elvanla aynı zamanda aynı yaşlarda türkiye'ye gelen 5000 metre finalinde elvan abeylegesse ile beraber koşacak olan atletimiz. ben daha önce iki atletimizin aynı finalde koştuğunu hatırlamıyorum ilk galiba bu.
an itibari ile avrupa atletizm federasyonu tarafından yapılan mart ayının atleti yarışmasında estonya lı atletin ardından ikinci sırada bulunan atletimiz. *
~ http://www.taf.org.tr den haberler kısmı~ *
yakında avrupalıların türkleri zenci sanmalarına sebep olabilecek zenci türk atletlerden birisidir. elvanla beraber iki türk bayrağını yükseltmişler ve gururumuz olmuşlardır.
elin cezayir'lisini fransız,angola'lısını portekiz'li sanan avrupalılar için çok da sıkıntı olmayacaktır, alemitu elvan ve meryem'i türk saymak. onlar yeter ki kazansınlar.
1999 yılında ENKA adına sporcu arayan Önder Özbilen'in Türk atletizmine kazandırdığı isimlerden biri. O zamanlar henüz 23 yaşında olan Alemitu, atlet kaşifi Önder Özbilen'in dikkatini Elvan'dan bile önce çekmeyi başarır. Nişanlısı ile evlilik hazırlıkları yaparken "Türkiye adına yarışır mısın" teklifi alır.
ilk başta Türkiye'nin uzak olması onu korkutur. Nişanlısından da ayrılmak istememektedir. Ancak ekonomik koşulların yerlerde süründüğü ülkesinden ENKA'nın önerisini kabul edip ayrılır. Elvan Abeylegesse ile birlikte Türkiye'nin yolunu tutar. Türk vatandaşlığına geçmesi için kağıt üzerinde bir evlilik yapar. Ama Türk vatandaşı olduktan kısa bir süre sonra aşk acısı galip çıkar ve ülkesi Etiyopya'ya geri döner.
Eski bir maratoncu olan eşiyle evlenir ve 2004 yılında oğlu Yusuf dünyaya gelir. Eski maratoncu eşi Etiyopya'da polis memurluğuna başlarken o da kendini çocuğuna ve ev işlerine adar.
Ülkesinde sıradanlaşan hayatı Ertan Hatipoğlu'nun onu aramasıyla değişir. Hedef 2008 Pekin Olimpiyatları'dır ve onu hazır hale getirmek istemektedir. Eşiyle konuşup 'daha iyi bir hayat için' 2006 yılında Türkiye'ye döner. 2 yıl boyunca müthiş bir tempoyla çalıştıktan sonra 2008 Pekin Olimpiyatları'nda 5000 metrede 7. olur. Torino'da yapılan 2009 Avrupa Salon Atletizm şampiyonası'nda 3.000 metrede 8.46.50'lik derecesiyle altın madalya kazanır. 2010 yılında da formu gayet yerindedir. isveç'teki yarışlarda 5 binde 14.46.44'le Avrupa salon rekorunu kırar. 8 Temmuz'da Elmas Lig'in Zürih ayağında 2 bin metreyi 2. sırada tamamlar... Ve sonunda Barcelona'da 5 bin metrenin 1 numarası olur.
Uzun lafın kısası evinden, yurdundan, eşinden ve en önemlisi çocuğundan ayrı kalmasının tek sebebi ay yıldızlı bayrağımızı sırtına atarak tur atması sanıyorsak yanılıyoruz. O sadece ailesiyle daha iyi yaşamak ve çocuğuna daha iyi bir gelecek sunmak için çalışan bir anne. Burada olmasının tek sebebi ise doğup büyüdüğü ülkesindeki ekonomik koşulların bizim ülkemizden daha kötü olması. 70 milyonluk ülkemizde de bu zamana kadar bir elin parmaklarından az atlet çıkarabiliyorsak bu da bizim ayıbımız. Herşeye rağmen bayrağımızı dalgalandırdığı için kendisine teşekkür borçluyuz.