ali mümtaz arolat

entry3 galeri0
    1.
  1. 1897'de istanbul'da doğmuş şairimiz.

    doğa ve aşk temalarını işleyen hece ölçüsü ile yazılmış şiirleriyle tanınır. galatasaray lisesi'nde okurken 1.dünya savaşı'na katıldı. daha sonra ticaret lisesi'ni bitirdi ve bankalarda çalıştı. ilk şiirlerini seza adıyla yayımladı. yeni mecmua ve dergah'ta sürekli şiirleri çıktı. hecenin yanı sıra serbest nazmı da kullanan şairimiz 4 eylül 1967'de istanbul'da vefat etti.

    "bir gemi yelken açtı", "hayal ikliminden dönen diyor ki" isimli şiir kitapları vardır.

    bir gemi yelken açtı

    bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine,
    civarından çığlıkla yorgun martılar kaçtı
    rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine;
    hayâl iklimlerine bir gemi yelken açtı.

    beyaz yelkenlerinde ölgün bir kızıllığın
    titrek son akisleri dalgalandı belirsiz;
    toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın
    hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz.

    ufuklarda solarken altın şafak gülleri
    yabancı âlemlerden sâadetler, emeller,
    ihtiraslar bekliyen kimsesiz gönülleri
    gizlice sıkıyordu kızgın demirden eller.

    en katı yüreklinin bile bu sabah iki,
    üç damla yaş kurudu solgun yanaklarında;
    açılan yolcuların hepsi hissetmişti ki
    bugün de erişilmez o diyâra, yarın da...

    mâdem ki o iklime erişmeye imkân yok,
    neden böyle vakitsiz enginlere çıkışlar?
    bulutlar toplanıyor, ufukta dalgalar çok,
    kış geliyor, yelkenler emin bir yerde kışlar!

    yolcular diyorlar ki: -erişmek ümidi az;
    biliriz dalgaların her biri bir mezarlık.
    belki de içimizden hiçbiri ayak basmaz,
    lakin yolunda ölmek, bu da bir bahtiyarlık!

    ufkun dört duvarına kanadını vurarak
    rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine,
    gümüş yelkenlerini yüksekten savurarak
    bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine.

    kaynak: cumhuriyetten günümüze türk şiiri antolojisi, abdullah özkan-refik durbaş, boyut dosya yayınları, 2003.
    2 ...
  2. 2.
  3. --spoiler--
    Bu akşam sonbahar ne kadar serin;
    Geceyi hasretle bekliyor zaman.
    Üstünde hasretle leylekler uçan
    Beyaz perdeleri indiriverin.

    Masamda düşünen eski lâmbayı
    Yakmayın, odamız karanlık dursun;
    Gecenin ufkundan yükselen ayı
    Görelim, perdemiz üstüne vursun.

    Perdemiz üstünde uçan leylekler
    Şimdi ay vurunca, yabancı, uzak
    Mâvi bir iklîmden kanad çırparak
    Geçen leyleklere benzeyecekler.

    O zaman unutup aşkı, hevesi,
    Neş'eyle çarparken yorgun kalbimiz,
    Göğsümüzden kopan bu coşkun sesi
    Kanat seslerine benzeteceğiz.
    --spoiler--

    Ali Mümtaz Arolat - leylekler
    0 ...
  4. 3.
© 2025 uludağ sözlük