"asmak lazım kesmek lazım bilali bilali kesmek lazım" şeklinde tekerlemeler kullanarak insanları korkutmaktan çok güldürmeyi başaran, reislerinin gözlerine (erol taş) hayran olduğum, başrolde merhum sadri alışık 'ın rol aldığı yeşilçam filmi.
1) ünlü bir şark masalı. iyi kalpli birisi olan ali baba isimli kahraman bir şekilde kırk haramiler adlı soyguncu çetesinin zulasını patlatır ve olaylar gelişir.
2) içinde kırk haramiler marşı gibi süper geyik bir olayın da yer aldığı bir ali baba ve kırk haramiler uyarlaması olan türk filmi. ali baba rolünü sadri alışık oynamıştır.
ali baba ve kırk haramiler'deki "açıl susam açıl" sözü bazılarına göre bahar aylarında susam tohumlarını saran kabukların birden açılmasını ve de susamların etrafa dağılmalarını anlatır. ve arabistan'da yaygın olan susamın olgunlaşma safhasını masalda böyle görüyoruz. fakat benim teorime göre böyle değil. nasıl mı? asya mitolojilerinden elimize ulaşan belgelerin bazılarında tanrının dünyayı yaratmadan bir gece önce susam şarabı içtiğine inanılır. ve bence mağaranın kapısının şifresinin susam olması da bundan gelir. çünkü mağara aslında maddi alemden manevi aleme geçişi simgeler. burada tasavvuf devreye giriyor. susam şarabı aslında bir nevi bizim aşıkların aşık olmadan önce içtikleri bade. mağaranın içindeki hazineler varlığın özü, haramiler ise aslında kötü adamlar değil; aksine onlar varlığın özüne ulaşabilmiş dervişler. ali baba ise bu yolculukta iyiliği ve temiz kalbiyle ilerleyen bir kişi. buraya kadar her şey mantıklı gözüküyor fakat aklımda bir soru işareti var. binbir gece masalları'nın yazıldığı dönemde iran, hindistan yani kısacası asya önemli ticaret hacmine sahipti. arapların böyle bir etkileşim sonucu masallarında bunu kullanmaları mümkündür kanımca..