patent hırsızı pezevengin biridir. aynı thomas edison gibi başkasının icatlarının üzerine konmuş puşttur.
--spoiler--
Telefonu Antonio Meucci icat etti
Sağı solu belli olmayan ama bazen de parlak başarılara imza atan Floransalı mucit Meucci ABDye 1850de geldi. 1860ta, teletrofono adını verdiği bir elektrikli aygıtın çalışma modelini gözler önüne serdi. Meucci, Alexander Graham Bellin telefon patentinden beş yıl önce, 1871de bir tür geçici patent (caveat*) başvurusunda bulundu. Meucci aynı yıl, Staten Island feribotunun kazanının patlaması sonucu ciddi biçimde yanarak hastalandı. Çok iyi ingilizce bilmeyen ve işsiz olan Meucci 1874te başvurusunu yenilemek için gerekli olan 10 doları gönderemedi. Bellin patenti 1876da tescillendiğinde Meucci dava açtı. Meucci orijinal krokilerini ve çalışma modellerini Western Unionın laboratuarına yollamıştı. Olağanüstü bir tesadüf eseri Bell bu laboratuarın aynısında çalıştı ve modeller esrarengiz bir biçimde kayboldu.
--spoiler--
Telefonu icat etmemiştir piyasaya sürmüştür..
2002'de Abd Temsilciler meclisinin aldığı '' Antonio Meucci'nin hayatının ve başarılarının tanınması ve Meucci'nin telefonu icat ettiğini kabul edilmesi'' kararıyla resmen ortaya da konmuştur. teşekkürler bell(!) tanrı seni kutsasın meucci.
"cahillikler kitabı " içerisinde yer almış konudur. kitabın savunmasına göre "alexander graham bell" asıl kaşif olmamakla birlikte, asıl kaşifin emegine hazır olarak konan kişiymiş. bunuda şöyle açıklamakta "ozamanlar telif hakkı diye birşey yoktu. Asıl kaşif telif hakkının benzerini yazılı belge olarak geçici olarak ustune aldı. fakat telif hakkı denen olay gerçekten çıktıgı vakit, asıl kaşif vefat eder ve graham bell üstüne konar"
istanbul'da bunalıma girmiş bir akşamüstü. Sofra hazır, rakı sek ölesiye nihavent yankılanıyor odamdan, penceremin kenarına iliştirmişim dirseğimi, hafif bir meltem yalıyor yanağımı ooşt diyorum. Az önce alt komşum Müzeyyen'den azar işitmişim. Formundasın gene uyuyamıyoruz geceleri. Diyor. Açık kapıdan ıslattığı fasulyenin kokusu burnuma doluyor. Kadın sakalını almamış, eğiyorum başımı, müteessirim diyorum. Neeey diyor. Danimarka'dan aldığım bardaktan sallıyorum rakıyı boğazıma, bencilsin, alt komşunu düşünmüyorsun diyorum.
Duvarda guguk kuşu oyunundan bir resim, derken Türk sinemasından duyduğum özenti ile Kadıköy'den aldığım siyah çevirmeli telefon zırrr zırrr diye haykırıyor. Ellerimi dizlerime yapıştırıp kalkıyorum.
Gülümsüyorum, Nedendir bilinmez bağışla deyince Yılmaz Güney filmlerini hatırlıyorum, Bir de siyah telefona bakıp Floransa'lı Meucci'yi, haydariye çatalımı yiterken 1871'li zamana gidiyorum.
Sağı solu belli olmayan, koşturmayı seven ''aha buldum'' diye olmadık yerde sıçrayan bir adam Meucci. 1850'de ver elini ABD diyerek düşüyor yollara, zor günler bekliyor onu havalar sıcak, bir eczanenin önünde John s. Pumberton'a adres soruyor. Sonradan coca cola'yı buluyor bu doktor.
1860 yılında Meucci'nin kafasında öyle bir ampul yanıyor ki sanırsın bin volt. işte o buluşun adı ''Teletrofono'' adını veriyor. Meucci,Alexander Graham Bell denen sahtekarın telefon patentinden beş yıl önce 1871 de veriyor. Bir tür geçici patent ( bu olaya ''caveat'' deniyor bu konuya girmiyorum ödev veriyorum.) başvurusunda bulunuyor.
Meucci aynı yıl Staten Island feribotunda martılara mısır gevreği atarken, feribot kazanın patlaması sonucu ciddi biçimde yanarak hastalanıyor. Meuccide yabancı dil iyi değil ve işsiz 1874'te on dolara ihtiyacı var ve atıyor elini cebine şalvar bank değil ki yok işte, bu arada Graham Bell'in patenti tescilleniyor. Kız arkadaşına ayar veriyor senin sesini her an duyabilmek için uyku girmedi gözlerime gibilerinden...
Garibim Meucci dava açıyor...Orijinal krokileri, çalışma metodlarını falan Union laboratuarına yollamıştım diyor. Ama sen gel gör ki olağan üstü bir tesadüfle Graham bey de o laboratuarda çalışmıştı ve o belgeler yalan oluyor.
Meucci'nin açtığı dava devam ederken 1889 öldü. icadın sahibi de Meucci değil Bell oldu... 2002 yılında ABD Temsilciler Meclisinin Antonio Meucci'nin telefonu icat ettiğini kabul etmesi ile biraz dengelendi ama... yazık oldu yarınlara durumu...
Rakım bitmiş dolduruyorum. Düşlenilesi şehrin akşam saatlerinde evine çekilen garipleri düşlüyorum. Graham Bell , afra satarak terayağlı ballı ekmek yiyerek geçen günlerinde, Garibim Meucci haftaya söz kasap efendi mağdurluğunda boynunu büküyor... Müzeyyen'in sesi geliyor kocasına ayyyy bildiğin dana canım... adamda çıt yok...
yaşamış olduğuna duacı olduğum insan. telefonu bulmasaydı falan başkası bulurdu düşüncesi bile kendisine karşı sevgimi azaltmıyor. azalan tek şey zaman, sözlük.
telefonun mucidi olan adam değildir.başkasının bulduğu icadın üstüne konan bir kırodur.hızlı davranmış akıllılık etmiştir.
telefonun asıl mucidi başkasıdır;
ingiltere'nin başkenti Londra'daki Bilim Müzesi'nin arşivinde bulunan gizli bir dosya, Philipp Reis adlı Alman bir öğretmenin, telefonun mucidi olarak bilinen iskoç Alexander Graham Bell'den 13 yıl önce telefonu icat ettiğini ortaya koydu.
Müzenin küratörü John Liffen tarafından bulunan dosya, Philipp Reis'ın 1863'te, sesleri bir alıcı ve verici yardımıyla aktarabilen bir alet yaptığını ortaya çıkardı.
Sesleri zayıf da olsa aktarabilen ve adı 'Telephon' olarak geçen aletin sağlıklı bir biçimde çalıştığı, 1947'de ingiliz Standard Telephones and Cables (STC) şirketinin uzmanları tarafından ortaya çıkarılmış. Ancak Amerikan Bell telefon şirketinin devamı olan bir firmayla kârlı bir anlaşmanın eşiğinde olan ingiliz şirketinin başkanı bulguların açıklanmasını yasaklamış.
o artık bir mucit değil, o artık tarihe adını altın harflerle yazdırmış kişi değil, artık onun adı aklımıza telefona her alo deyişimizde, telefonun mucidi olarak değil bir şerefsiz olarak gelecek, artık onun o acıklı hayat hikayesi kimseye inandırıcı gelmeyecek, belki adını ansiklopedilerde yada çeşitli kitaplarda okuyacağız ama bir bilim adamı olarak değil bir sahtekar olarak.