yediden yetmişe varınca ol yaramazlardan idüğü saptanan eşkıyanın adları defter olınub mutlu kapuya bildirilmesine. Cihanda geçerli bu buyruk gereğince yöneticilerin araştırma ve taramalarıyla sayıları kırk bini bulan bu Kızılbaşların kimi ortadan kaldırıldı, kimi de hapse atıldı.1]
Uğurlu padişah hazretleri Anadoluda ikamet buyurduğunda, Kızılbaşları teftiş için vilayet valilerine hükm-i şerifler göndermiş ve yedi yaşından yukarıda olanlardan, ne kadar kerih[2] güruha mensup var ise, bütün eşkıyanın isimlerini defter ettirmiş idi Toplam kırk bin mikdarı olan bu sapıkların kimi maktül ve kimi mahpus olmuş idi[3]
bu sapkınlığın daha da ileri boyutlarda olduğunu tespit eder: Memurların ifratı ve bir takım suiistimalleri yüzünden, bu arada birçok günahsız kişinin de eza ve cefa görüp cezalandırıldığını, bu ferman nedeniyle salt Anadoluda değil Rumelinde yaşayan insanlar da çok büyük zarar gördüler. [4]
XIV. yy.da bazı isyanların çıkmasında, adaletsizliği amil olmasının devletin siyasetiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu adaletsizlik ve idareden duyulan memnuniyetsizlik Sünni Türklerin de iran'a gitmelerine veya isyan etmelerine sebep oluyordu. Devletin, Kızılbaş Türkler hakkında yaptığı şey, bilhassa siyasi faaliyet gösterenleri, faaliyetlerinin mahiyetlerine göre, cezalandırmaktan ibaretti.[5]
Sultan Selim Han, memleketin sınırını bu müfsit ve inançsızlardan temizlemek için evvela komutan ve idarecilere itaat edilmesi gereken bir emir gönderdi. Her şehir ve köydeki eskiden inançsız taifeye bağlı olanların isimleri araştırılıp; ömrünü delaletle geçirmiş, buluğa ermiş-ermemiş gençler ve yaşlıların tamamı, teferruatlı olarak kırk bini geçkin kişiyi zabtedip padişaha bildirdi. Sultan, hepsinin katledilmesini emretti. Sultanın Edirnede bulunduğu o kış Rumeli ve Anadoluda kadın, çocuk ve kadınların ceninlerinden başka hayatta o cemaatten hiç kimse kalmadı.[6]
--spoiler--
[1] Hoca Saadettin Efendi, Tacü-t Tevarih, IV, s. 176
[2] Çirkin, iğrenç, pis kokan
[3] Solak-zade Tarihi, C.II,s.16
[4] Danişmend, ismail Hakkı, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C.II, s. 7
[5] Sümer, Faruk, Safavi Devletinin Kuruluşu Ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, önsöz
yakın zamanda olan maraş, sivas gibi olaylar aklı başında alevi önderlerinin kabul ettiği gibi bir provokasyondur.
yavuz dönemi 40.000 kişi katledildi yalanı ise, genellikle ilerici aydın gibi yakıştırmalarla anılan alevilerin handikapıdır.
bu yalana inanan arkadaşlarımız ya saymayı bilmiyor ya da araştırmaktan ziyade ezbere konuşmayı yeğliyor. ayrıca sürekli olarak yavuz sultan selim üzerinden bir muhalefet doğuran alevi toplumu, şah ismail'in tebriz, şiraz; meşhed gibi yerlerde katlettiği binlerci insanı neden konuşmuyor anlayamıyoruz. daha sonrasında ise şah abbas dönemin ayyuka çıkan sünni katliamı, safevilerin kuruluşunda rol oynamış kızılbaş türkmenlere de yönelmiştir. onlarda katledilmiştir.
yoksa sünni öldürülünce mubah mı?
tarihsel siyasal, teolojik konularda genellikle ilke sorunu yaşayan aleviler; kendilerini kumar masasında blöf yapmak için koz gören zihniyetlere savaş açmalılar. çünkü tarihten bu yana fazlaca kullanıldılar, bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendilerini kullandırdılar.
yakın dönemdeki olayların ne olduğu malum. yavuz sultan selim 40.000 alevi öldürdü ise, türkiye tarihinin en büyük yalanıdır. alevilerin bunu sürekli olarak dile getirmeleri -aslı olmadığı halde- samimi bir tavır değildir ve şah ismail'in çok ciddi katliamlarına ses çıkartmayan ve ibadetimiz dedikleri cem'de şah ismail'in duazlarıyla hakk'a yakaran, hümanizm vurgusu yaptığı halde, şah ismail gibi birini 7 ulu ozandan biri bilen bir anlayış, ciddi bir ilke sorunu yaşıyor demektir. aleviler kendilerini eleştirmeme konusunda ısrarcı oldukça, bizlerde onları eleştirmekten asla ve asla geri durmayacağız. çünkü eleştri kabul etmeyen yapılar, içeriden çürür ya da birileri tarafından kullanılır.
yavuz'un idris-i bitlisi denilen şeytanla birlikte olup binlerce aleviyi katlettiği katliamdır. bunun sonucunda kırdolar güneydoğuyu ele geçirip pkk'yı kurmuşlardır. ayrıca maraş'ta ve sivas'ta aleviler diri diri yakılmışlardır. bir otel odasında mahsur kalan aziz nesin de bu katliamdan paçasını zor kurtarmıştır..