ilişki seviyesine göre değişmekle birlikte evlilik derecesinde bir ilişkide şok olunur hatta gözü kararır kendini kontrol edemez insan hertürlü tepki normaldir.
''ilk önce kendime sonra sana sıkarım'' sözünün ironi haricinde harbi harbi düşünülmesi ve yapılmasına neden olabilecek zaman aralığıdır. kişi kendini kaybeder, allah muhafaza ( din kültürü hocam gör bunları sözlü?) adamın elinde emanet olsa düşünmez bile.
yüz ısınır, nefes hızlanır, eller titrer, kalp atışlarınız göğsünüzü titretir. akabinde gözlerinizin dolması ya da sinir nöbeti geçirmeniz muhtemeldir.
aslında bir bakıma kendinizi daha da özgürleşmiş hissetmeye başlayacağınızı müjdeleyen dakikadır. iyice dibe vurduktan sonra "daha ne kadar batabilirim ki" diye düşünür, sanki her şeyinizi kaybetmiş, dolayısıyla da kaybedeceğiniz başka bir şey kalmamış gibi düşünürsünüz, bu da sizi özgür kılar. hatta bundan sonraki birkaç gün, eğer öfkenizi kontrol edebildiyseniz, sizi eskisi kadar acıtmaz bu, acı biber yemek gibi, alışır gibi bir şey olursunuz. o kişiyi o şekilde görene kadar, "onu o durumda görürsem", "ya aldatırsa" gibi bir korku, onu gerçekten o şekilde görmekten daha beter, daha rahatsız edici bir duygudur, ama gördükten sonra bu endişe yerini nefrete bırakır, sanki artık bütün kontrol sizdeymiş gibi hissedersiniz.
hiç beklemediğin ve çok sevdiğin kişi tarafından aldatıldığını öğrendiğin zaman, kalbin saatte 150 km hızla atmaya başlar. vücudunun heryeri sanki ateşin içine düşmüşsün gibi yanar. gözyaşları yavaş yavaş süzülür. kalp ile beyin bir savaşa girer. beyin kabul et artık herşey bitti der ama kalp inanmaz, inanmak istemez. o bir dakika bir ömürden de uzun gelir. ben ilk öğrendiğim zaman böyle hissetmiştim.