aleksandr sergeyevic puşkin

entry48 galeri10
    1.
  1. 1799 yılında moskovada doğan, 19. yüzyıl rus edebiyatının kurucusu kabul edilen yazardır. Şiirden oyuna romandan hikayeye kadar her alanda eserler vermiştir.

    (bkz: yüzbaşının kızı)
    7 ...
  2. 2.
  3. ahlaksız ve sorumsuz yazar . sen git nasıl mala vurduğunu yaz kitaba . çok ayıp çoook !.
    3 ...
  4. 3.
  5. Puşkin, diğer rus yazarları arasında daha az tanınanıdır. pek çok eleştirmen bunun sebebinin Puşkin'in rus dilindeki ustalığını başka dillerde karşılama sorunu olduğunu savunur. bir diğer görüş, 19. yüzyılda Batı edebiyatlarında Puşkin gibi bir figürün olmayışı, dolayısıyla Batı Avrupalı okurun Puşkin'i kavrayamadığıdır.
    Çok üretken bir yazardır fakat en önemlisi büyük bir şairdir.
    3 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. (bkz: yevgeni onegin), (bkz: maça kızı), (bkz: dobrovsky), (bkz: yüzbaşının kızı), (bkz: pugaçev), gibi romanların yazarı. çarlık rusya devrinde bir dönem saray yazarlığı da yapmış edebiyatçıdır. yazdığı kitaplar da sıkça kullandığı düello sahneleri birçok eleştirmeni rahatsız etmiş, ancak ne ironidir ki kendi de ufak tefek bir gurur meselesi sonucunda tutuştuğu bir düellolada hayatını kaybetmiştir.
    5 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. rusya edebiyatının meşhur şairlerinden olan puşkin, petersburg'ta fransız asıllı subay georges danthes'in karısına sataşması sonrasında yapılan düello sonucunda ölmüştür.
    3 ...
  12. 8.
  13. kendisinin tüm çirkinliğine rağmen oldukca güzel bir eşe sahip olan,dünya edebiyatının önemli sahsiyetlerindendir!
    3 ...
  14. 9.
  15. çocukluğunu aşırı disiplin ve ders altında geçirmiş, gençliğinde günde üç-dört bayanla beraber olan rusların dahi yazarı.
    3 ...
  16. 10.
  17. aralıkçılar (Dekabrist) ayaklanmasında önemli rol oynamıştır.masondur aynı zamanda.
    2 ...
  18. 11.
  19. en sevdiğin sözlerinde bir tanesi

    bir insanın elinden herşeyini alırsanız onu özgür bırakmış olursunuz. *
    5 ...
  20. 12.
  21. 1799 moskova doğumlu dünyaca ünlü şair ve yazar. jukovsky'nin öğrencisi olması bile edebi manada çok ağır bir kabileyete sahip olduğunun göstergesidir. yaşadığı zamanla yakın tarihler içinde bu denli üne sahip olan edebiyatçı, ressam ya da bilim adamı bulmak gerçekten de zordur. kaldı ki puşkin ile bunu rahatlıkla görebiliyoruz. rus edebiyatında kafkasların sert koşullarını ne denli yumuşatabildiğini görebilmemiz için sadece erzurum yolculuğu'nu okumamız bile kafi gelir. romanlarında gerçekliği, gerçek üstü bir anlatımla bu kadar yalın sunabilmesi daha sonra gorki'de de göreceğimiz bir tarz. kaldı ki kendi söylemiyle puşkin, gorki için de bir "usta" idi. gogol'un yaklaşımı ise bundan çok daha farklı değildir. tarihin en büyük yazarları ve edebiyatçıları olarak bütün eserlerinin puşkin'in eserleri yanında ne yazık ki zoraki güzelleştirilmeye çalışılmış, yavan kalmış kitaplar olarak görmektedir. puşkin'in hikayesi en iyi şekilde onun bir çok eserini de türkçe'ye çeviren ataol behramoğlu tarafından dinlenebilir.
    4 ...
  22. 13.
  23. aleksandr puşkin her şeyden önce ozandır. rus ve dünya yazınına, aralarında "ruslan ile ludmila", "çingeneler", "bahçesaray çeşmesi", "kafkas tutsağı", "yevgeni onegin" gibi anlatı - şiirler de bulunan ölümsüz bir şiir mirası bırakmıştır. fakat onun «byelkin'in hikâyeleri», "dubrovski", «yüzbaşının kızt» v.b. öykü ve romanları da, şiir türündeki yapıtlarından daha az ünlü değildir. hatta, şiir çevirisinin özel güçlükleri nedeniyle, kendi ülkesi dışında şiirlerinden çok, öykü ve romanlarııyla tanındığı söylenebilir.

    1799'da, zengin ve aydın bir ailenin çocuğu olarak moskova'da doğdu. zamanın soylu aile çocuklarının tümü gibi, ilköğrenimini fransızca gördü. yine çocukluk yıllarında yunan latin klasiklerini, voltaire, rousseau gibi özgürlükçü, aydınlanmacı fransız yazarlarını okuma olanağı buldu. bir rus köylü kadını olan dadısından da, rusçayı, rus halk masallarını öğrendi.

    puşkin öncesi rus yazınının ana yönelişleri, romantizm ve klasisizm akımlarıydı. bunlar da daha çok batı yazınlarının etkisi altında doğmuşlar, ulusal- temele yeterince oturmamışlardı. puşkin, batı kültürü ve özgürlükçü düşünceyle rus halk duyarlığını kaynaştırdığı yapıtlarında, rus yazın dilini gerek sözcük dağarı gerekse tümce yapısı ve anlatım özellilkeri bakımından arındırmış ve zenginleştirmiş, bu dile çağdaş ve udusal bir yapı kazandırmış, yapıtlarında ilk kez rus topumunuu halksal özelliklerini yansıtan tipler yaratmakla rus yazınında ulusal ve gerçekçi çığrın öncüsü olmuştur. puşkin sonrası 19. yüzyıl rus yazınının bütün büyük yazarları onun yapıtlarıyla beslenerek yetişmislerdir.

    puşkin'in anlatı türünde ilk yapıtı, 1827 yıltnda yazmaya başladığı «büyük petro'nun arabı'dır. bu özyaşamsal - tarihsel roman denemesi tamamlanmamış olmasına karşın, sağlam kuruluşu, yalın anlattmı, kişilerin gerçekçi betimlenişleriyle göze çarpar. puşkin öncesi rus yazınında anlatı dili şiir dilinden henüz tam olarak ayrılmamtştı. «büyük petro'nun arabı» bu ayrımın olusmasında önemli bir adım olmustur.

    1830 yılının ürünü olan «byelkin'in hikâyeleri», süssüz, yalın bir üslupla yazılmış, gerçekçi, özlü sanat ürünleridir. bu öykülerde puşkin, halk insanlarını büyük bir yalınlık, gerçekçilik ve ustalıkla çizmiştir. «menzil bekçisi» öyküsünde bekçi ve kızı, «tabutçu» da tabut yapımcısı ve kızları, «köylü genç bayan» da hizmetçi kızlar, uşaklar, sevecen bir alaycılık ve duyguyla çizilmiş bütün bu tipler, gerçekçi rus yazınına örnek oluşturmuşlar; dostoyevski, nekrasov, tolstoy, çehov v.b. daha sonraki dönemlerin birçok büyük yazarı için tükenmez esin kaynakları olmuşlardır. bütün bu öyküler ince bir alay, zekâ, yalın ve şen bir insan sevgisiyle örülüdür. yine 1830 yılı ürünü olan «goryuhino köyü tarihi», toplumcu gülmecenin, parodinin gerçekçi yazında güçlü bir örneğidir.

    1832 - 33 yıllarının ürünü olan «dubrovski» adlı romanı, yukarda adı edilen yapıtlarının ortak özelliklerini taşır. yalın, akıcı anlatımzyla «byelkin'in hikâyeleri»ne yukındır. bu anlamda, «büyük petro'nun arabı»na göre, puşkin'in romancılığında ileriye doğru önemli bir adımdır. kurgusu da çok daha işlek ve sağlamdır. haydut olmak zorunda kalan soylu kişi, romantik edebiyatın bilinen bir kahramanıdır. puşkin, «dubrovski»de, bu romantik kahramanı ve çevresinde gelişen olayları, yine romantik renkler taşımakla birlikte, halksal, ulusal, gerçekçi bir temele oturtmayı başarmıştır. romanda dönemin rus derebeylik düzeni ve ona uşaklık eden bürokrasiyle acımastzca alay edilmekte, kirila petroviç tipinin çevresinde rus derebeylik düzeni, günlük yaşam özellikleriyle, sevecenlikten de yoksun olmayan ince bir alaycılıkla sergilenmektedir. bu bakımdan «dubrovski», gogol'ün bazı ilk dönem yapıtlarıyla da ortak özelikler taşır. puşkin'in rus halk tiplerine, onların yaşamlarına, konuşmalarına, göreneklerine duyduğu (bu kez alaycılıktan yoksun olmayan) ilgi ve sevgi, «byelkin'in hikâyeleri»nde ve daha sonraki «yüzbaşı'nın kızı»nda olduğu gibi, «dubrovski»de de büyük yazarın başlıca özelliklerindendir. yine «dubrovşki»de, romantik aşk öyküsü çevresinde, puşkin'i çok ilgilendirmiş olan «halk ayaklanması» konusu ilk kez yanstmaktadır. sonradan, 17. yüzyıl rus köylü ayaklanması ve ayaklanımanın ünlü önderi pugaçev konusunda «pugaçev ayaklanması tarihi» adlı bir inceleme de yazacak olan puşkin, «boris gudunov» adlı tragedyasında ve «yüzbaşının kızı» romanında da bu konuyu işlemektedir. «dubrovski»yi, konunun romantik örgüsüne karşın, acımasız, baskıcı bir yönetime karşı bir halk ayaklanmcısını kanu alışıyla, yazıldığı dönem bakımından, oldukça gözüpek bir yapıt saymak gerekir.
    yine aynı dönemin ürünlerinden «maça kızı»nda, hedef bu kez petersburg sosyetesidir. «maça kızı»nı bir fantezi, traji - komik bir öykü olarak görmek olası. fakat öykünün kahramanı hermann konusunda dostoyevski'nin değerlendirmesi, bu anlatıyı biraz daha derinliğine irdelemede ışık tutucu olabidir. şöyle niteliyor dostoyevski, «maça kızı»nın kahramanını: «... muazzam bir kişilik, petersburg döneminin (puşkin'in petersburg dönemi ürünlerinin / a.b.) alışılmadık bir tipi... onda bir napolyon profili ve bir iblis ruhu var...» dostoyevski'nin bu değerlendirmesinden yola çıkarak, hermann'ı, raskolnikov'un (dostoyevski'nin ünlü kalıramanının) hazırlayıcısı, bir ön örneği olarak da görebiliriz... hermann tipinin gonçarov'un «oblomov» undaki ştolts tipiyle yakınlığı da, puşkin'in «maça~ kızı»nda «rusya'nın yeni, kapitalist döneme girişini» incelikle yansıttığı konusundaki yargılara bir kanıt sayılabilir.
    «mısır geceleri» yine yüksek sosyete çevrelerine yönelik acı bir alaydır. modern bir anlutım ve kurgu özellikleri taşıyan öyküsünde puşkin, dönemin resmi yazın çevrelerine ve baskıcı yönetime karşı, sanatın özgürlüğü konusunda düşüncesini ustaca yansıtmaktadır :

    «çünkü yasak tanımaz rüzgâr, zincir vurulmaz kartala, genç kız kalbine. şair de öyledir işte içinden geldiği gibi yaşar... »

    «mısır geceleri» nde, puşkin, romantik esinlenrne anlayışına karşı, sanatı bir ustalık, bir beceri olarak gören kendi gerçekçi anlayışını da yine ustaca ortaya koymaktadtr...

    «roslavlev», napolyon'un rusya seferi sırasındaki rus yüksek sosyetesini incelikle eleştiren bir küçük anlatıdır. yine de, bu birkaç sayfalık anlatının, «savaş ve barış»ta lev tolstoy'u etkilemiş olduğu söylenebilir... anlatının kahramanı genç kız, puşkin'in pek çok yapıtının kahramanları gibi, o dönem ve daha sonraki gerçekçi, ulusal rus yazınznın ilk örnek tiplerindern biridir.

    yurt dışına yalculuk, puşkin'in büyük bir özlemiydi. yazık ki bu özlem gerçekleşemedi. baskıcı çarlık yönetimi yurt dışına çıkış izni vermedi ona. 1829 yılında, osmanlı - rus savaşı sırasında rus ordusuyla birlikte yola çıkışı, bu yurt dışı yolculuğu özlemiyle ilgilidir. bu yolculuğun izlenimlerirni yansıtan (1836' da yayınlanan) «erzurum yolculuğu»nda belirttiği gibi, ayak bastığı yabancı topraklar rus ordusunca ele geçirilmiş yerler olduğu için, yine de yabancı bir ülkeye ayak basmış olmuyordu...

    "erzurum yolculuğu" puskin'in çok yönlü zekâsının, kültürünün ışıltılarıyla parlayan bir yapıtıtır. kafkas doğası betimllerinin, yıllar sonra, bir başka büyük yazarı, maksim gorki'yi etkilemiş olduğu rahatça söylenebilir. savaş alanı betimlerinin ise, «sivastopal»da ve hatta «savaş ve barış»ta lev tolstoy'u derinliğine etkilemiş olduğu açıklıkla görülebilmektedir. savaş alanı betimlerinde, dönemin siyasal koşullarının çok ötesinde, insancıl bir yaklaşımı var puşkin'in:

    «yolda yanlamasına uzanmış yatan genç bir türk'ün cesedi önünde durdum. 18 yaşlarında bir delikanlıydı bu. bir kızınkini andıran solgun yüzü henüz tazeliğini yitirmemişti. sarığı tozlar içinde yatıyordu. tıraşlı ensesinde bir kurşun yarası vardı...»

    bu tümceler, bütün tarih kitaplarından çok daha belirgin ve elle tutulurcasına gözlerimizin önünde canlandırmaktadır bir savaş alanı görüntüsünü...

    puşkin anlatı alanında başyapıtı olan "yüzbaşının kızı"'nı da 1836 yılında tamamlayıp yayınladı. gogol bu romanla ilgili olarak şöyle demektedir: «yüzbaşının kızı ile karşılaştırılınca bütün romanlarımız ve büyük hikâyelerimiz yavan kalıyor. saflık, yumuşaklık öyle bir yüksekliğe ulaşıyor ki bu yapıtta, gerçek bile yapmacık ve karikatürize edilmiş gibi görünüyor. ortaya gerçekten de ilk olarak rus karakterleri çıkıyor. kalenin basit komutanı, karısı, bayraktar, biricik topuyla kalenin kendisi, zamanın karışıklığı, sıradan insanların o alçak gönüllü büyüklüğü. bütün bunlar yalnızca gerçek değil, onu da aşan bir şey.»

    «yüzbaşının kızı» yazılmasaydı, tolstoy'un "savaş ve barış"'ının da yazılmamış olacağı görüşü ileri sürülmektedir. gerçekten de, savaşın abartılmadan, bütün yalınlığı ve karmaşıklığı içinde anlatılması, roman kahramanlarının gerçek yaşanıdan kopuk, savaştan başka bir şey düşünmeyen yapay kişiler olarak değil de, kendilerine özgü yaşamları ve aile yaşantılarıyla birlikte verilmiş olmaları bakımından, bu iki raman arasında bir yakınlık vardır.

    bağımsız, özgürlükçü kişiliği ve dönemin ilerici okur yığınları arasında geniş yaygınlık kazanan yapıtları nedeniyle monarşi yönetiminin sürekli baskıları altında yaşayan aleksandr puşkin 1837 yılında komploya çok benzeyen bir düello sonucunda yaşamını yitirdiğinde henüz 38 yaşındaydı. fakat yapıtlarıyla çoktan ölümsüzdüğe ulaşmıştı.

    *
    5 ...
  24. 14.
  25. "elde edilmesi zor olan herş ey genellikle diğer insanlar tarafından kolaylıkla küçümsenir."sözünü demiş;hayran bırakmıştır kendisine...
    5 ...
  26. 15.
  27. mavi postal adlı kitabını hic bir yerde bulamadıgım yazardır cileden cıktım cıkacam kimsenin haberi yok.
    4 ...
  28. 16.
  29. 17.
  30. 18. yy'da Katerina tarafindan inşaa ettirilen ve Çar Kasabası olarak anılan park, saray ve binalar kompleksi. 600 hektarlik bir alanı kaplayan Çar Kasabası`nın ana binası Katerina Sarayı. Buradaki Amber Odası son derece ilgi çekici olmasına rağmen özellikle yaz aylarındaki yoğunluktan dolayı bircok turist tarafından ziyaret edilemiyor. Çarlık dönemi aristokrasinin çar ailesi ile buluştuğu bu ünlü kasabada aynı zamanda ünlü şair Puşkin'in eğitim gördüğü okul da çarlık sarayının hemen yanında yer alıyor.
    1 ...
  31. 18.
  32. geçen yıl colins reklamları yüzünden spor giyinmiş efsanevi rus yazardır. spor kıyafetler kendisine çok yakışmıştır. yaşadığı devirde spor kıyafet olmaması çok kötüdür.
    3 ...
  33. 19.
  34. Turk ve Turkluk dusmani rus yazar . yolculuk isimli eserinde Turkler' e karsi acikca kucumser ve Hakaretvari yaklasimlarda bulunmustur .
    2 ...
  35. 20.
  36. ''Yeryüzünde, Batısı, Doğusu, Kuzeyi, Güneyi içinde, sevdiğin dört şair say deseler, bu dörtten biri Puşkin''dir. Puşkin''i on dokuzumdan altmışıma kadar artsız arasız sevdim, çünkü artsız arasız sevdalandım halkıma, bütün halklara, memleketime, bütün memleketlere ve dostlara, kadınlara.
    Puşkin''den birçok şey öğrendim, ama öğrendiklerimin başında : kocalmamak sanatı gelir.!!
    *
    2 ...
  37. 21.
  38. gizli günce sinde anlattığı birbirinden iğrenç anılarıyla nefretimi kazanmış yazar.
    edebiyatçı diyemiyorum çünkü edebiyatçı olma yolculuğu önce kelimenin türediği "edep" e sahip olmakla başlıyor.
    2 ...
  39. 22.
  40. Geleneksel rus masallarini yazina aktarmis essiz rus yazari.
    5 ...
  41. 23.
  42. Sen ve Siz

    Boş siz, serin sen
    Yerini aldı biri, birinin, bir anda
    Ve tüm mesut düşleri, birden
    Sevme hissi uyandırdı ruhta
    Düşüneyazıyorum O'nu çok önceden de;
    Gözlerimi O'ndan ayıramıyorum;
    Ve diyorum O'na: Ne şirinsiniz siz öyle!
    Ve düşünüyorum kendimce: Seni ne çok seviyorum!

    A. S. Puşkin (1799
    0 ...
  43. 24.
  44. 25.
  45. seviyordum sizi ve bu aşk belki
    içimde sönmedi bütünüyle
    fakat üzmesin sizi artık bu sevgi
    istemem üzülmenizi hiçbir şeyle
    sessizce, umutsuzca seviyordum sizi
    bazen çekingenlik, bazen kıskançlıkla üzgün
    bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki
    dilerim bir başkasınca da böyle sevilin...

    bu "mükemmel şiirin" yazarı olan aşk şairi.

    kendisi aşık olmadan önce birlikte olduğu evli kadınların kocalarıyla bir çok düelloya girip sağ çıkmayı başarabilmiş fakat aşık olduğu kadın onu başka bir erkekle aldattığı için dayanamayarak düelloya davet ettiği bu adam tarafından öldürülmüştür.
    kısacası kendisi için insanlar her ne kadar bir don juan bozuntusu veya o dönemin playboyu hatta seks bağımlısı bir sapık dahi deseler bile kendisi aşkı için ölmüştür.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük