzak durun gencler, eski sevgilerinizi sirasiz bi sekilde aramak pek de akil kari degil ben size soyliyim
otobüste kusmaya başlamak. o kafayla ineceğim yerde nasıl durdum eve nasıl geldim hiç hatırlamıyorum.
sarhoş olmadığını ispatlamak için kanepenin üstünde yürümeye çalışmak.
votka şisesini öpmek.
en yakın arkadaşın getirdiği koliye değilde onun az gerisine kusmak.*
tabiki telefon kullanmak.
birden ciddileşip ''ben iyiyim!'' dedikten sonra gizleyerek (!) gülmeye çalışmak.
sigarayı ters yakmak.
en yakın arkadaşa bana yemek yaaaaaaap kendime gelirim yemek yaaaaaap ama yumurta yapma hiç sevmem daha çok midem bulanır bana yemek yaaaaaaaap diye bağırmak.
bağıra çağıra şarkılara eşlik ederken yere olanca gücünle vurmak.
gecesinde eski sevgiliye hala sana aşığım şeklinde mesajlar atmaya başlar ve her nasılsa tekrar çıkmaya başlanır, ama bunların hepsi sabah uyandıktan sonra geceki mesajların okunmasıyla farkedilir.
alkol almanın salaklığı yetmiyormuş gibi, ağızıyla içemeyip üstüne yapılan master'dır. içiyorsunuz sıçıyorsunuz kusuyorsunuz da ne oluyor ben onu anlamıyorum asıl.
ağaçlık alandı böyle piknite falandık. içip kendimden geçmişim sağa sola koşup durmak için ağaçlara turunuyodum. en sonunda tutunamayınca kafayı atmışım ağaca , arkadaşlar anlattı "acımıyo ya yok bişeyim" diyormusum.
(bkz: ben de bişey yok siz bir de ağacı görün)
