Zindandayım, nemli bir karanlıkta.
Beslediğim genç kartal, avluda,
Altında parmaklıkların çırpıyor kanatlarını
Gagalarken kanlı bir yiyecek parçasını,
Gagalıyor ve fırlatıyor, gözleri pencerede,
Sanki aynı arzuyu taşıyor benimle.
Bakışı ve çığlığıyla diyor ki tutsaklık yoldaşım:
''Vakit geldi artık, uçalım dostum, uçalım!
Bizler özgür kuşlarız, hadi davran!
O beyaz dağa doğru, daha öteye bulutlardan,
Denizin gökyüzüyle buluştuğu maviliklere,
Sadece benim ve rüzgarın ve gidebildiği o yerlere...''
"Geldi bu gönlün uyanma ânı:
Yine önüme çıktın birden,
Hem görünendin, hem de bir sanı,
Ve yürek mest olmuş çarpıyordu.
Ve onun için dirildi bak
Bir kez daha hem ilham, hem Tanrı,
Hem hayat, hem gözyaşı, hem aşk."
puşkin'in eserleri bi yana onun hayatını okuduğumda çok etkilenmistim.nedeni de sudur:
sadece 38 yıl yasamasına rağmen rus edebiyatının temellerini atmıstır.tuhaf gelebilir ama bu bana güç vermektedir.
öküz gibi adam olmama rağmen daha önümde uzun yıllar olduğunu ve bu yıllar içerisinde çoğu seyi neden yapamayım?dememe neden olmustur.ve sunu kafama sokmustur önemli olan kac yasında öldüğün değildir.önemli olan yasadıgın süre içinde yaptıklarındır,yapıcaklarındır.
rus edebiyatının temel taşı. rüzgar ruhlu şair ve yazarı.
ölümünden 100 yıl sonra yayınlanmasını istediği gizli günce adlı eseriyle, bu eserin ona ait olup olmadığı ile ilgili tartışma yaratmıştı. bu eser birçok edebiyat eleştirmeni ve yazara göre ahlaka aykırıydı çünkü. ama bu eser gerçekten ona ait olsa da olmasa da çok dikkat çekiciydi benim için... (bkz: yüzbaşının kızı) en önemli başyapıtı kabul edilir. ama aslında şairliği daha öndedir. malesef bu özelliği, kural olarak şiirlerin bir başka dile çeviri sorunu yüzünden yeterince anlaşılamamaktadır.
puşkin şiirlerinden bir örnek verecek olursak şu şiiri, sözlükte yazarlarımız için hiç de yabancı olmayacakları bir temayı işlemiş olacaktır.
ŞAiR'E
Ey şair! Değer verme sevgisine sen halkın
Tez geçer gürültüsü zafer övgülerinin;
Aptalın yargısına, soğuk kalabalığın
Gülüşüne de boş ver, aldırışsız ol, sakin.
Sen çarsın: Yalnız yaşa. Yürü özgür yolunda
Özgür akıl nereye götürüyorsa seni.
Yetiştir emeğinin sevgili meyvesini,
Ödül beklemeksizin soylu çabalarına.
Ödül sendedir, çünkü en yüce yargıç sensin;
Ürününe en titiz değer biçebilensin,
Ey güç beğenir usta, sen ondan hoşnut musun?
Hoşnutsan, kalabalık varsın küfretsin sana,
Tükürsün ateşinin tutuştuğu mihraba,
Şımarık bir inatla rahleni sarsıp dursun.
Karısının onu aldatması üzerine, zebellahın tekini düelloya davet eder, yaralanır birkaç gün içinde ölür.
Bu adamın hayatı bir destansa yazdıklarım bir virgül bile değil.Okuyunuz efendim bu adamın hayatını okuyunuz, çünkü bu adam kitaptır, pembe dizi tadında hayatı vardır.
öyküler, hep uzaklarda geçer. uzun kırsallarda , küçük şehir bürokrasisini çok güzel resmeder. kasaba memurları , yoksul esnaf , göbekli toprak ağaları ve onların dünyalar güzelli genç kızları.
Rus edebiyatının kurucularından olan 1799 doğumlu yazar.
Aynı zamanda Rus'ların ulusal şairi olarak kabul edilir. dostoyevski puşkin'i akıl hocası olarak görmüştür. Ve şu an müzeleştirilmiş olan çalışma odasında fotoğrafı bulunur. yüzbaşının kızı dünya klasikleri arasında yer olan en önemli eserlerinden biridir.
Ama gizli günce başbaşka bir itiraf romanıdır.
Bu romanın, kendisinin Ölümünden 100 yıl sonra yayınlanmasını vasiyet etmiştir. isimleri geçenlerin zor durumda kalmasını istememiştir... Fakat kitap ancak 150 küsür yıl sonra yayınlanmıştır.
Erkeklerin gizli dünyasına bodoslama dalmıştır puşkin bu kitapta.
Gizli günce'yi okurken puşkin'i sapık zannedebilirsiniz.
Ama puşkin, kadın - erkek ilişkilerinde kimsenin kimseye anlatamadığı, gizli kalmış ve günümüzde hala yaşanmaya devam eden şehvetli olayları tüm çıplaklığı ile anlatıyor.
Kendisi de çırılçıplak zaten.