abartma huyumdan muzdarip olsam da. eğer kitap yazacak cesaretim olsaydı aynı düşüncelerle ve aynı şekilde yazardım.
neyse ki kendisi yazdığından benim kalem oynatmama gerek kalmadı. *
--spoiler--
ay'ın bir sikime benzemediği bir geceydi. yıldızlar da görünmüyordu ortalıkta, onları saklayan bulutlar da... yarısını tek sefer de içtiğim ucuz şarap, patlıcan şerbetine; suratım, muşmula hoşafına; kalbim, otoyol geçeceği istimlak edilmiş pancar tarlasına benziyordu.
''hiç mi özlemiyorsun beni?'' dedim.
''korkuyorum'' dedi, ''sen beni o kadar çok sevdin ki, o yüzden korkuyorum.''
--spoiler--
gece gece duygularını kabartacak şiirleri olan adamdır.
en güzeli de budur herhalde;
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
Küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
Hepsi ağzıma sıçtı..
Ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
Her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
Seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
Ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
Ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
Maradona kilo aldığında acaip üzülmüştüm
94 dünya kupasıydı kokain ayağına futbolu bıraktırdıklarında
O zamana kadar bi dedem öldüğünde ağlamıştım
Bir de o gün ağladım Maradona'yla beraber
Sonra çok ağladım çook sayısını bile unuttum
Ama hala işler ne zaman kötü gitse ve ağlasam
Gözümün önüne Maradona'nın ağlayan yüzü gelir
Ben hala Maradona'yla beraber ağlarım sevgilim
Ağlayan Maradona'nın ne demek olduğunu
Bütün kenar mahalle çocukları iyi bilir
Tanrı, eliyle başımı okşamış gibi
Sevinmiştim Maradona ingiltere'ye çaktığında
Falkland Adaları'nın nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu ama
Fark etmezdi o zamanlar Arjantin dışındaki tüm takımlar
Biraz ipne, biraz kapitalist biraz da şerefsizdi
Che'yi bile ilk kez Maradona'nın tişörtünde görüp sevdim
Senin şimdi bunu anlaman biraz zor biliyorum
O zamanlar elimden gelse Maradona'ya zarar vermesin diye
içtiği kokainleri elinden alıp hepsini kendim içebilirdim
Babam Muhammed Ali'yi çok severdi beni boks maçlarına götürürdü
Maçlar gece olurdu ve sadece kahvede televizyon vardı
Babam beni usulca uyandırıp kucağına alır
Gece yarısı Muhammed Ali'nin maçlarına götürürdü
O aralar çok küçüktüm bunun ne demek olduğunu bilmiyordum
Babam seviyor diye ben de Muhammed Ali'yi seviyordum
Ne zaman suratına yumruk atsa rakibi
Ben suratımı babamın göğsüne gömüyordum
Dediğim gibi olayların farkında değildim pek
Muhammed Ali'yi babam seviyor diye seviyordum
Sonra yine babamla 82 dünya kupasını
Aynı adamı sevdiğimiz için izledik
Bu kez durum farklıydı ama Maradona'yı
Babam da seviyordu ben de seviyordum
Maradona futbolu bıraktıktan sonra babam da futbol izlemeyi bıraktı
Ben de bir ara bırakmak istedim sigara gibiydi meret beceremedim
Yani sevgilim ben Maradona'yı
Hemen hemen seni sevdiğim kadar çok sevdim..
Varlığında ben
Karayiplerde korsanım
kılıcımı sana balık tutmak için kullanıyorum
müsade et ellerimle besleyeyim seni
ellerim temiz
ellerim eve ekmek götüren işçi eli..
Varlığında ben
Hüseyin'in matarasıyım
Kerbela'nın sıcağına inat
son nefesinde içtiği buz gibi
son damla suyum..
Varlığında ben
emperyalizme direnen bir devrimciyim
bütün tersaneleri işgal edilse de yurdumun
iki kişilik bir sal yapıp kuytuda
okyanus okyanus dolaşıp
illegal bildiriler dağıtabilirim..
Varlığında ben
gıyabında sevmekten kurtulup seni
gözlerinin içine bakıp
Seni seviyorum diyebilirim..
bir günü daha geberttim gölgemdeki kravatla
sen bunları boşver ama kuyuları düşün rahatla
ben belki bulut olurum azcık daha içersem
seni yanıma aldıramam biliyorsun durumum yok
ben gelirim desem şimdi rakının gazına gelip
gelemem uyandığımda mahçup olurum gerek yok
ama belki bulut olurum bu ara hava müsait
cam kenarında yat bu gece n'olur
bütün ışıkları kapat
göğe bak..
Tesirsiz Parçalar ile tanıdığım ve ot dergisinde severek okuduğum kral yazardır.
Edit: Nasıl Beşiktaşlı olduğunu öğrendiğim zaman daha bir sevdim bu adamı ve tuttuğum takımın ne kadar asil bir takım olduğunu hatırlatan kişidir.
Seviyorum dediğin ama sevginin uğruna hiçbir şey yapmadığın için bitti evet bitti zor oldu ama bitti diyerek nice aşkın Final özetini yazmıştır ayrıca meslektaşımdır.
yazıları bana hep balon gibi gelmiştir. ama son zamanlarda onunla bir konuşmamız oldu gayet samimi geldi bana. hatta ortak bir şehire gelirsem( şehir adını burda veremiyorum çünkü deşifre olurum)görüşelime kadar gitti konuşmamız. bakalım onunla leş odam da sohbet etmek nasıl bir duygu. unutmadan ekşi sözlükte olsun, uludağ sözlükte olsun sana sallıyorum dediğimde de sallayabilirsin diyerek gönlümü almıştır.
yazılarını, şiirlerini severek okuduğum ama tam bir "ne oldum delisi" olduğunu düşündüğüm kişidir. yahu kardeşim sizler neden böylesiniz, "dük ali lidar", "dükünüz şöyle yaptı", "dükünüz rakı içerken" vs. vs. hele bir de özgürlükçü olduğunuzu, insanların size saygı göstermesi gerektiğini düşünüp durursunuz, insanlar hakkında yerli yersiz eleştiri, gırgır yaparsınız ama birisi size sert bile olmadan bir cevap verdiği zaman "huuuuuu". 7 haziran seçimlerinden bu yana, sn.ali lidar sürekli mhp ile ilgili postlar paylaşmakta, dalga geçmekte kendisi. devlet bahçeliyle ilgili attığı bir postta şuursuzca dalga geçtiği için kendisine nazik bir şekilde cevap verdim ve arkasından engellendim.