ince bir espri anlayışı (bkz: sense of humour) olan yarışma programı idarecisi.
göz alabildiğine nazik olması -zaman zaman sıksa da- iyidir, hoştur hoş olmasına ama ara ara sinyallerini çaktığı o 'alaycı' espri anlayışını daha fazla ortaya koyması çok isabetli olacaktır; genç kitle daha bir toplaşacaktır ekran başında efendim.
son derece donanımlı, entelektüel, yüksek derecede diksiyon sahibi, gelen her yarışmacıya kendisini anında sevdiren, toplumsal konulara duyarlı, yardımsever aranıpta bulunamayacak bir başarlı sunucu. zannımca türkiye'de alanında en iyisi. kendisi ile oturup hayata ve türkçe'ye dair, uzun sohbetler etmek dileğindeyim.
programa yansıttığı samimiyetine inandığım boş olmayan sunucu. hatta programda izledikçe gidip bir çayını içesim, muhabbet edesim geliyor. tam kafa adam diyorum bazen. dışarda görmediğim bir kişi sonuçta. günlük hayatında nasıldır bilemem. en azından televizyonda izlediğim kadarıyla tanışmak isterim.
ayrıca geçen gün programda yeni nesil vampirler için "it gibi liseli kızların peşinden koşuyorlar." gibi benzetmeleriyle güldürmüştür.
YARıŞMADA yanıtı merinos olan SORUYU BiLMEKTE ZORLANAN Yarışmacıya YÖNELiK OLARAK YAPTIĞI ''EVET SORU BiRAZ karışıktı AMA, SiZE KOYUN YERiNE ÜLKENiN Yarısı DESEYDiM HERHALDE ÇOK DAHA BASiT OLURDU.'' ŞEKLiNDEKi YORUMUNDAN SONRA YANDAŞ BASıN TARAFıNDAN ADETA LiNÇ EDiLMEYE BAŞLANan sunucu.
bir yarışmacıya sensör kelimesi hakkında ipucu verirken şekilli otomat tanımlamasını kullanmış ve bir kez daha farkını ortaya koymuştur. kendisi büyük ev ablukada dinleyicisiymiş, bir daha sevdim.
arkadaşım olsun, 24 saat muhabbet edelim dediğim başarılı sunucu.
--alıntı--
-Eşinizle nerede tanıştınız? Biraz anlatabilir misiniz tanışma hikayenizi? Ona da kelime oyunları yaptınız mı zamanında?
Ayşe, editör ve metin yazarı olarak çalıştığım bir programın yönetmeniydi. Kelime den çok sükûnet oyunuydu bizimki. Sonra bir gün bana kabak tatlısı pişirdi. Ve olaylar gelişti