1975 yılında ilk defa katıldığımız Eurovision Şarkı Yarışması türkiye elemelerinde yarınlar şarkısıyla en çok halk oyunu almasına rağmen kura sonucu katılım hakkını trt'nın favorısı semiha yankı'nın seninle bir dakika adlı parçasına kaptıran bir zamanların ünlü şarkıcısı.
televizyon makinasıda okan bayulgen,bütün konuklar ve seyircilerin,finlandiyalı lordi grubunun performansını ve parcalarını beğenmemelerine karsılık olarak süper bir açıklama yapabilmiş sanatçı kişilik.
'... ve ilk kez bir eurovisiondaki sonucu kesinlikle süpriz karşılamadım ve cok beğendim.'
muhteşem bir ses ve sanatçı ahlakına örnek verilebilecek insandır. bir dönem annemiz teyzemiz yaşındaki insanlarıun da bugünün tarkanı yerine koydukları adamdır. burum buram karizma kokar, hatta fazla gelen karizmalar şahsının paçasından damlar.
2 gün önce trt fm'e konuk olarak yeni nesillerin kendisini daha iyi tanımasını sağlayan sanatçıdır.
eurovision'a ilk katılımızda bizi temsil edecekti, fakat trt'nin şarkısını uygun bulmamasından* dolayı yarışmaya başka bir sanatçıyla katılmışız zamanında. ayrıca kendisi iyi bir üniversiteden mühendis olarak mezun olmasına rağmen müziği seçmiş ve mesleğini ara vermiştir.
eskişehir uğur dershanesi nde bir tarih öğretmenidir aynı zamanda. dershaneye uğramayan öğrenciler bile arada bir bu hocanın dersine gülmek için gelirler. derslerindeki kahkaha desibelinin yüksekliği sebebiyle yan sınıfların rahatsız olması bu hocamızı da kendini dizginlemeye itmiştir zoraki olarak. yoksa cem yılmaz x 2.
ptt'de elektrik teknisyeni olarak çalışırken yarın 45'liğini çıkarıp üne kavuşan ve daha sonra tiyatro ve müzikle ilgilenip mesleğini bırakan filozof sanatçı. şimdilerde mesam'ın genel başkanlığını yürütüyor. en iyi şarkısı göçmen kuşlar'dır.
ezik bir yazar olarak, öğretmenler gününe ithafen gecikmiş bir entry: kendi şarkısından:
- bir harf için kırk yıl köle olunuyorsa, yirmi dokuz kere kırk yıl kölesiyiz öğretmenin...
tabi ki atatürk çü olması koşuluyla...
70 lerin ikinci çeyreğinden itibaren dostluk, kardeşlik, yaşam, doğa ve barış temalı şarkıları ile dikkatleri üzerine çekmiş, o dönemler adından baya bahsettirmiş farklı bir çizgisi olan şarkıcı.
19 mayıs akşamı trt'nin müzik programlarından birindeydi. ilk şarkısı başladığında çoğunluğu 20'li yaşlarda olan seyirciler sanatçının fiziksel görünümü ve şarkı söyleme tavrını komik bularak kıkırdamaya başladı. muhtemelen akıllarında 'bu adam nasıl meşhur olmuş bu müzikle' gibi bir düşünce geçiyordu. aslında itiraf etmem gerekir ki ali rıza binboğa hakkında ben de öyle düşünüyordum. ilk şarkısının ortalarına doğru gençler 'pek te fena değilmiş' mimiklerine geçiş yaptı. ali rıza binboğa'nın ikinci şarkısı 90'ların sonunda yavuz bingöl'le tazelenmiş baharım sensin'di. bu şarkı öyle güzel bir yorumla, öyle güzel altyapılarla bize sunuldu ki ali rıza binboğa'ya da 70'lerde iyi müziğin peşinde koşmuş diğer müzik insanlarına da ben ve benim gibilerin duyduğu saygı ve minnet hisleri perçinlendi.
ağzından eurovizyon'da hakkım yendi diye bir cümle duyamadığımız şarkıcı.
yıllar öncesinde çatalca'da tavuk çiftliği vardı.
istanbul ticaret odası kayıtlarında bulamadım kendisini..