necmi; yağmurlarla ıslanan bomboş sokaklarda, sevdiği kadın için koşuyordu. belinde tabancası; yüreğinde aşkı için gecenin karanlığında, sevdiğine koşuyordu. kendini mutlu hissettiği kadın'ın yanına, o'nun ihanetini görmeye gidiyordu. gözleri yaşlıydı, o ihaneti gördükten sonra tabanca ile ne yapacağını kendi de bilmiyordu.
duygusal her insanın gözyaşı dökebileceği zavallı bir adam'ın yılllaaaaaar yıllaaaaaar önceki hikayesidir.
o'nun ismi necmi idi. arkadaşları o'na tilki necmi derdi. necmi; bir kurt gibi atılgan, bir ayvayı kolayca dişleyebilen cüssesi kuvvetli bir adamdı. bu zavallı adam'ı tüketen kapitalist düzenin ta kendisiydi. çok yıpranmıştı bu düzen yüzünden. amcası rahmi bey'in ayarladığı bir iş fabrikasında gece gündüz demeden çalışıyordu. son günlerde gittiği berber'in saçlarını mahvetmesiyle daha da morali bozulmuştu. art arda gelen sıkıntıları onu içine kapanık biri yapmıştı, yalnızca sevgilisi nuriye ile mutlu olabiliyordu. taa ki o telefon çalana kadar ...
*** *** ***
o'nu arayan piç sedattı. piç sedat, haftanın 4 günü barlarda, diskolarda takılan; bafilemediği kız kalmamış, eğlence düşkünü, babasının parasını yiyen bi serseriydi. necmi ile liseden tanışıyorlardı, necmi lisede iken hangi kıza aşık olduysa her daim o'nu piç sedata kaptırmıştı. bu nedenle piç sedat'a hafiften kıl oluyordu. necmi, gürültüden uyanıp telefonun çaldığını fark etti ...
tilki necmi, bu yapılan saçmalığa çok sinirlenmişti. yaratılış gereği zaten sinirli bir insandı ama en azından bu havayı bozacak kadar da aptal değildi. sakin olup, bu saçma geceyi bitirme niyetindeydi. tanışma yıl dönümü olması da pek umrunda değildi, öküzdü çünkü, romantiklikten nefret ederdi.
+ ( senin ben sülaleni sikeyim, orospu çocuğu nuriye ) ah nuriye, ne çok korktum, benden bıkıp başkasını seçtiğini öğrenince. bir daha böyle bi salakl ıı beni üzecek şeyler yapma olur mu ?
- bırakalım bunları necmi, hadi dans edelim. bak müziğe, bizi resmen aşka davet ediyor.
+ sokturtma aşkına nuriye, üzüntüden geberiyodum. ben eve gideceğim, hadi gidelim
- öküüüüz. bekle de lavabodan makyaj takımımı alayım. güya senin için makyaj yapmıştım, öküzsüün necmii.
tilki necmi, rahatlamış bir şekilde viskisini içip tekrar tabloya baktı, içi rahattı. aldatılmamıştı. bu esnada nuriye'nin masaya koyduğunu telefona bir mesaj geldi ...
necmi, belki asosyal ve zevskiz biriydi. ama aldatılmayı hak etmiyordu; o bir erkekti, her erkeğin sahip olması gereken gurur duygusuna fazlasıyla sahipti. tilki necmi, aldığı haberin etkisi ile odada birkaç dakika gezinerek, turlayarak düşündü. necmi, albay dedesinden kalma browning tabancasını çıkardı. o anki yüzü görülmeye değerdi, umutsuzluk ile nefret, aşk ile intikam arasında gelip giden bi ifade vardı yüzünde.
tilki necmi, sonunda belirtilen bar'a gelmişti. çok heyecanlıydı, nefes nefese soluklanıyordu. sevdiği kadın'ı bi başka erkeğin yanında görme ihtimali canını öylesine yakıyordu ki; keşke diyordu, piç sedat yine piçlik yapmış olsa, bi başka erkekle eğlendiği haberi yalan olsa diye dualar ediyordu. sevgilisi nuriye'nin bi başka erkekle beraber eğlendiği iddia edilen yere sonunda gelmişti.
bar'a girmişti, çok sessizdi etraf. kimsecikler yoktu, bi o vardı bi de gülen güzel bir kadın tablosu ...
tilki necmi, beklemeye karar vermişti. o'nu bekleyen gerçeğin kendisini bulmasını istiyordu. korktuğu şeylerin arkasından gitmeyi sevmezdi.
önce kendine bi viski koydu, ardından bir sigara yaktı. Marilyn Monroe tablosuna bakıp biraz felsefeye daldı. sevgilisi, biriciği, yaşamının tek kaynağı nuriye idi. nuriye'nin o'nu aldattığı iddiasının yalan olduğunu öğrendiğinde ben de bu kadın gibi gülecek miyim diye düşüncelere vermişti kendini. ardından kendini mutluluk nedir, mutluluk nasıl kazanılır şeklindeki sorulara verdi.
tilki necmi, viskisini yudumlarken arkadan romantik bi müzik çalmaya başladı. arkadan gizlice gelen nuriye, necmi'nin gözlerini elleriyle kapatıp fısıldadı.
- seni çok seviyorum necmi, seni aldatabileceğimi nasıl düşünebildin ? seni denemek için sedat'a bunu yapması için rica ettim. beni bu kadar çok seviyosun ha ? katil olacak kadar mı ? ... necmi, bugün bizim tanışma yıl dönümümüz, kalk dans edelim haydi.
tilki necmi, görgüsüz ve meraklı bir insandı. hemencecik gelen mesajı kontrol etti. gelen mesaj'da yaşamında değişiklere sebep olacak o yazıyı gördü. mesaj, piç sedattan geliyordu.
necmi, asosyal biriydi. nuriye ile buluştuğu günler ve çalıştığı zaman haricinde sürekli evde pineklerdi. evde en çok televizyon seyretmeyi severdi, kurtlar vadisi pusuyu kaçırmazdı.
erken yatıp, erken kalkmak da o'nun en büyük ideallerinden biriydi. bu ideali ile öteki arkadaşları alay etse de bundan vazgeçmiyordu.
amaaa necmi'nin de bi gururu vardı. sedat, kendisinin ne yaptığını sorduğunda kendisini ezik göstermeyecek bir yalan uydurmalıydı. tabii becerebilirse ...
- aloo, sedaat. noldu olum bu saatte arıyosun, uyandırdın beni ( asiktir ya nasl kaçırdım ağzımdan)
+ ahahahahah, olum sen halen inekler gibi erken mi yatıyosun eheheh
- yok sedat, vallahi bak. bizim arkadaşlarla bilardo'ya gitmiştik işte sonra bi halısaha maçı yaptık, yorulduk işte yoksa ne yatıcam bu saatte
+ iyiii iyi, ben de barda viski yudumluyorum ne dicem, olum sen nuriye'den ayrıldın mı lan ? kız hemen yeni bitane kapıvermiş
- neee ? ne diyosun sen sedat ne ayrılması, nuriye'den falan ayrılmadım ben. ne yenisi ya
+ oha lan, o zaman daha kötü. ben bizim bardayım, nuriye şimdi bi erkekle viski içiyo, öpüşüyolar da. işin yaş be dostuum.
- hangi bar lan o ? hemen geliyorum, ya kötü düşünmemek gerek kuzenidir belki ha hıı olm kim o ya
+ valla bilmem kuzen mi değil mi şu an senin hatunu yiyor bu herif, aha da bak öpüyor şimdi
- düzgün konuş sedaaat, geliyorum ben. geleceğimi belli etme sakın.