ingiliz ajanı değildir. ingiliz ajanı olmak için onların amal-i siyasiyesine hizmet etmen gerekir. Ki bunu meclis zabıtlarına baktığınızda, kimin en fazla gerçekleştirmek istediği çok net bir şekilde anlaşılmaktadır.
lozan konusunda kendisini parçalamış, ismetten ısrarla görüşmelerle ilgili tutanak vs istemiş fakat ismet tüm ısrarlara ragmen mevzunun gizli kalmasını istemiştir.
ve sanırım sonunu hazırlayan meselelerden biri de lozan konusu olmuştur.
lagım farelerinin pek sevmedigi anca kötüleyerek veya entry eksileyerek kıyıdan köşeden eleştirebildikleri şahsiyettir.
bu aşagılık haşareler anca böyle eleştirebilirler zira bu adama atfedebilecekleri bir suç yok, yolsuzluk yaptı diyemezler, yahudilerden ödülda alıyor diyemezler bu adam karşısında savunmasızlar.
ah ulan keşke yaşasaydı da o müthş ayarlarını şimdi de dinleseydik.
ordumuz kütahya-eskişehir savaşlarında yenilip, sakarya'ya doğru çekilirken, "sorumlusu kimdir? sorumlu kimse ordunun başına geçsin" diyen,
başa geçen atamız, yunanı asker kaçakları sebebiyle güç bela geri attığında, ordumuzda hal, cephane, asker kalmamış olduğu halde "yunan'ı neden izmir'e kadar sürmüyoruz?" diyen,
sakarya savaşı ile büyük taarruz arasındaki bir yıllık süre içinde "efendim türk ordusunun taarruzda kazandığı ne zaman görülmüş? yunanı taarruz ile sürmemiz mümkün değildir. yol yakınken barış isteyelim" diyen,
sakarya savaşı ve büyük taarruz arası dönemde atamızın hastalığından istifade ederek, başkomutanlık ünvanını ve yetkilerini elinden almaya çalışan,
büyük taarruz'dan sonra "ne önemi var ki? izmir'i zaten bize vereceklerdi" diyen,
atamızı elimine etmek için, milletvekili seçilme şartı olarak "şimdiki sınırlarımız dahilinde doğmuş olmak veya sınırlarımız içinde beş yıl oturmuş olmak" şartını eklemeye çalışan
çakallardan biridir.
ne olmuş, nasıl gebermiş hiç ama hiç mühim değildir.
Vatan hainliği ile kahramanlık arasındaki o çok ince çizgiyi bize hatırlatan zati muhteremdir. Tarih kazananları yazar. Kaybedeni ise kendisi hakkında iki cümle kuracak kadar bilgisi olmayan arkasından söverek anar.
Neyse suçu nitelikli muhalefet yapmak olan bir zat. Bunun bedelini de canı ile ödemiştir.
Yeni türkiyenin ilk faili meşhurlarındandır. Katili herkes biliyor ancak suskunluk yasası gereği kimse konuşamıyordu. Ali şükrü bey boş muhalefet yapan müzmin muhalif biri değildi. iyi eğitim almış, zeki, çalışkan, mükemmel derecede iyi bir hatip ve temiz bir vatanseverdi. Demokrasiye ve hukuka bağlı biriydi. Birinci dünya savaşından sonra galipler ile kurulan tezgahların ve onlarla masaya oturan sahte kahramanların farkına varmıştı. Düşmanla savaşıyor görünüp düşman hesabına gizliden iş tutan, tekalifi milliyenin ağır şartlarında yolsuzluk yapanlara kök söktürüyordu. Tıpkı bugün yaşadıklarımız gibi. O günlerde çankayaya köşk yapılıyordu bugün saray. Muhalifler faili meşhur cinayetlerle ekarte ediliyordu bugün ya içeri tıkılıyor yada kaza süsü verilen cinayetlerle ortadan kaldırılıyor. Dün masada musul kerkük vardı bugün doğu ve güneydoğu.