ordumuz kütahya-eskişehir savaşlarında yenilip, sakarya'ya doğru çekilirken, "sorumlusu kimdir? sorumlu kimse ordunun başına geçsin" diyen,
başa geçen atamız, yunanı asker kaçakları sebebiyle güç bela geri attığında, ordumuzda hal, cephane, asker kalmamış olduğu halde "yunan'ı neden izmir'e kadar sürmüyoruz?" diyen,
sakarya savaşı ile büyük taarruz arasındaki bir yıllık süre içinde "efendim türk ordusunun taarruzda kazandığı ne zaman görülmüş? yunanı taarruz ile sürmemiz mümkün değildir. yol yakınken barış isteyelim" diyen,
sakarya savaşı ve büyük taarruz arası dönemde atamızın hastalığından istifade ederek, başkomutanlık ünvanını ve yetkilerini elinden almaya çalışan,
büyük taarruz'dan sonra "ne önemi var ki? izmir'i zaten bize vereceklerdi" diyen,
atamızı elimine etmek için, milletvekili seçilme şartı olarak "şimdiki sınırlarımız dahilinde doğmuş olmak veya sınırlarımız içinde beş yıl oturmuş olmak" şartını eklemeye çalışan
çakallardan biridir.
ne olmuş, nasıl gebermiş hiç ama hiç mühim değildir.
lagım farelerinin pek sevmedigi anca kötüleyerek veya entry eksileyerek kıyıdan köşeden eleştirebildikleri şahsiyettir.
bu aşagılık haşareler anca böyle eleştirebilirler zira bu adama atfedebilecekleri bir suç yok, yolsuzluk yaptı diyemezler, yahudilerden ödülda alıyor diyemezler bu adam karşısında savunmasızlar.
ah ulan keşke yaşasaydı da o müthş ayarlarını şimdi de dinleseydik.
lozan konusunda kendisini parçalamış, ismetten ısrarla görüşmelerle ilgili tutanak vs istemiş fakat ismet tüm ısrarlara ragmen mevzunun gizli kalmasını istemiştir.
ve sanırım sonunu hazırlayan meselelerden biri de lozan konusu olmuştur.
ingiliz ajanı değildir. ingiliz ajanı olmak için onların amal-i siyasiyesine hizmet etmen gerekir. Ki bunu meclis zabıtlarına baktığınızda, kimin en fazla gerçekleştirmek istediği çok net bir şekilde anlaşılmaktadır.