1966 da futbolu birakan Saeta rubia (Blond arrow - Sarı Ok) lakaplı distefanonun 58 avrupa kupası maçında attığı 49 gollük rekoru, 2005 yılında Raul Gonzalez tarafından kirilabilmistir. Real Madrid'e, efsane başkanları Santiago Bernabeu tarafindan transfer edilmiştir. real, bu transferde distefanoyu adeta barcelona nın elinden zorla almistir. bu transfer hikayesinde , diktator Francisco Franco hukumetinin buyuk etkisinin oldugu bilinse de, real madrid her zaman bu transferin gonullu olarak gerceklestirildigini iddia etmektedir.
distefanonun madride transferi, ve bu transferden sonraki ilk barcelona macinda 3 gol atmasi, real-barca dusmanligini koruklemistir.
uefa tarafından avrupa'nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu seçilen yüce şahsiyet, büyük simge. başta real madridliler olmak üzere, bazılarınca pele ve maradona'nın da önünde dünya'nın en iyi futbolcusu olarak gösterilmekle birlikte, en kötü olasılık olarak bu ikiliyle eşit teraziye konulmaktadır. pek çok arjantinli gibi, futbola buenos aires şehrinde başlamış, ilk profesyonel imzasını da river plate takımına atmıştır. 1 sene huracan takımında kiralık oynadıktan sonra, asıl patlama yapıp avrupa'ya atlayacağı takıma, yani kolombiya'ya, millionarios takımına transferi gerçekleşir. burada maç başına 1 gol ortaması yakalayan stefano, takımının avrupa kulüpleriyle oynadığı maçlarda ilgi çeker ve real madrid ile barcelona'yı peşine takar. stefano'nun real madrid'e transferinin çok farklı, şehir efsanesi tadında versiyonları mevcuttur fakat en çok itibar göreni, barcelona'yla anlaşan stefano'nun real madrid tarafından yasal olmayan yollarla kapılması, barcelona kulübünün buna isyan etmesi ve tabii franco'nun da etkisiyle hakkını alamamasıdır. sonuç olarak, federasyon takımlara stefano'nun 1 sene barcelona'da 1 sene real madrid'de sırayla oynamasını teklif eder, aldığı futbolcuyu elinden kaptıran barcelona, uğradığı haksızlığın siniriyle bunu reddeder ve alfredo di stefano, o dönem avrupa'ya damgasını çok ama çok sağlam bir şekilde vuracak real madrid'in yolunu tutar. di stefano'nun madrid'e transferinin 3 sene sonrasında, yani 1956'da, avrupa'nın en iyi takımının belirlenmesinin gerekliliğine inanılıp, avrupa şampiyon kulüpler kupası başlatılır. di stefano, puskas ve daha birçok efsanevi oyuncunun birleştiği o madrid kadrosu, avrupa şampiyon kulüpler kupasının ilk 5 yılını silip süpürür, kupayı kimselere yar etmez. tabii bu başarıda puskas'la birlikte en büyük pay sahibi olan stefano da gereğini yerine getirip, 5 finalde de gol atmayı başaran tek oyuncu ünvanını alır. real madrid'le 8 ispanya ligi şampiyonluğu, 1 copa del rey, 5 avrupa kulüpler şampiyonluğu, 1 kez dünya kulüpler şampiyonluğu kazanmıştır. river plate ve millionarios takımlarında yaşadığı şampiyonlukları da eklemek gerek. kariyeri boyunca 9 numaralı forma giyen stefano, 1964 yılında 9 numarası elinden alınmaya kalkılınca, 38 yaşında espanyol'a transfer olur. burada 2 sene, yaşının da etkisiyle düşük bir performans ortaya koyan stefano, futbol yaşamına 40 yaş gibi, oldukça geç bir yaşta nokta koyar. teknik direktörlük kariyerinde 8 farklı takımı 12 kez çalıştırmıştır. ayrıca, river plate ve boca juniors rekabetinde her iki takıma da teknik direktörlük yapmış ve her iki takıma da şampiyonluk kazandırmıştır. bilmiyorum, bunu başarabilen başka teknik direktör var mı veya kaç tane var, ama bunu yapabilen ender insanlardan biri olduğu kesin.
son olarak 1990-91 yılında real madrid'i çalıştırdı ve o sezonun sonunda teknik direktörlük kariyerine noktayı koydu. 1926'da doğan buenos airesli, şu anda 83 yaşında ve hala dimdik (bu tartışılabilir pek tabii) ayakta. real madrid kulübünün sahip çıktığı ve istisnasız bütün futbolcu transferlerinde transfer edilen futbolcuyla birlikte basının karşısına çıkararak göz önünde tuttuğu, yaşayan efsane...
real madridli eskilerin, santiago bernabeu 'da kale arkalarından birinin eğik olmasını, "alfredo o kaleye daha çok gol atardı. o yüzden taraftar o tarafa daha çok ilgi gösterirdi" diyerek açıkladığı, kimilerince dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olduğu iddia edilen forvet.
Pele'nin "Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu Real Madrid'li Alfredo Di Stefano'dur. Maradona'nın elle attığı golün dışında kafa golü yok ve sağ ayağıyla topa iyi şut vuramıyor. Oysa Di Stefano komple bir oyuncu, bu nedenle o, en büyük!" dediği futbolcu.
Boca ve river plate arasındaki ezeli rekabet, kulüplerine hizmet etmiş futbolcular konusunda da yaşanır.Boca taraftarının simgesi Diego Armando Maradona'dır. River Plate taraftarına göre ise Alfredo Di Stefano Maradona'dan daha iyi bir futbolcudur.
bana sorarsanız, ikisini karşılaştırmak anlamsızdır. alfredo maradona'dan daha fazla gol atmıştır ama oysa maradona orta saha oyun kurucu iken alfredo forvet oyuncusudur. yerden şutları maradona'dan daha etkilidir alfredo'nun hatta bu yüzden lakbı sarı oktur, fakat maradona'nın firikik ustalığı tartışılamaz. çalım yeteneği ise maradona teknik ve hız anlamında açık ara öndedir, oyun zekasıda maradona da daha fazladır. fakat bitiricilik denince akla alfredo gelmelidir. ayrıca alfredo maradona dan farklı olarak her iki ayağını da süper kullanmakta ve kafa toplarında da çok etkiliydi.
kısacası maradona da orta saha, alfredo da ise forvet yetileri ağır basar ve bu yüzden karşılaştırma yapılmamalıdır.
Ohaa bu adam da öldüyse gerçekten dünya futbolunun yeni bir külliyata ihtiyaç duyduğu kesinleşmiştir. Öyle büyük bir adam.
efsaneler de yerlerini başka efsanelere bırakıyor. Bi gün Bi uyanmışız. Cr7 50 yaşında, beckham 60 yaşında olacak. Seedorf un saçları ağaracak. Messi Barcelona kulüp başkanı olacak.
Barcelona nin kadrosuna katmak icin canla calistigi ama donemin dikdatoru franco nun baskisi ve barca strateji hatasi yuzunden real madrid e imza atmis efsanevi arjantinli, Bircok kisiye hatta pele ye gore tarihin gordugu en iyi futbolcudur. 282 macta yaklasik 216 gol atarak ve sampiyonlar ligini ( o zaman ki adiyla sampiyon kulupler kupasi) tam 5 sezon arka arkaya takimina kazandirarak iddialarin hicte asilsiz olmadigini kanitlamistir.