12 ocak 2008 konyaspor beşiktaş maçı'nda, hareketleri ile olsun -hakemi aldatmaya yönelik hareketler- beceriksizliği ile olsun, "ben bu takımın oyuncusu değilim" diye bas bas bağıran adam.
sahada, köşebaşlarında boğazlı kazak ve sigarayla arz-ı endam eden kenar mahalle abilerini andıran çirkef ve agresif hareketler sergileyen beşiktaş futbol takımı oyuncusu. futbolla ilgisi de yine bu abilerin mahallenin çocuklarının maçlarına bodoslama dalıp "bi şut çekcem lan atsana topu keraneci" demesiyle paralellik gösterir.
yeni bebeğinin dünyaya geldiği fitbolcu. yani bebeği derken, hamile olan kendisi değil. gerçi maçlarda lohusa gibi. doğruya doğru. klup doktoru mu dedi fazla hareket yapmayacaksın diye bilemiyorum artık. bildiğim tek şey, genelde böyle yeni çocuğu doğan futbolcular o günkü maçta çok iyi oynarlar, arkadaşaları da genelde o kişiye galibiyet hediye ederlerdi. ama ali tandoğan ın bebeciği doğduğunda beşiktaşımız yenilerek şampiyonluk yolunda ağır bir yara aldı. velhasıl uğur tutmadı. yani bebiş uğurlu gelmedi. ben olsam o çocuğu esirgeme kurumu falan bir yere verirdim. tandoğarken yapılır mı bu ali?
sözleşmesini 1 yıl daha uzatmış adam. allah başta ben olmak üzere tüm beşiktaş taraftarına sabırlar versin. ertuğrul sağlam'a biraz akıl fikir versin ki, bu adamı oynatmasın, en azından ilk 11'de çıkarıp 90 dakika oynatmasın.. ibrahim kaş da gittiği için bu dilekler pek mümkün görünmüyor. 105 yıllık beşiktaş tarihinin en dandik adamlarından birisidir. hiç ama hiç yakışmamaktır, baba hakkı'nın, voleci şeref'in takımına...
rakip oyuncusuna kafa atarak yüzünü kıran, buna mukabil rakip takım taraftarının bu olayı unutmayıp her maç ana avrat sövdüğü bunlara rağmen yönetimin gece yarısı operasyonuyla rakip takıma transfer ettirilen ilk ve tek futbolcu...
son 4 sezondur ne demeye beşiktaş'ta durduğunu anlamadığım topçuydu. gereksizdi zira, gençlerbirliği'nin sağ bekinden daha fazlasını haketmiyordu. yolu açık ola.
nedense ali tandogan deyince aklıma hep sporting lisbon-genclerbirligi maçında attığı frikikle aklıma kazınmış futbolcu. Gençlerbirliğindeyken galatasaray taraftarı olduğunu duymuş ve galatasaraya gelmesini isterdim. Ama Allahtan beşiktaşa gitti de 2.cihan vakasından kurtulduk gerçi belki galatasarayda o performansını devam ettiredebilirdi o kadar potansiyelsiz bir adam değildi ali.
sertliğin ötesindeki düşüncesiz futbolundan başka hatırlanacak hiçbir şeyi olmayan vizyonsuz, fikirsiz, düşüncesiz. bursaspor'da ne işi var anlayabilmiş değilim. iyi ki dün yaptığı hareketin muhatabı çelimsiz, tecrübesiz bir genç oyuncu yerine roberto carlos oldu da pozisyon kırıksız atlatıldı.
2003-2004 sezonunda frank de boer'in ayağını kırmaya teşebbüs etmiş ziyan futbolcu. aynı sezon estadio jose alvalade'deki 0-3'lük sporting lisbon maçında attığı frikik golü kariyeri boyunca gözüme hoş gözüktüğü tek andır.