senin kadar alçalmayacağım der ve gider, karşısında ağlamaz içine döker gözyaşlarını, kapıyı çarpıp çıktıktan sonra uğrayacağı ilk yer bir bakkal dükkanı olur, "bir selpak lütfen".
bağırıp çağırır belki küfreder yada hakaret o an hissedilen acıyla napıcanı şaşırır belki ama sonra en iyisinin susmak olduğunu anlar yaptıklarından pişman bile olabilir.hatta abartıp özür bile diler.
tepkisiz, boş gözlerle bir kaç saniye kilitlenmek karşındakine sonra da aynı tepkisizlikle kalkıp gitmek, hiç açmamak üzere o defteri o an kapatmak. intikam bile düşünmemek aslında değmez uğraşmaya!
ilk 30 saniye boyunca; bir soğuk duş, bir kaynar duş etikisi. Yavaş yavaş tüm kanın ayaklarına iner. Başının, kollarının, ellerinin uyuştuğunu hissedersin.
Sonra bir iç ses; "tamam sakin ol, hiç bir şeyin sonu değil. Güçlü ol.. Güçlü ol.."
genellikle sayıp sövmelerle gerçekleşen eylemdir.
- buraya kadarmış ben annemin evine gidiyorum. allah belanı versin saçımı süpürge ettim senin için yıllarca bu mu olacaktı mükafatı tüüüü. ama annem demişti ahhh dinlemedim anacıım aaaahh ahh.
önce eller titrer, bunu vucudun titremesi takip eder. dişler kenetlenir.. kendi içine kapanılır ve öle kalınır. sonra kendini sorgulama faslı gelir. eksiğim neydi diye. eksik bulunursa mazeret üretilir ve görmezden gelinir.
eksik yoksa nedenselliği sorgulanır. belki görmezden gelinir.
nedensiz, sebebi olmayan bir aldatma ise ve sevgi de bitmişse; ilk değilse- son olacağına inanılmıyorsa; çeker gidilir.
arkaya bakılmaz.