aleviler müslüman değil de, gavsı izin vermezse tövbesi tutmayacağına inanan kadiriler mi müslüman? hiç bir alevi tövbesi için dede ya da seyitten izin almaz, dede ya da seyidin iş yerinde bedava çalışmaz.
aleviler müslüman değil de f.g'nin artıklarını yiyen enes kanter mi müslüman? hiç bir alevi dede ya da başka birinin artıklarını yemez.
aleviler müslüman değil de, keşke yunan galip gelseydi diyen fesli deliler mi müslüman? ya da ingilizlerin osmanlıyı yenmesi için duacıyım şerif hüseyin mi?ya da amerikan askeri sağ salim yuvasına dönsün diye dua eden malum şahıs mı?
aleviler müslüman değil de, 6. filoya karşı namaz kılan süleymancılar mı müslüman (kıble marmaraya bakıyor, 6 filo boğaza demirlemişti)
aleviler müslüman değil de, osmanlıya karşı savaşan seneaglliler ve pencaplılar mı müslüman?
ha, gerek yok artık sizinle aynı dinden olmaya, o ayrı konu.
benim dedelerimden birinin babası eski bir bektaşi dergahı mensubu (cumhuriyet kurulup tekke zaviyeler kapatılınca devlet böyle istiyor diyip dergah kapatılmamasına rağmen ayrılmış) kendine alevi diyen bir zaatı kendisine gavur imam diye lakap takmışlardı gülerdi lakabına, senin namaz diye kıldığın onun kıldığı namaz yanında namaz sayılır mıydı bilmem. adam namaz kılarken dünya dururdu sanki, bir secdesi senin bir rekat namazın gibi uzun idi ya da çocukluk aklı bana öyle gelirdi. oruçsuz anını hatırlamam gözleri sürekli yerde gezerdi insanlara direk bakmazdı. fakirliğinden hacca gidemedi tek üzüntüsü buydu rahmetlinin.
Eğer Hazreti Ali Radıyallahu anh'ın yolundan gidiyorsa bende aleviyim o zaman ama adamlar ne namaz kılıyo ne oruç tutuyo işte böyle mallara biz cahil diyoruz.
Alevilerin en azından bir bölümünün müslüman olmadığını biliyorum, çünkü kendileri zaten müslüman olmadıklarını (Hz. Ali'ye, Zerdüşt'e, Evren ya da insana taptıklarını iddia ediyorlar) gibi bir beyanatta bulunuyorlar. Ben kimseye kendisinin kabul etmediği bir sıfat yakıştırmam. O yüzden Müslümanım diyen Alevi Müslümandır, değilim diyen değildir.
Alevi hz Ali Efendimizin yolundan giden demekse nasıl oluyorda müslüman değildir diyebilirsiniz? Bence Alevi yim diyenler müslümandır lakin alevi yim dediği halde hz Ali ile alakasız kişiler asıl ne alevi dir, nede müslüman dır.
aslında mevzunun başlangıç noktası yanlıştır. aleviler müslüman mıdır demek yerine belki de "alevilik islamıyetiyetin içinde midir, yoksa dışında ayrı bir felsefe midir" diye sormak daha makul olabilir.
morfolojik yönden hayır değildir. çünkü inanış biçimleri ve ibadet şekilleri farklıdır; ancak batıni yönden evet, müslümandırlar...
batıni yönden budist bir rahip te müslümandır...
(bkz: batınilik)
Aleviler üzerinde oynanan büyük oyundur. Hacı Bektaş ı veli, büyük mürşit alevi nin hassı dir. Yeni çeri ocağı komple Bektaşi tarıkatına bağlıdır. Yani yakın zamana kadar Alevilik le islam itikadı hiç cakısmıyor.
Ne olduysa Rusya Bolşevik devriminden sonra oldu. Alevlerin büyük bir kısmı bu sistemin ideoloji sini savundular. Rusya nın çöküşüyle bu hayranlıkta çökmüş oldu. Çünki komünizm sistemi iflas etti, dağıldı. Bu kez okumuş, ateist olmuş aleviler kaldımı ortada yapayalnız? Geri döndüler alevi derneklerine, Cem evlerine. Lakin ali siz bir alevilikle. Ulan bu Alevlerin çektiği nedir yahu? Adamlara ne dünyada rahat bıraktılar nede ahirette. Ali siz alevilik dayatılıyor şimdi alevilere, ımanlarınıda almak için.
Yol tv ye bakın, resmen türk alevılerı kürt komünist harekete çekmeye çalışıyorlar. Allah ın, peygamber in, ehlibeyt in, adı bile anılmıyır. Uyan eye Alevi kardeşim uyan artık. Hiç eski haline benzıyormusun? Artık Hacıbektaş ın yoluna dön.
ilk müslümanlığı kabul eden aleviler'in müslüman olmaması garip. yorum yapıp başlık açarken az bilgi edinin, öğrenin ondan sonra gelip burda paylaşım yapın...
Bu gerçeği araştırmak veya size müslüman olduğumuzu ispatlamak yerine kabul etmek istediğim gerçektir. Ne müslüman olmamız ne hristiyan ne de sadece mezhep olmamız hiçbir şey değiştirmedi biz insan olduk en başta. Eğer bu konuda bilgi paylaşmak istiyorsanız daha az ayrıştırıcı başlıklarda bunu yapabilirsiniz.
o değilde adam "müslüman olmanın tek yolu islamiyetten mi geçmekte?" diye girizgah yapıp kitap yazmış. tabiki gerisini okumadım. yine de sorusuna cevap vereyim: müslüman olmanın tek yolu islamiyetten geçmektedir. kur'an kaynaklı kesin bilgi. yayalım lütfen. ve rica ediyorum böyle salak salak şeyler söylemeyin bir daha. yaş kaç?
islam dini kur'an kitabında yer alan bilgilerin ideolojiye dökülmüş halidir ve içinde "nasıl müslüman olunacağı" anlatılır. bizzat allah tarafından. yani tekrar ediyorum: müslüman olmanın tek yolu islamiyetten geçmektedir, çoruh nehrinden değil.
burada aslında daha geniş bir sınırdan şu mevzuyu düşünmek lazım; müslüman olmak için islamiyete inanmak yeterli midir?
ve müslüman olmanın tek yolu islamiyetten mi geçmekte?
sufi şairlerin ve islamiyetin yüce manasını kavramış sofuların, dervişlerin en büyük eleştirisi aslında islama inanmayanlar değil, gönül alemine giremeden dinin sadece harici-sekilsel ve zahiri kısımlarını anlayıp basmakalıp halde, sadece öyle yetiştiği ve büyüdüğü için; mânadan bihaber, ekseri cennet cehennem hesabiyla ve korku içinde bir algıyla inananlar, kısacası mecazlardan geçemeyenlerdir... çünkü bilirler ki, allah'a giden yolların sayısı gökteki yıldızlar kadardır.
'zahit' denir bunlara. geçmişten bu yana dindar ve müslüman dediğimiz insanların çok büyük bölümünü oluştururlar. Özellikle türkü ve deyislerle yaşatılan alevi sözlü edebiyatında da epey yerilirler. mesela zahit bizi tan eyleme, ey zahit şaraba eyle ihtiram gibi enfes deyişler hep bu tarzdan müslümanlara seslenir.
sen münkirsin sana haramdır bade
bekle ki içesin öbür dünyada
bahs açma harabi bundan ziyade
çünkü bilmez haram ile helali
senin aklın ermez bu başka hesap" dizelerinde veyahut,
"sakın efsane söyleme / hazrete hazır yolumuz." dizesinde olduğu gibi...
gelelim alevilik mevzusuna; alevilik zaten sufizm ile diğer bir deyişle tasavvuf ile temel felsefeleri ve batini yönü itibariyle pek fazla mündemiç olmuş, iç içe geçmiştir. Lakin alevilikteki batini felsefe yuzyillar boyunca egemen güçler ve sunniler tarafindan surekli örselendiginden ve yanlis algilandigindan, genel eğilim bakımından günümüzde yerini kısmen inançsızlığa bırakmış, fakat yine de özündeki insanı ve insanın özünü tanımasını, nefis terbiyesini ve "allahı sevme" kültünün emareleri gerek yaşam biçimlerinden, gerek kuramsal alevi felsefesinden anlaşılmaktadır.
sufizm'de de, alevilkte de temel amaç 'kâmil insan' olmaktır. bunun yolu da, alevi mutasavvuf haci bektas-i veli'nin kavramsallastirdigi 4 kapı 40 makamdan geçer. bu kapılar; şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapilaridir.
sonunda fenafillah denen, ecnebinin nirvanaya ulaşmak diye tabir ettiği mertebeye erilir.
büyük sufi muhyiddin ibn arabi'nin çok önemli ve derin mana içeren bir sözü vardır; "arif için din yoktur" der. arif dediği, marifet'e varmış kişilerdir... esasında din yalnızca şeriat kapısında iken gereklidir. tarikat'a, yani yola girdikten sonra mecazlardan geçilir, sadece islamın değil, bütün kutsal kelamların asil felsefesi, diğer bi deyişle "büyük ruhsal plan'daki karşılıkları içselleştirilir.
marifet kapısında dine gerek kalmaz. çünkü kişi, kainatla bütünleşir, mana alemine girer. maddi tekamül ile ruhsal tekamül'ün bileşimine şahit olur. var olan her şeyi allah'ın bir parçası olarak algılamaya başlar ve de 72 milletten insanı bir görür.
kısacası, din yalnızca şeriat'tan tarikata girmek için gereklidir.
şu görsel aslında her şeyi özetliyor;
marifet'i de geçip hakikate girince ise, kişi zaten 'tanrı' olmuştur. buna da "enel hak" denir. Bizim asla tahayyül edemeyeceğimiz bir manevi mertebedir. mevlana bu hali "yanmak" olarak tariflemiştir.
bu ahvali elbette algılayacak düzeyde değiliz ama, hakikate varan birçok sufi bilgin vardır ve ulaştığı hakiketleri gizli semboller, ritüeller ve edebiyat vasıtasıyla halka aktarırlar. mevlana'nın mesnevi'si bunların en buyuk ornegidir. yunus emre, pir sultan abdal, nesimi, hallac-ı mansur gibi şairler şiirlerinde gizliden gizliye iste o 'hakikat'ten bahsederler. bunları gizli sembollerle yapmak zorundadırlar. çünkü avam halk bunları anlayacak mertebede değildir. Ve hatta zahiri yönden onlar küfre sapmış, yoldan çıkmış, şirke batmışlardır, şerri bakımdan katledilmeleri vaciptir... Basta sems, mevlana ve pir sultan abdal gibi nice ermisleri etkileyen hallac-ı mansur "ben allahım" dediği için abbasi halifesinin emriyle asılmıştır...
Zaten bu olay bundan sonraki sufilere ve bu ogretiye gönül verenlere ders olmuş, hakikatleri avamdan saklamıslardir. aleviliğin hala tam anlışılamaması ve saklı kutu gibi görünmesinin ardından böyle bir tarihsel arka plan yatar.
hatta kendi semahlarında da bunu dillendirmişlerdir. örneğin şurada, "hariciler mansur'u astı" dedikten sonra; (linki tıklayınız) https://www.youtube.com/w...v=CoQJwj13qQk&t=5m00s ardından şurada da: https://www.youtube.com/w...v=HC8X0ncUmnE&t=1m44s
"kimseye çıkmaz sırrımız..."
***
Şimdi şunu söyleyelim; aleviliğin islam'ı aşan, daha doğrusu içerdiği asıl manaya yönelen güçlü ezoterik bir boyutu vardır. yukarıda paylaştığımız görselde, o çemberin en dışında olanlar için kolay kolay anlaşılamaz bu. hz. ali islamiyetteki batıniliği sembolize etmektedir ve ali'nin yolundan gitmek de mecazlardan geçip direk olarak hakikate yönelmek demektir.
aleviliğin ritüel bazında islam ile ayrık görülmesinin nedeni öyle derindir ki; bunun için atlantis'te yaşananlara ve oradan mısır ezoterizmine, ve hatta Evolüsyon ve Envolüsyon prensiplerine girmek gereklidir. buna ne erkan, ne malumat, ne de manevi mertebemiz yeter. ama sanırım şu kadarı söylenebilir; müslüman'lık sadece bir sıfattır. müslümanlığı islam ile sınırlamak büyük bir hata olur.
yürekte gizlidir bizim derdimiz
taklide bağlanmaz hiçbir ferdimiz
nefsimiz iledir daim harbimiz
cahil-ü nadanla kavga gerekmez
ibreti nadanla etme ülfeti
dost kapısın bekle eyle hizmeti
anlamak istersen ilm-i hikmeti
aşktan başka din ve iman gerekmez
***
ve mevlana da mesnevi'de der ki; Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu aşk ateşi yoksa yok olsun!