beşiktaş taraftarını temsil ettiğine kesinlikle inanmadığım amigo. eğer temsil ediyorsa da ben bjk taraftarı olsam utanırım.
dün kazara bjk tv'yi izliyordum. karakartal forum diye bir program başladı. işte bu şahıs programın yorumcusuydu.
programı sunan kişi "beşiktaş neden yıllardır başarısız, sorun ne alen?" dedi. bekliyorum ki alen konuşacak, bütün taraftarın bildiklerini anlatacak, postasını koyup "yeter yıldırım demirören" diye bağıran beşiktaş taraftarının sesi olacak... alen konuşmaya, sorunları anlatmaya başladı. kulaklarıma inanamadım.
efendim, beşiktaş'ın senelerdir başarısız olmasının sebebi delgado'nun yediği tekmeler, beşiktaş'ın rakiplerine sarı kart gösterilmemesiymiş. seric için lisans olayında tff'nin anlayışlı davranmamasıymış, sakatlıkların bjk'nın yakasını bırakmamasıymış. falan filan.
yönetim, istikrarsızlık, yanlış transfer politikası, kulübün borcu, ekonomik kriz, yollananlara ödenen paralar, satılanların yerine daha kötülerinin alınması... tek kelime etmedi. yönetimi eleştirecek ufacık bir şey söylemediği gibi üstü kapalı övdü bir de.
bu saatten sonra kendisi dümen suyuna göre hareket eden bir adamdır benim gözümde. o medyadaki amigolardan tek farkı tribüne takılmasıdır. hepsi o.
sözde değil, özde tribün lideri. çarşı grubunda söz sahibi olabilecek, futbolla ilgilenen taraflı tarafsız herkesin tanıdığı tek amigo.
şu an türkiye'de futbol kelimesi içinde dahil olan tüm olayların üstünde bir hadise yaşayan grubun en önemli kişilerinden biri. kaçımız 8 eylul 2007 malta turkiye macinı konuşuyoruz? milli takımın avrupa şampiyonasına gitmesinde en önemli viraja girdik. 4 gün sonra içeride bir maçımız daha var. ama kimse bu konu hakkında yorum yapmıyor. herkes neyi konuşuyor? besiktas yonetimi carsi yi teror orgutu ilan etsin, carsi kendine karsi gibisinden konular..
medyada neler görüyoruz. vefat eden barış akarsu'nun hastane görüntülerinde neler yaşandığı daha dün gibi aklımda. medyanin baris akarsu somurusu diye bir başlıkta tüm bu konular irdelendi.
çarşı şu an çok büyük bir acı içerisinde. kolay değil, 2 ay içinde 4 kardeşimizi/abimizi toprağa verdik.
önce, hayatının baharında ki alper; sonra milyonlarca hayranı olan barış akarsu; ardından son holigan diye adlandırılan beşiktaş tribününün her şeyi, çok sevdik be abi pankartının ilham kaynağı optik başkan; şimdi de mükemmel bir insan olan, en içten şekilde abi denilebilecek ferdi arslan.
tüm bunlar böyle olunca, sürekli tribünde ölenleri anmaktan takıma motive olamadığımız bir dönemde, çok büyük bir acı daha yaşadık. ama işte medya böyle. insanlar rahat bırakmıyorlar ki.. sürekli birileri geliyor, senden açıklama bekliyor. insanlar aydınlanmak istiyor. sonra düşünüyorsun, aydınlatılmak hakları diyorsun ve belki de duygulandığın bir an da kameralar sunucuyu çekiyorken mendille siliyorsun gözyaşlarını..
ferdi abi çok önde olan bir sima değildi. ama beşiktaş kapalı tribünü'ne gelen herkes tanır. en azından amigo harun'u duymuş olabilirsiniz. hindi baba harun, hindi baba sloganı, optik başkan'dan sonra en çok amigo harun'a yakışırdı. harun'un üstünde bir forma vardır. beşiktaş tribününe gelme olanağınız olursa, bakın arkasında ne yazıyor.. ferdi yazar o formada. yani alen ile birlikte kapalı üst tribününün amigoluğunu yapan, beraber sete çıkan amigo harun'un en yakın arkadaşıdır ferdi abi..
bizim için önemli bir insandı. seviyorduk, sayıyorduk.
sonuçta alen'in demek istediği, acımızı yaşayalım, yasımızı tutalım, biraz bizi kendi halimize bırakın. ama bu çok zor işte. her hafta maçtan sonra gazetelere bakıyorum, "çarşı yine pankartlarla göz doldurdu", "çarşı mükemmel destek verdi" gibisinden haberler.. ee sen dünyaca ünlü bir taraftar grubu haline gelirsen, toplumun her sorununu gündeme getirip, ona karşı mücadele ettiğini gösterirsen, sosyal faaliyetlerde bulunursan, bir taraftar grubunu aşıp, sivil savunma örgütü halini alırsan, medya da senin içinde yaşanan bir olayı sürekli irdeler.
tüm bu olaylardan sonra, bizim durumumuzu en güzel anlatan beste. ayrıca bir tanım daha; yapılan bir bestede, tribünde gözyaşı dökmeye başlayan, sonrasında o hali görüldüğü an herkesin ağlamaya başlamasını sağlayan beşiktaş kapalı tribün amigosu. o beste hangisi mi? işte buyrun;
seninle ağladık senle güldük biz
sevdamız uğruna canlar verdik biz
siyahın zindan olsun beyaz aydınlık
herkese nasip olmaz beşiktaşlılık..
"Toraman'ın saçlarından tutup, kahpece bir tutam çalan o
Bilica'ya
Her pozisyonun içinde tüm sevimsizliğiyle boy gösteren, Toraman'a sakatlanma pahasına tekme atan
Belözoğlu'na
Vermediği kartlarla Beşiktaşlı topçuları çıldırtma noktasına getirip, artık lütfen ve utanma duygusuyla penaltı çalan
Hüseyin Göçek'e
Bu Hüseyin Göçek'i bu maça veren, geçen hafta Trabzon maçında Egemen'in elle oynamasına ''göremiyorum'' diyen körler federasyonu başkanı
Oğuz Sarvan'a
Bu maç bittikten sonra, 15 dakika boyunca kameraları Fenerbahçe tribününün önünde gezdirip adeta sevinç gösterisi yapan
Lig Tv'ye
Bu maçı anlatırken adeta kendinden geçip Fener tribünü amigoluğuna soyunan
Melih Şendil'e
Hüseyin Göçek denen vatandaşın gözü önünde cereyan eden normal bir ikili mücadeleye, mevsimler sonra kırmızı kart verilmesine doğru bir karar diye eyyamcılık yapan
Ömer Üründül'e
Şampiyonluğa giden bir takım 2 hafta içerisinde nasıl yerle bir edilir ''tema''sını gözler önüne seren
Mahmut Özgener'e
2016 kupasında Şükrü Saraçoğlu olmayınca kıyametler koparan, ama ne hikmetse 2500 kişilik deplasman taraftarı kapısının bir tanecik olmasına bilerek seyirci kalıp insanlara eziyet çektiren
Fenerbahçe yönetimine
Penaltıyı atamayıp hakeme olan eleştiri oklarının körelmesine neden olan, hatta ''Ne konuşuyorsunuz, penaltıyı çaldık ya'' düşüncelerini yönlendirmesine sebep olan, iyi niyetinden asla kuşku etmediğimiz
Bobo'ya
8 tane defans adamıyla ne yapmak istediğini hem de her seferinde bile anlayamadığım
Mustafa Denizli'ye
''Komik'' olarak para kazanan, ama maçtan sonra sahanın ortasında ne işi olduğunu anlayamadığım sevimsiz ve itici
Cem Yılmaz'a
Bir Beşiktaş yöneticisine ''otur yerine'' diyebilme nezaketsizliğini ve cesaretini gösteren
Aziz Yıldırım'a
Zannetmeyin ki bu dünya böyle dönecektir. Ve siz fincancı katırları;
bursalı tribün liderini konuşamaz duruma getirmiş vatandaş, alen okuyan, dinleyen, paneller düzenleyen sosyal ve kültürlü bir insan böyle bir adamın karşısına sefa ile bursa amigosunu çıkarsan eşit olur mu şartlar..
pangaltıda aleni adında ocakbaşı vardır.tribun lideri değil bjk tribunler iamigosuyum diyecek kadar alçakgönüllü yazdığı yazıları okudugunuz zaman anlayacağınız üzere duygusal küfüre son dereec karşı espriden anlayan evli ve bir çocuk babası kişidir.kendisi ile muhabbetortamında bulundugunuzda ne kadar kaliteli bir insan oldugunu anlarsınız.
alen abi için yapılmış en sevdiğim tezahürat ise;
adana diye getirdin kediyi
yine sktin kardeşlerini
15 milyona sikindirik adana
Alen ayıp oluyor ama*