kitabı kuran-ı kerim olan bir kitle olduğu için kesinlikle yanlış bir söylemdir. zaten çıkış noktası da hakem olayından sonra başlar. namaz konusunda da aleviler hz.ali'nin son namazı onlar için kıldığı görüşündedirler. aralarında karışıklıklar olmasına rağmen genel anlamda fikir birliği içindedirler. alevilerin ayrı bir din mensubu olmadığı kesindir. sadece bazı konularda inançları farklıdır ama temel konularda birlik içindedirler.
konuya getirilebilecek en ciddi argümanın şu olduğu ifadedir:
- alevilik müslümanlığın bir kolu değildir.
- alevilik şamanizmin bir kolu da değildir.
- binalealeyh alevilik kol değildir!
kesinlikle doğru olan bir önerme. alevilik sözkonusu olduğunda aleviler arasındada bir görüş birliği olmadığı görülür,aleviliği çeşitli tanımlara indirgemeye çalışanlardan tutun,onu müslümanlığın modern bir açılımı olarak görenlere kadar ilerleyen geniş bir tanımlama coğrafyasıyla karşılaşırız bu konuda.durumu duygusallıktan koparıp realiteye uygun bir şekilde değerlendirdiğimizde aleviliğin müslümanlığın bir kolu olmadığı rahatlıkla görülebilir.
herşeyden önce müslümanlığın ibadet şekli namaz kılmaktır, namaz heryerde kılınabileceği gibi,asıl yeri camilerdir. camilerdeki ritüel değerlendirildiğinde ritüeli oluşturan parçaların cami,hoca ve müridler olduğu görülür. dünyanın hangi müslüman ülkesine giderseniz gidin islamın ibadet paradigmasınınj bu şekilde uygulandığı bir gerçektir.
alevi düşüncesini irdelediğimizde; bu düşüncenin ibadet şeklinin çok farklı olduğu görülür, alevilerin ibadet ritüelini oluşturan parçalar; cem evi,dede,saz,deyiş ve semah dönen canlardır. kadınlı erkekli gruplar hep birlikte yanyana otururlar,dedenin söylemiş olduğu deyişler eşliğinde canlar semah dönerler ve dualist bir bakış açısıyla doğaya olan şükranlarını sunarlar. bu sunuş anındaki muhatap tinsel ya da fenomenal bir varlık olabilmektedir.
alevilerin müslüman olarak algılanmaları yanılgısındaki temel neden hz.ali ye olan sevgidir. alevi düşüncesinde hz. ali ye karşı gösterilen sevgi ve saygı yaşanılanlar üzerine tabi tutulan bir empatiden doğan sempatinin ürünüdür. zira hz. ali de kendi yaşadığı dönemde birçok haksızlığa uğramış ve onun soyundan gelenler katledilmiştir, alevi kültürünün yüzyıllardır uğradığı asimilasyonlar ve katliamlar neticesinde alevilerin hz.ali nin ve onun soyundan gelenlerin yaşadıklarının kendi yaşadıklarına benzer şeyler olmasından dolayı hz.ali yi sahiplenme ve benimseme politikasına girişmişlerdir. zira alevilerin ibadet etme ritüeli çerçevesinde düşünüldüğünde hz.ali bu ritüelin konseptine uygun bir figür değildir,bildiğim kadarıyla kendisi saz çalıp ,deyiş söylemiyor.
tüm bu argümanlar çerçevesinde düşünüldüğünde aleviliğin islamın bir kolu olmadığı söylenebilir,bu entryde yüzeysel bir şekilde dile getirilen bu düşünüş daha sağlam verilerlede desteklenebilmektedir.aleviliğin tarihsel gelişimi incelendiğinde anadoluya islamiyetten önce geldiği görülebilir.
cami ve içinde yapılanlar ile cem evi ve içinde yapılanlar arasındaki sonsuz ve mekansız fark görüldüğünde doğruluğu ortaya çıkan önerme. tabi cem evini ve semah dönmeyi saçma ve uydurma ritüeller olarak düşünenler varsa ne desen boş.
uzun süreden beri kızıl kürtlerin yaygarasıdır.bU YAYGARAYA iNANAN TÜRKLER iSE LiBOŞ CiBiLiYETSiZLERDiR.
MÜSLÜMANLIĞI SALT OLARAK NEREDEN ÇIKTIĞI BELLi OLMAYAN iBADET RiTÜELLERiNE DAYANDIRMAK iŞiN FELSEFESiNDEN,ASLINDAN UZAK OLMAKTIR.
benzer şekillerle,saçmasapan inançları sünnilikte olduğu kanıtlanarak sünnilik,şiilik de islam dışı gösterilevilir.ZOR iŞ DEĞiLDiR O ZAMAN MÜSLÜMAN KALMAZ ORTADA BU CiBiLiYETSiZ TÜRKLERiN VE KIZIL KÜRTLERiN iSTEDiĞi OLUR BÖYLECE.
tamamen doğru bir önermedir. tamamen kopmuşlardır, islamiyyetin asıllarıyla alakası kalmamıştır. kusura bakmayın ama vücutla alakasız kol olmaz. eğer cem evlerinin ibadethane olmasını istiyorlarsa kendilerini din ilan etmelidirler, nüfüs cüzdanlarına alevi yazmalıdırlar.
aleviliğin kökeni incelendiğinde varlığının hakem olayından daha öncelere dayandığı görülür.türklerin islamiyet öncesi inanç şekillerinden olan şamanizmin yansıması olan alevilik,bu topraklara islamiyetten çok önce gelmiştir.islamın yayılma politikasının sonucu olarak anadolunun zorla islamlaştırılması döneminde aleviler buna karşı çıkmış ve direnmişlerdir.çoğu anadolu alevisi bu zorla islamlaştırmanın kendi yaşam felsefelerine aykırı olduğunu düşünüp,kültürlerinin asimilasyona uğramaması için dağlara çakmışlardır. bu topraklar daki alevi kültürü gerçekçi ve statükonun dayatmalarından bağımsız bir şekilde irdelendiğinde ne koşullar altında kültürlerini devam ettirdikleri daha net görünebilir,alevilik anlayışını islam anlayışına biat eden bir kültür haline getirmek,islamın bir kolu olarak lanse etmek alevilik kültürünün özünü boşaltmaya çalışan hakim ideolojinin yaptığı bir asimilasyon politikasıdır.