"hojuuu bakjın jimdii tekilayı kulağımla ijjicem" cümlesini kurmamla, şişeyi kulağımdan boşaltmam aynı anda gerçekleşti. üstüm başım tekila olmuştu, okky geldi yanıma, "abijim çok güzel kokuyosun" diyerek, boynumdan tekila içmeye yeltendi, karnına attığım bir tekmeyle kendisini yere devirdikten sonra, kendimde bir yer bulup oturdum. ev sahibi "yapmayın, etmeyin" diye ağlıyordu, orçun yerde kıpırdamadan yatıyordu, arka planda, death'in, human albümü çalıyordu, fakat biz çoktan insanlıktan çıkmıştık.
dört erkek, dört saçları kıçında pis metalci, arkadaşın ailesinin yazlıkta olmasını fırsat bilmiş, bize bir ay yetmesi gereken paraları havaalanında çalışan ablama vermiş ve duty free'den bir koli tekila aldırmıştık. limon, tuz, muhabbet ve bardak yoktu, herkesin elinde bir şişe tekila, müzikle birlikte kafa sallıyor, o tertemiz aile evinin, oymalı ahşap mobilyalarına tezat oluşturuyorduk. ev sahibi arkadaş titiz olması sebebiyle ve ailesinden fırça yememek için, sürekli bizi uyarıyor, evi pisletmemize engel olmaya çalışıyordu, her taraf kül dökülmesin diye arkadaşımızın yerleştirdiği kül tablalarıyla doluydu. orçun halen kıpırdamadan yatıyordu.
"orjuuunn hşştt orjuunn, tost sölijezz, stiyon mu" diyerek ayağımla dürttüm orçun'u, okky'le ev sahibi de yanıma geldi, onlarda dürtmeye katıldı, 3 adam dikilmiş yerde yatan arkadaşımızı tekmeliyorduk. kıpırdamadı, "abii öldü buu" diyerek okky evin içinde koşuşturmaya başladı, ev sahibi evde ceset görünce annesinin ne kadar kızacağından bahsederek, odanın köşesine çömeldi, eğilip saçımı kıpırdamayan ve tepki vermeyen orçun'un burnuna götürdüm, saç oynadı, "yajıyyooo hojuuu" diye müjdeli haberi verdim, nefes alıyordu.
yaşadığımız hareretli tartışmalar sonucu, arkadaşımızın alkol komasına girdiğine karar verdik, çözümü bulmamız pek vakit almadı. onu soğuk suyun altına sokacaktık, bilinci açılacaktı. hemen iki kolunun altına girip, yattığı yerden kaldırdık ve sürükleyerek banyoya götürdük. ev sahibi arkamızdan bozulan halıları düzeltiyordu. orçun halen tepki vermiyordu.
"soyalım hojuu giyinik olmazz" dedim tüm otoriterliğimle, sanki çok mantıklı bir fikirmiş gibi onayladılar, klozete oturtup soymaya başladık, acele ediyorduk, bu rezil durum bir an önce bitsin istiyorduk, lakin orçun'un beyaz slip donu karşısında oturup bir süre güldük, "donu da jıkaralım mı abi" diye sordu okky, "tabi" dedim, "donla olmaz", kontrol bendeydi, orçun karşımızda çırılçıplak oturmaktaydı, "hadi abi yıkayalım hemen" dedi ev sahibimiz, "olmaz" dedim, bu müzikle olmaz, onu rahatlatmamız lazım, içeri gidip death'i çıkarıp, bulabildiğim en soft şeyi taktım. banyoya geri döndüğümde arka planda deep forest çalıyordu.
kollarından tutup, ayaklarını tek tek kaldırarak küvete soktuk orçun'u, ayakta durabilsin diye ellerini duvara yasladık, bir dirseğinden ben, diğerinden okky destek oluyordu ona, yüzü duvara, dötü ev sahibine dönüktü, zar zor suyu açtık, çok soğuk olmasın kararı alıp, hafif ılıtarak, suyu kafasına tuttuk, su saçlarından bütün vücuduna süzülürken, suratında hafif kıpırdanmalar başladı.
ifadesi önce anlamsızdı, sonrasında hafif bir acı belirdi, hemen akabinde ise büyük bir rahatlama, tam o esnada, arkamızdan bir çığlık yükseldi, bu ev sahibimizin sesiydi, kafamı çevirdim.
Orçun zıçıyordu, ev sahibimiz ise evin kirlenmemesi içgüdüsünden kaynaklı ani bir refleksle iki avucunu öne uzattı, orçun'un düşen bokları avucunda birikiyordu.
yaptığı hatayı farkedince, "hassstirrr" diyerek, ellerini kafasının iki yanına vurdu. normalde klasik bir refleks olan bu hareket, şakaklarını boka buladı.
sıçan orçun ve arkasında bokundan avuç avuç alıp suratına süren ev sahibi, deep forest eşliğinde ilkel bir ritüeli paylaşan kabile mensupları gibi gözüküyordu.
geçen akşam yaşadığım ve içinde bir daha bulunmayı istemediğim durum.
taksici: yol kapalı sizi diğer yoldan götüreyim ancak biraz uzun olucak
alkollü arkadaş: olur abi sen daha iyi bilirsin.
alkollü arkadaş: abi napıyon sen yaaa nereden götürüyon bizi biz karşı tarafta oturuyoruz biz hayat s*k*y*oruz abiii nere götürüyon.
taksici: sabırlı bir şekilde beylerbeyi dolaşıyoruz öyle.
alkollü arkadaş: babamın silahida yanımda çıkmadan önce aldım para vermeyiz abi biz bize de mi lo lo abiii...
alkollü arkadaş: sigara içmeye çalışırken çakmağını düşürür.
taksici: çakmağını uzatır ve sigarasını yakar.
alkollü arkadaş: çakmağımı sen mi aldın üzerinde funny yazıyorsa benim ver onu.
ve gece arkadaşı evine bırakmakla biter sonra dönülür kendini eve bırakmaya ve taksiciyle yeni bir muhabbet arkadaşım böle adamlar kendini öldürür der taksici ben değil başkası olsaydı başınız belaya girebilirdi. taksici amca bir istanbul beyfendisidir, ve bu öğüt gerçekten dikkate alınır tarafımca bir daha bu arkadaşla asla alkol alınmaz...
edit: alkol komasına giren arkadaşı evine bırakmak başlığı dikkate alınarak yazılmıştır.
bunlari banyoya götürüp soğuk su ile yıkadıktan sonra eğer zeminde jilet varsa üzerine oturup kıç kanayabilir. Arkadasınızda kendine gelince "siktiniz mi lan beni !?" diyerek ortalığı birbirine katabilir. Zira jilet götünü kanatmıştır.
Kendine çok güvenerek vakkum gibi hızlıca içenlerin de başına rahatlıkla gelebilecek bu talihsiz kazada kazazedeyi ayıltmak için çaba göstermek; hele ayıltacak kişi ne yapacağını bilmiyorsa, o panikle işlerin daha da sarpa sarmasına neden olmaktır. Ayıltmaya çalışmak için, en başta bu konuda bilgili ve deneyimli olunması gerekir.
(bkz: Boğazına girsin ham çökelek)