Dedesi habeşistan'lı yani zencidir. puskin bu dedesini 'petro'nun arabı' öyküsünde anlatmıştır. Malumunuz ülkemizde de zenciler için arap sözü kullanılır. iş bankasından çıkan 'yüzbaşının kızı' antolojisinde söz konusu öykü yer alır.
petersburg hayallerimi süsleyen şehirdir hep. en çok da yazarlar, şairler sokağıdır ilginç olan. orada puşkin'in karısı için düello ettiği alan, dostoyevski'nin sık sık gittiği kafe bence gidenleri geçmişe götürür ve etkiler. puşkin'in karısı için düello etmesi benim için her zaman eserlerinin de önüne geçmiştir. canını bile düşündürmez o sevgi. kaldı ki puşkin çoğu rus yazarlarına dahi önderlik yapmış dünya edebiyatının önde gelen sanatcçılarındandır.
ölümü intihar değil, karısı hakkındaki söylentiler yüzünden düelloya çağırdığı bir yüzbaşının düelloda karın boşluğuna isabet eden kurşun yarasıyla olan şair, yazardır. karısı çok süründürmüştür bu adamı. uzun süre aşkına karşılık vermemiş ve hiçbir zaman gerçekten severek evlenmemiştir. nitekim kendisini keşkin nişancı bir yüzbaşıyla boynuzlamış, dedikoduları duyan Puşkin yüzbaşıyı o zamanki usule göre onur meselesi yapıp düelloyya çağırmış, kendi eliyle ölümünü hazırlamıştır.
1799’da Moskova’da doğan Puşkin soylu bir ailenin ilk çocuğudur. Babası Sergey Lvoviç, annesi Nadejda Osipovna Hannibal’ın dedesi Etiyopyalı Hannibal’in Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz çocuğudur. ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edinen Puşkin’in annesi ve babası da eğitimli insanlardır. Henüz 8 yaşındayken Fransızca ve Rusça biliyordu. Özgürlükçü ve alaycı yazılarını beğendiği Fransız Edebiyatı’ndan on yaşındayken etkilenip şiirler ve komediler yazmaya başlamıştır. Dönemin tanınmış şair ve yazarları Puşkin’in evine gelip ona Rus masalları anlatırdı ama hiç biri Puşkin’i Rus türküleri söyleyen dadısı kadar etkileyememiştir. Yaşlı dadısı Aria’nın anlattıkları Puşkin’in çocukluk ruhunda önemli izler bırakmıştır. Öğrenim yıllarını Petersburg’a gitmeden dünyaya kopuk bir şekilde görmüştür.
yüzbaşının kızı isimli eserinde şöyle bir şiir var;
yeşil orman, anne orman, uğuldama
engel olma düşünmesine bu delikanlının
yarın hesap vermeye çıkacağım
en korkunç yargıcın karşısına, çar'ın
başlayacak sormaya çar baba
söyle bakalım köylü oğlu, söyle
kimlerle gittin soyguna, yağmaya
çok muydu yoldaşların?
söyleyeceğim sana çar baba
bir bir anlatacağım gerçeği
yoldaşlarım dört taneydi
birinci yoldaşım karanlık gece
ikincisi çelik hançerim
safkan atımdı üçüncüsü
dördüncü yoldaşım sıkı bir yay
ve amansız oklardı habercilerim.
aferin, diyecek çar baba
aferin sana köylü oğlu
soygunda olduğu kadar
söz söylemekte de ustasın
işte bunun için çocuğum
sana şu karşıki alanda
bir ev armağan ediyorum
üç direk, bir kirişten yapılma.