günümüz iş yaşantısında "fırsat vermek" gibi şey yok. insanlar, kendi fırsatlarını, kendi farkındalıklarını kendileri yaratıyorlar. ve bir yere gelebilmek için - bahsettiğin vasıfların yanında - "doğru zamanda, doğru yerde olmak" da gerekiyor.
Boğaziçi üniversitesini derceyle kazanmış ve birden fazla dil bildiği halde hala kariyer yapamamış -yapmasına fırsat verilmemiş nice insanlar olduğunu unutanların hararetle savunduğu terfidir. Sanırsın bunlara para dağıtıyorlar bizi savunun diye, hayır konuda geçen babası olsa yeminle bu kadar canla başla savunmaz alev alatlıyı.
arkadaşlar " kaan aktan" alev alatlı nın damadı olmaktan öte birisi. bir kere boğazıçi' ni dereceyle kazanmış ve parlak bir öğrencilik yaşamı sonrasında kariyerine büyük şirketlerde çalışarak devam etmiş iki dil bilen bir profesyonel.
ayrıca alev alatlı'yı çok severim. keşke damadı ben olabilseydim de kayınvalidemle modernite hakkında uzun soluklu sohbet edebilseydim.
hayatlarında bir cümlesini okumadıkları, duymadıkları alev alatlı'yı savunurken bir yandan da sanki adi suç çetesi değil de fikir hareketiymiş gibi sokuşturmaya çalıştıkları akahpe'nin hem halktan hem de "gerçek" aydınlardan nasıl övgü aldığını felan ballandıra ballandıra anlatıyorlardı...
utanmaları olmadığından utanma - arlanma gibi bir beklentimiz yok kendilerinden günde 3 paket sigara parasına fikri namusunu satan adamdan böyle şeyler bekleyemezsiniz de bunlara inanan mallar var onlar ayıksın hiç olmazsa...
son söz: george orwell ayakta alkışlardı eminim bu şık hareketi...
kayınvalide kamuya açık dillesin, damat uçuşa geçsin...
ne güzel memleket lan eğer yeterince şerefsizsen...
ha bu arada bugün iti barıyla 3 fidanımız kürtler tarafından israil uşağı akpkk'nın desteğiyle toprak oldu.
alatlının damadı paraya para demeyecek, kızını daha randımanlı düdükleyecek felan...
bizim çocuklar?
onlar artık yok...
3 aslan hayata doyamadan toprak olup gidecek...
söyle alatlı orwell bunu duysa kimin anasını sikerdi?