rus ve hatta dünya askeri tarihinin en önemli ilk on komutanı arasında rahatlıkla yer bulabilecek askeri deha. erinden subayına kadar tüm askeriyle yakın ilişki tesis etmeyi, onlarla aynı sofraya oturmayı, onların sorunlarıyla ilgilenmeyi ilke edinmiş ve böylece orduyu, fertleri birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aileye çevirmiştir suvorov. başarısının arka planında işte bu bağlar söz konusudur. suvorov'un ordusu, bölünemez, parçalara ayrılamaz bir makineydi ve bu makine, yaratıcısına büyük başarılar ve prestij kazandırdı.
girdiği 60 muharebenin hiçbirini kaybetmemiş bir rus komutanıdır. elde ettiği başarı tarihte eşi az görülen bir başarıdır.
söz konusu muharebelerin bir çoğu bize karşı yaptığı muharebelerdir ama böyle olması askerlik becerileri takdire şayan büyük bir komutan olduğu gerçeğini değiştirmez.
bizde bir huy vardır. bir tek kendi kahramanlarımızı överiz ama yabancıların kahramanlarını pek sallamayız. misal tarihin gelmiş geçmiş en büyük amirali bir korelidir ama bilmeyiz.
hele ki söz konusu kahraman bize karşı savaşmışsa ya umursamaz ya da itin götüne sokmak için fırsat kollarız. oysa yenilince hiç değilse başarılı bir komutana yenilmek daha şerefli değil midir?
şimdi adını hatırlayamadığım bir ingiliz tarihçinin şöyle bir sözü vardı: "başka ulusların kahramanlarını da takdir etmeyi bilmeyen uluslar kolay kolay kahraman çıkaramazlar."