bir nevi "iyi bir baba olmanın şartı"nı yerine getirmiş babanın mutluluğudur. aslında karpuz kelek çıksa bile gücendirilmemesi gerekir. zira adamın elinde doppler cihazı yok.
dakikalarca karpuza vuran, hafif hafif çıt sesleri çıkaran, elinde tartan, tipine bakan dedeciğimin bir türlü tadamadığı sevinçtir. e olmayınca olmuyor sanırım.
yamuk bir gülüş yaratır babanın suratında, arabaya kız atmaya çalışan genç gibi bakışlar atar ev halkına. karpuz yenirken de, sürekli "beğendiniz mi?" gibi sorular sorar.
aldığı karpuz güzel çıkmayan evlat bunun ne anlama geldiğini anlayamaz * karpuzun güzelliğinden dem vurarak "babayım ben babaaa, ehehe" kısmından ayrı olarak, bu da çocuklarına aktarabileceği bir tecrübe olmuştur. samimi sevinç.
Hanımı lavaboda, tepsiye koyup kesmeye başladığı karpuzu adeta inşaattaki kepçeyi izlercesine üstüne de bir hayli merakla izleyen babadır. Sorar birkaç kere nasıl çıktı güzel dimi diye de teyit edilmek ister üstelik. Ne güzel babadır evinin adamıdır.