inanç bir yoldur. herkes kendi yolunu kendisi seçer. dünya üzerinde altı milyardan fazla insan var, herkesin benzer düşüncelere sahip olmasını, aynı şeylere inanmasın beklemeyin lütfen. bırakalım kim nereye giderse gitsin. isteyen havraya yada kiliseye isteyen camiye yada cem evine. inannan, inancının vecibelerini yerine getirsin.
aleviler müslüman değildir, zira alevilik, anadolu ve zerdüşt kültürünü içinde fazlasıyla barındıran farklı bir dindir. ha şimdi derseniz ki, hz.ali, kerbela filan ne iş? bunlar simgeseldir efendim, alevilikte mazlumluğu simgeler. islam'ın şartları mesela, içinde namaz kılmak var, oruç tutmak var, lakin alevilikte ne 5 vakit düzenli bir namaz, ne de oruç mevcut değildir, e bu şartlar altında aleviler de müslüman değildir.
Önemli olan ibadettir elbette,ama bir Allahın emrettiği şekilde ibadet vardır,birde kendi kafana göre saz çalıp oynaya oynaya ibadet etmek vardır.
Her alevinin aynı şekilde ibadet etmemesinden anlayabiliriz işte bir bozukluk olduğunu.Zira ofis arkadaşım 12 imam tutuyormuş,ailemize gelin gelen yengemiz normal oruçlarını tutuyor.Kimisi hiç tutmuyor.
Yani Sünniler gibi,ya tutarsın ya tutmassın yok.Hiç bir konuda net değiller.
Hak meshep olan sünniliğin neyini beğenemediler anlam veremedim.
HZ.Ali Efendimizin damadıydı,soyunu devam ettirendi,sünnilerden çok mu seviyorsunuz Hz.Ali yi?
Birde şu inanış söz konusu,Hira mağasına cebrail yanlışlıkla inmiş,asıl kur an Hz.Ali ye inecekmiş.
Koca melek şaşırmış,ama siz şaşırmazsınız değil mi?
Gidilen yolun sonunun Allaha çıkmamasından meshul olarak kimi tutacaklarını da merak etmişimdir doğrusu.
Şeytan efendimizden sonra içimize fitne soktu.Yollarımızı ayırdı hepsi bu.
Gercek müslümanın kalbi Allahın arslanını da alır,Allahın resulunu de.
Akabinde dinden döt kaçırmak isteyenlere de gün doğmuştur belli ki.
Camiye gitmem,oruç tutmam,tutsamda 12 imam tutarım.Su içmem.ama yemek yerim,ama et yemem.Buna oruç değil rejim derler.
Yolumuz kabe,ibadetimiz kalbe değil,sadece Rabbe.
(bkz: cebrail yolu şaşırmış)
hz. ali'nin camide öldürülmesi gibi ilginç bir nedenleri vardır. ama burada bir çelişki ortaya çıkıyor. benim tanıdığım alevi kardeşlerimizin çoğu sıkı birer atatürkçü olduklarından bahsederler. iyi de güzel kardeşim, hz. ali öldü diye camiye gitmiyorsan, atatürk'ü ölüm döşeğine götüren en büyük nedenlerden biri olan siroz da aşırı sigara ve alkol tüketimi dir. maaşallah hepiniz de sıkı bireri içicisiniz.
ayrıca nasıl ibadet ettikleri kimseyi ırgalamaz, fakat müsliman üst kimliği altında, sazlı sözlü ibadet etmenin islamla da yeri neresidir diye düşündürtüyor beni. ha biz farlı dindeniz deniyorsa ne ala. islamda farz olan ibadetin yeri, şekli bellidir.
edit: beğenmeyip eksiye abanan arkadaşaları pm den tartışmaya davet ediyorum. ben yanlış biliyor olabilirim aydılatın beni.
hiçkimseyi ilgilendirmeyen nedendir. bugüne kadar sizler kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle yargıladınız, karaladınız alevileri. şimdi mi sormak geldi aklınıza demezler mi sonra?
aleviliği türkü barlarda ağzına giren bıyıklarını içki bardağına batıra batıra kürtçe şarkı söyleyip, zamanında onları en kolay sömürülecek yem olarak gören komünizmi öven şiirler okumak zannettiklerindendir, ne gariptir hz.ali nin kılıcını boynunda taşıyan o halleri.
alevi olduğum halde bilmediğim bir nedendir
belki kadın erkek aynı anda ibadet edildiğinden dolayı,
camide
kadın erkek ayrı olması
bir diğer neden ise ,
diğer yazar arkadaşlarımızın dediği gibi
hz.ali'nin cami de şehit olması
ya da
alevi ibadetlerinin camide yapılmasının uygun olmaması
(bkz: camide mum yakıp dua etmek)
gibi.
ibadet insanın içerisindedir
cemevi, cami , sinagog ,kilise
hepsi tanrıya açılan kapılardan ibarettir.
herkes camiiye gidiyor bir tek aleviler gitmiyor anlaşılan...
yıllardır katledilmiş, dinlenilmek istenmemiş, müslüman olarak bile görülmemiş ki yazılardan bunu anlıyoruz.
sıralayacak dahi olsa dinlenilmeyecek olan nedenlerdir.
ilk ibadethanelerin dört duvar bir çatı olduğunu bilmeleri, cami denilen yapının sadece zamanın olumlu veya olumsuz değiştirdiği estetik değerlerin bir sonucu olduğunu ve ibadet şekli olan namazın aslında sadece "dua" ile edildiğini düşünmeleri. tek farkları zamanın ve toplumların değer yargılarının ve ibadet şeklinin evrimini kabullenmezler ve aşklarını farklı şekilde gösterirler. önemli olan kendini daha iyi anlatabilmeyi de savunurlar.
bu bilgilerin tam olarak doğru olduğuna, alevi insanların ne kadar mert ve dürüst olduğundan daha emin değilim, varın gerisini siz düşünün.
not: okuduklarımdan ve muhabbetlerimden çıkarabildiklerimdir.
işlerine gelmediği içindir. kendi kendilerine bişeyler uydurmuşlar ona inanıyorlar. yaptıklarının hiçbirisi islamda yok hatta islamla alakası yok.
bir alevi arkadaşım vardı namaz kılmasına ailesi kızıyordu. neden böyle yaptıklarını sormuştum ama oda neden böyle yaptıklarına mantıklı bir cevap verememişti çünkü oda bilmiyordu neden böyle yapıldığını.
alevilerin camilerden neden uzaklaştığını yavuz sultan selim dönemini objektif bir gözle biraz okuyan araştıran her aklı başında birey rahatlıkla anlayacaktır.
önce şunu iyi bilmek gerekir ki islamiyet herşeyden önce kuran-ı kerim demektir.
namaz kelimesi farzçadır.kuran-ı kerimde namaz diye bir ifade geçmez.kuranda salat diye bir ifade geçer.o da mana olarak duadır.yani dua etmek fiili söz konusudur.bir nevi ibadetten bahsetmektedir.nitekim farzça olan namaz kelimeside farzçada yine eğilerek dua etmek manasına gelmektedir.
kuranda namaz kılma şekilleri,namaz vakitleri belirtilmemiştir.namaza yani salat'a dair geçen ifadelerde tek anlaşılan eylem secde'dir.yani farzça namaz kelimesinin anlamıdır bir yerde.
özetle islamiyetin rehberi olan kuran'da namazın yani dua edilerek yapılacak ibadetin nasıl ve ne kadar yapılacağı tam olarak belli değildir.
sadece namazla ilgili geçen bir ayette 3 vakte işaret edildiği düşünülmektedir.yani gündüzün iki yanı ve geceye yakın olan bir zamanda namaz ibadetinin yerine getirilmesi söylenmektedir.bu yüzden de zaten tüm şiiler 3 vakit namaz kılarlar.
alevilik anadolu islamı olarak bilinir.aleviler türkmendir ve türklerin islamiyeti kabul ettiği dönemlerden 16.yy başlarına kadar yaşadığı islam inancı ağırlıkla alevilik inancıdır.aleviler cami ve namaz konusunda bugünkü çizgilerinde değillerdi elbette.zaman ve yaşanan zulümler ibadet biçimlerinide etkiledi.dahada önemlisi ibadet yerlerini etkiledi.
yavuzla ismailşahın tepişmesinin neticesinde anadoluda alevilerin yaşadığı zulüm onları yaşadıkları yerlerden göç etmeye daha dağlık yerlere tabiri caizse kaçmak zorunda kalmalarına neden olmuştur ve ibadetlerini derme çatma yaptıkları barakalarda gizli saklı yerine getirmek zorunda kalmışlardır sonuç olarak bu ibadethanelerin adı cem evi yani ibadet evi olmuştur.
zaman içinde şehir merkezlerinde yaşayan alevilerin buralarda camileride olmuştur.mesela ankaradaki hacıbayram camii alevilerin camii olarak bilinir.yani bütünüyle camilerle ilişkileri kopmamıştır.ancak günümüze geldikçe şehir merkezlerinde bulunan alevi camileri olarak bilinen camiler zamanla bu özelliklerini yitirmiştir.
velhasıl tarih herşeyi olduğu gibi inançları da etkiliyor.bugün her mezhebin kendine göre ibadet şekli vardır.şiiler 3 vakit, sünniler 5 vakit namaz kılar.sünni mezhebine dahil şafi ve hanefilerin namaz rekatları farklıdır.sünnilerle şiilerin oruç ibadetleride farklıdır.farklılıkları sorgulamak,kendilerinden farklı ibadet edenlere müslümanlık taslamak kimsenin haddine değildir.o sebeple kulların, yaradanın işine burunlarını sokmaktan vazgeçmeleri gerekiyor.zira aksi gayretler allaha şirk koşmak demektir.
cami islamın resmi ibadet yeridir, misal bayram namazı, cuma namazı gibi namazların cemaatle kılınması gerekir, haa açık alanda da kılınır bu doğru ama bunun yazı var kışı var yağmuru var dimi, ki kur.anda açıkça mescid olarak geçmektedir, bir müslüman camiye gitmemekle dinden çıkmaz, lakin caminin gereksiz olduğunu, namaz kılmanın lüzumsuz olduğunu iddia ederse o zaman dinden çıkar, yani tembellikten camiye gitmemekle, camiyi kötü görmek arasında büyük bi fark vardır.
hz. alinin camide şehit edilmesi diyenler var.
bana kalırsa osmanlı döneminde sünni kesimin alevileri 2.sınıf vatandaş olarak görmesi bunda daha etkilidir.
