(bkz: thierry mugler) parfümü.aşırı bir çekiciliği var.kendine bağlıyor resmen.arada buram buram size kokusu geliyor.kendi kendine baştan çıkabilirsin.hafif ama büyüleyici.
her kuruşuna değer
yumurta iyice gelişip, serpildi mi hiç aşağı, yukarı yönelmez, direkt insanın ortasından çıkar dışarı.
önce hafif bir öksürükle başlar, sonra kalp krizini andıran bir moda sokar, en sonunda da adamın gövdesini bödöff! diye pörtleterek dışarı çıkar. böyle de pistir bu zıkkım..
ha, bu arada bunların kanı yeşil ve asitlidir. değdiği yeri eritir.
fotoğrafını da verelim, görmedik demeyin;
bu, erişkin bir alien. muz kafasından kolaylıkla tanıyabilirsiniz.
yeni ingiliz heavy metal dalgası temsilcisi gruplardan. brave new love diye harika gaz bir şarkıları da vardır, the blob isimli 1988 yapımı bilimkurgu-gerilim filminin de tema müziğidir ve dadından yenmez.
avatar ve titanikle yönetmenlik alanında nirvanaya ulaşmış james cameron süper bir filmi.30 yıla aşkın bir zamnda 4 filmi çevrilmiştir.4 filmde de sigourney weaver oynamıştır.
ingilterede Film gercek olmus:
dayanılmaz acı göbek deliğinde yoğunlaşmaya başladı. Tişörtünü kaldırıp baktığında şişliğin derisini zorladığını ve bu yüzden kanama olduğunu gördü. Yapılan cerrahi müdahale sonucunda, sorunun genç adamın göbek deliğinden çıkmaya çalışan embriyo halindeki cansız ikizi olduğu ortaya çıktı.
Gavin'in gelişmemiş embriyo halindeki cansız ikizi 30 yıldır genç adamın karnında duruyordu.
gelmiş geçmiş en sürükleyici bilimkurgu / yaratık filmidir. 1, 2, 3 derken serisi çekilmiştir. her zaman olduğu gibi ilk film en cazibeli olanıdır. Sigourney Weaver her filmde vardır * ve inanılmaz uzundur. *