matematik kampı esnasında sorduğu soruları bilemeyen öğrencileri hortumla ıslatan, göt kıç sik gibi tek heceli küfürlerden nefret eden 2 hafta boyunca aynı şortla dolaşabilen , ve türkiyede her şeye rağmen bir ilki gerçekleştirebilen yüce bilim adamı.
babasının kemiklerini sızım sızım sızlatmıştır diyenler tarafından, kraldan çok kralcı dalkavuklar tarafından döneklikle suçlanan adam. sapla samanı karıştırmadan özgürlükleri savunabilme cesareti gösterebildiği için bağışların bıçak gibi kesildiği vakfın başkanı. matematik profesörü, matematik köyü kurucusu, şair yazar, ressam... farklı inançlara sahip olmamıza rağmen büyük saygı duyduğum şahsiyet.
son olan türban davalarından sonra kardeşi ahmet nesini daha çok sevdiğimi anladığım adam.kardeşininde dediği gibi babasının düşünceleriyle ali nesin'in düşünceleri galiba uyuşmuyor,galiba aynı yolda değiller.
hatırlatmak lazım kendisine bundan 15 yıl önce bir sivas katliamı hatta soykırımı vardı. baban da yakılmak istenenler arasındaydı. onu yakmaya çalışanlar kimdi acaba? nasıl unuttun baban ve arkadaşları orda canlarının derdinde kurtulmaya çalışırken onları kurtarmak için gelen itfaiyenin işini yapmasını engellemeye çalışan ve bir yandan da halkı galeyana getirmek için bağırıp çağıran o kel insan müsvettesini?
yapma be ali nesin...bütün bunları televizyondan izlediğimde ben 10 yaşındaydım, ben bile unutmadım. kaldı ki yakılan, yakılmaya çalışılan senin babandı, belki evine onlarca kez gelen amca, teyze dediğin aydınlardı, babanın arkadaşlarıydı. nasıl unutursun?
bilgi üniversitesi'nde öğrencilere cehennem azabı çektirdiğine kanaat getirdiğim zebani. bunun dışında matematik köyü gibi bir ilim irfan yuvasını kurduğu için çok takdir etmiştik kendisini, aslında olaylar şöyle gelişti; bir gün gazeteden köyün kurulduğunu haber aldık, öğrenciler filan.. yurt dışından öğretmen bile getirtmişler, ücretsiz bir eğitimmiş, her şey çok normalmiş ve çok güzelmiş... sonrasında köyün zorda olduğunu, kaçak olduğu gerekçesiyle kapatılacağını okuduk. sonra bir baktık jandarma köyü basmış... aydınlık görünce dayanamıyoruz çünkü altında bir şey arıyoruz hemen. o köyde başörtülü öğrenciler olduğunu da biliyoruz ayrıca. olsun, ali nesin'in gözlerindeki o ışık, o anlam yeter.
babasının oğlu derler ya öyle bir adam.
aziz nesin'in oğlu.
matematikçi.
akademisyen.
ressam.
bilim adamı. nesin vakfı'nın yöneticisi.
matematik köyü'nün kurucusu.
ali nesin, matematiği korkulu rüyası haline getiren ve tıpkı benim gibi matematik özürlü olanlar için matematiği sevdirecek birçok dergi ve kitapa da imzasını atmış.
bununla ilintili olarak matematik dünyası adlı bir dergi çıkartıyor: http://www.matematikdunyasi.org/abonelik/abone.html
sohbetiyle insana keyif veren;
-50 yaşına gelmiş bir adamın hayattan çok da beklentsi olmuyor, idealleri olmuyor pek tabi. artık benim de tek gayem, nesin vakfı'nı geliştirmek ve öğrenci yetiştirmek. 50 yaşına gelmişim. 10-20 yıl sonra öleceğim ancak yetiştirdiğim öğrenci kadar yaşayabilirim. başka bir idealim yok hayata dair. he bir de çocuk istiyorum.., diyen güzel insan.
ali nesin der ki: insan, sosyalleşmiş bir hayvandır. sosyal sorumluluklarının bilincine varmayıp, toplumsal görevlerini yerine getirmediği müddetçe salt hayvandır.