En beğendiğim eseri monte kristo kontudur. Bu iki ciltlik eseri tam 4 kere okutmayı başarmıştır bana. Tabi 3 silahşörleri de unutmamak lazım. Ama monte kristo 3 silahşörlere göre çok daha iyidir kanaatimce.
üç silahşör romanıyla akıllara kazınmış, öyküsünde tarihi meseleleri çarpıtmak gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalmış yazar. kendisiyle aynı adı taşıyan bir de oğlu vardır. fakat, oğlunun edebi hayatı kendisi kadar sükse sahibi olmamıştır.
*siyahi oluşundan ötürü eğitim hayatında zorluklar çekmiş yazar. insan bekliyor ki o kadar zorluktan sonra hırs olsun, hepinize göstereceğim desin. demiş ama bir yandan da kumar,zevk borcuna girmiş yazarımız. evindeki mobilyaları sattığı iddaa edilir. monte kristo kontunu gazeteye yazmış, ne kadar çok yazarsa o kadar çok kazanacağını bilen yazar öyle betimlemeler yapmış, öyle cümleler kurmuş ki seneler sonra bile kulakları çınlatılır olmuş. hoş, şimdi kalkıp karnını doyurmak için uzun uzun kitaplar yazan yazarlarla kıyaslandığında dumas'nın eline su dökmek mümkün değil. ** ceseti panthéon'a sonradan taşınmıştır.
Fransız yazarı. Geniş hayal gücü ile 300 kadar roman ve oyun yazarak çağının en verimli ve en ünlü yazarlarından biri oldu. Çoğunlukla konularım tarihi olaylardan seçmekle birlikte, romanlarındaki kahramanlan olağanüstü hayai gücü ile canlandırarak etkileyici bir anlatım biçimi oluşturdu. Ölümünden bu yana, yüz yılı aşkın bir süre geçmesine karşın, romanlarının bazıları günümüzde de okunmaktadır. Üç Silahşörler, Monte Kristo gibi ünlü romanları birçok kez sinema ve televizvona aktarılmıştır.
Oğlu da kendisi gibi tanınmış bir romancıdır. ikisini birbirinden ayırt ı etmek için, adlarının sonuna baba ve oğul sözcükleri eklenir. Alexandre Dumas Pérenin başlıca eserleri: Üç Silahşörler, Yirmi Yıl Sonra, Monte Kristo Kontu, Bargelonne Vikotnu, Bayan Montsoreau, Henri 3 ve Sarayı (oyun), vb.
bu adam yazar değil matbaadır. 300 yakın kitabı vardır.
ama yöntemi duyunca türk olabileceğine kafa yormuştum. kankileri varmış, bi yazı atölyesinde çalışırlarmış. kankiler malzemeyi toplar, e bir romanda olması gereken bolca tasviri hazırlar, dumas'ta gelir onları toparlar basarmış. o bu değil de, siyah lale fena değil.
tiyatro oyunları yazarken bir gün roman yazmaya karar verir. roman yazmaya başladığını duyup çok kızan balzac, dumas'ın da bulunduğu bir davette
-yazı yazmaya kabiliyetimin azaldığını hissettiğim gün piyes yazmaya başlayacağım...diyerek onu küçük gördüğünü anlatmak istemiştir.
dumas gayet sakin:
-o halde ne bekliyorsunuz, üstat? geç bile kaldınız...diyerek cevap vermiştir.
2005 yılında yayımlanmamış bir romanı daha bulunan fransız yazar. yalnız romanın sonu eksik kalmış onu da romanı bulan kişi yazıp yayımlayacakmış. akibeti ne oldu bilemiyorum.