tamam acı verir. zira bunu en iyi bilen affedendir.
yaşanılan ilişkinin izlediği seyire bağlı olarak, hemen hepimizin bu harekete karşı alacağı tavır farklı olacaktır elbette. ama sanar mısınız ki onun sizi aldatmış olduğu gün kopmuştur tüm ipler? yani her şey güzel giderken bir an şeytana mı uymuştur karşınızdaki? bu onu haklı çıkartmaz tabii ancak o güne kadar söylemiş olduğu ve belki farkında olduğunuz yalanları anlamazdan gelirken siz, affetmiş olmadınız mı onu? bu sayılmaz mı dersiniz yoksa?
sizi mutsuz eden, aldatılmış hissettiren onlarca olayla, sözle karşılaşmış, sineye çekmişsinizdir belki. bazıları buna gurursuzluk dese de siz sabır demeyi tercih etmiş, düzelir umuduyla değil ama ilerisini merak ettiğiniz için ilişkinize devam etmişsinizdir. kafanızda soru işaretleri kalsın istememiş, yaşadıklarınızı unutmak isteseniz de unutamamış yahut unutmak istemeyip kin besleyememenizden ötürü kolaylıkla unutmuşsunuzdur.
bir de sıklıkla öz güven eksikliğine bağlanır bu gibi durumlar. affettiysen misal, derler hemen "kendine güvenmiyor bu" diye. ayaklarının üzerinde duramazsın ya sen, yalnız kalma korkusu falan kaplamıştır benliğini, merhametlisindir, gurursuz, karşısındakini haklı çıkartabilecek bir sürü neden bulabilecek birisindir, ilişkileri masaya yatırmaya bayılanlar için tahmin ve tespitte bulunmak zor olmaz o zaman.
kim ne derse desin affetiysen şayet vardır elbet bir sebebin. zira mühim olan bu sebeplere ne kadar inandığın ve inandığını kendi içinde nasıl savunduğundur. başkaları sana hak versin diye değil, zaten gönülden affettiysen sen umursamazsın başkalarının aklından geçenleri. varsın ne derlerse desinler.
ha bak şimdi sorsan bana gerine gerine derim ben affetmem diye. gerçekten de affetmemişimdir başıma geldiğinde ama bu başkasıyla birlikte olduğumda ve o başkası da beni aldattığında, onu da affetmeyeceğimi kanıtlar mı sizce? belki. karşındaki kişiye, ilişkinin seyrine, çektiğin cefaya, sürdüğün sefaya göre şekillenebilir kararlar. kendisine en çok güvenen, kendi değerini en çok bilen dahi affedebilir kimi zaman karşısındakini. inanmazsın, belki kabahati karşısındakinde değil kendisinde bulur hem. ne olursa olsun kınamam ben bu kararı verenleri. varsa bir sebebin kendine göre affettiysen karşındakini " en kötü günün bu olsun" derim en fazla. bakma, klişe temenniler çoğu zaman moral verir adama.
bu sebeplerden doğrudur ya da yanlıştır gibi kararlara varmak saçma gelir bana. herkes yaşadığı ilişkinin seyrine göre farklı tavırlar alır her tökezlendiğinde. kimi kalkar, kimi düşer kalkar ilerler, kimi yapışır yere doğrultamaz bir daha belini.
muhakkak acı verir. zira bunu en iyi bilen affedendir.
asla ve asla yapılmaması gereken bir hatadır. şöyle ki ;
- siz onu affetmeye hazırsınız ok güzel peki neden ? sevdiğiniz için.
- ya o bu sevgiyi hakettimi ? özellikle sizi aldattıktan sonra ?
+ tebrikler doğru bildiniz cevap tabiki hayır. e o zaman ? (bkz: shot out)
gereğinden fazla sevildiği zaman sevdicek, başa gelen durumdur.
"herşey çok güzel olacak bundan sonra" diye niyet edilir ve aşk herşeyi affeder mantığıyla çıkmaz bir sokağa, gözü kapalı dalınır.
ama asla hesaplandığı gibi olmayacaktır, günbe gün içini yiyecektir gururun. nasıl kabullendimden öte , bana nasıl yaptı bunu sorusu beynini kemirecektir.
gün gelecek gözünde canlanmaya, rüyalarına girmeye başlıyacak o olay. sürekli sevdiceği bir başka erkeğin altında inlerken resmedecek beynin.
çekilen acı sevgiye üstün gelmeye başladığı zaman, daha objektif bakmaya başlayacaksın olaya. aldatıldığını anlamaya başlayacaksın, ihanetin anlamını kavrayacaksın o zaman.
ama yine de vazgeçmeyeceksin sevdicekten. sevgin azalmıştır, bunu biliyorsundur ama bu şekil bitirmek daha da dokunacaktır gururuna. sevginin yerini yavaş yavaş nefret almaya başlıyacak, sen bunların hesabını yaparken farketmeyeceksin bunu.
artık tek amacın skoru eşitlemektir, incinen gururunu tamir etmek için. onun sana çok güvendiği, tekrar bağlandığı anda aldatmalısın onu ki, senin çektiklerini anlasın. aynı acıyı mümkünse daha beterini çeksindir artık...
ama yapamazsın , aldatamazsın. deli gibi istemene rağmen bir şeyler çıkar karşına o fırsatı bulamazsın, bulduğunda değerlendiremezsin. sevdiceğin çevresindekilere bulaşmaya başlarsın, ama bilmezsin ki bu seni daha da pisliğin içine çeker...
yapamazsın...
nihayetinde ilişki yürümez ve terkedilen olursun, aldatıldın, ihanete uğradın ama yine de terk edemezsin sevdiceği. sebep çok ama çok sevdiğindir sanırsın ama değildir.
gururundur sadece seni ona mahkum eden...
bir kez daha acılara verirsin kendini. asla anlayamazsın neden böyle olduğunu, kendinde suç aramaya başlarısın, olmadı sevdiceği suçlarsın...
ilişki bitip sen kendine geldikten sonra ki bu en az aylarca süren bir dönemdir, anlarsın acı gerçeği...
sevdicek sana acımıştır, aldattığı için kendini suçlamıştır. bu yüzden seninle ilişkisini sürdümüştür...
sana acıdığı için...
aldatılan ve yenilen olmanın acısını beraber taşımaya başlarsın. intikam alamamış olmana daha da kahredersin. çevrendeki insanlara güvenin sarsılmıştır artık. ara sıra intiharı bile düşünürsün acıya katlanamadığın için.
anlarsın işte tam da o zaman, affetmemek gerektiğini. ilişkiye devam etmenin ne kadar büyük bir aptallık olduğunu görmüşsündür artık. çünkü sadece acı vermiştir sana. her gün beynini kemirmiştir bu ihanet. bu kadar acıyı boşa yaşadığının farkına varırsın.
aldatılmak...
sevdiceğin seninle sadece acıdığı için beraber olması...
intikam uğruna daha da acınası duruma düşmen...
ve terk edilmen...
bunları çıplak gözle gördüğün gün aslında depresyonu atlattığın gündür. iyileşmişsindir artık.
ve bu hayat dersini yaşattığı için, kalbinin derinlerinden bir teşekkür edersin sevdiceğe...
aşk mıdır sevgi midir nedir o bünyeye bir kere nufuz etmeye görsün; ne doğru kalıyor ne yanlış. hele ki erkeğinle paylaştıkların modern zaman ilişkilerine uymuyorsa, sebepsiz bir eziklikten belki; belki de eksik ama mağrur hissetmektendir; o ilişkide aldatılmayı kabullenebiliyorsun.
senden gittiğini bile hissetmiyorsun belki. gidip gelişini bilmeyince kırılmıyorsun. biraz aklın varsa ya da kendine güveni aşmışsa erkek o zaman kesin yakalanıyor. görmezden gelmek, görüp söyleyip affetmek, görüp söyleyip affetmemek hep senin elinde oluyor. en önemlisi şu ki hangi seçeneği seçersen seç vermen gereken son karar unutmak oluyor.
bilip de görmezden geliyorsan sevgini, aşkını bir tarafa bırak; bakıp da göremeyen olacak kadar düşkünsün bağlısın demek. bunu seçiyorsan eğer yapman gereken şey eziyet çektirmemek. adama sebebini anlayamayacağı tripler atmak ne sana ne ona yarar çünkü. boşu boşuna yükünü yüklendiğin aldatma yüzünden bozarsın ilişkini.
görüp söyleyip affediyorsan canın sevginden bile çok yanmış ama vazgeçmemişsin demek. insanda izi kalıyor tamam doğru da; her arayandan sonra o kimdi demek ya da ne bileyim bir kız ismi duydun mu kan kusturana kadar sormak, sen bana bunu yapmıştın alçak demek yarardan çok zarar getiriyor. yine bozarsın ilişkini. boşuna çabalama bari.
en zoru da affetmemek. ve genelde 3. aşama olan budur. aldatılmaktan bıkarsın çünkü ilişkini ilişkiyi yaşarken bitirirsin. ne kendini eksik hissetmen, ne sevgiye güvenmen hiçbirşey kurtaramaz. ama yine de unutman gerekir.
aldatılmanın acısı içinde yer etmesin. onunla yaşanmış ve bitmiş bişi olarak gör.
aldatmayan erkek yok. aldatılmayan kadın da yok. illa ki biri aldatmıştır seni. ama üzülme unut. önce affet sonra unut.
eğer masum bir buluşmaysa ve bu buluşmadan sonra sizin değerinizi daha iyi anladığını fark edip her şeyi itiraf ettiyse dürüstlüğünden ötürü affedilebilir. fakat masum bir buluşma değil de direk zikiş zokuş varsa affedilmemeli hatta sağlam bir tokat atılmalıdır.
gereğinden fazla sevildiği zaman sevdicek, başa gelen durumdur.
"herşey çok güzel olacak bundan sonra" diye niyet edilir ve aşk herşeyi affeder mantığıyla çıkmaz bir sokağa, gözü kapalı dalınır.
ama asla hesaplandığı gibi olmayacaktır, günbe gün içini yiyecektir gururun. nasıl kabullendimden öte , bana nasıl yaptı bunu sorusu beynini kemirecektir.
gün gelecek gözünde canlanmaya, rüyalarına girmeye başlıyacak o olay. sürekli sevdiceği bir başka erkeğin altında inlerken resmedecek beynin.
çekilen acı sevgiye üstün gelmeye başladığı zaman, daha objektif bakmaya başlayacaksın olaya. aldatıldığını anlamaya başlayacaksın, ihanetin anlamını kavrayacaksın o zaman.
ama yine de vazgeçmeyeceksin sevdicekten. sevgin azalmıştır, bunu biliyorsundur ama bu şekil bitirmek daha da dokunacaktır gururuna. sevginin yerini yavaş yavaş nefret almaya başlıyacak, sen bunların hesabını yaparken farketmeyeceksin bunu.
artık tek amacın skoru eşitlemektir, incinen gururunu tamir etmek için. onun sana çok güvendiği, tekrar bağlandığı anda aldatmalısın onu ki, senin çektiklerini anlasın. aynı acıyı mümkünse daha beterini çeksindir artık...
ama yapamazsın , aldatamazsın. deli gibi istemene rağmen bir şeyler çıkar karşına o fırsatı bulamazsın, bulduğunda değerlendiremezsin. sevdiceğin çevresindekilere bulaşmaya başlarsın, ama bilmezsin ki bu seni daha da pisliğin içine çeker...
yapamazsın...
nihayetinde ilişki yürümez ve terkedilen olursun, aldatıldın, ihanete uğradın ama yine de terk edemezsin sevdiceği. sebep çok ama çok sevdiğindir sanırsın ama değildir.
gururundur sadece seni ona mahkum eden...
bir kez daha acılara verirsin kendini. asla anlayamazsın neden böyle olduğunu, kendinde suç aramaya başlarısın, olmadı sevdiceği suçlarsın...
ilişki bitip sen kendine geldikten sonra ki bu en az aylarca süren bir dönemdir, anlarsın acı gerçeği...
sevdicek sana acımıştır, aldattığı için kendini suçlamıştır. bu yüzden seninle ilişkisini sürdümüştür...
sana acıdığı için...
aldatılan ve yenilen olmanın acısını beraber taşımaya başlarsın. intikam alamamış olmana daha da kahredersin. çevrendeki insanlara güvenin sarsılmıştır artık. ara sıra intiharı bile düşünürsün acıya katlanamadığın için.
anlarsın işte tam da o zaman, affetmemek gerektiğini. ilişkiye devam etmenin ne kadar büyük bir aptallık olduğunu görmüşsündür artık. çünkü sadece acı vermiştir sana. her gün beynini kemirmiştir bu ihanet. bu kadar acıyı boşa yaşadığının farkına varırsın.
aldatılmak...
sevdiceğin seninle sadece acıdığı için beraber olması...
intikam uğruna daha da acınası duruma düşmen...
ve terk edilmen...
bunları çıplak gözle gördüğün gün aslında depresyonu atlattığın gündür. iyileşmişsindir artık.
ve bu hayat dersini yaşattığı için, kalbinin derinlerinden bir teşekkür edersin sevdiceğe...
senin olmayani inatla kendine cevirmeye calismaktir. bir daha yapmayacagım dıye yeminler edilse ne farkeder. baska birinin izleri vardır artık onun vücudunda ruhunda. tek gecelikti , sen benim için farklısın seklınde yapılan aglamaklı acıtasyonlarda engel olamaz, emek verdiğin sevginin, tek gecelik bir orgazm karsısında yenik düşmesine. sana düşen yasadıgın seye saygı duyup seni Allah affetsin deyip cekıp gıtmekten baska birsey değildir. en büyük intikamın olacaktır bu hiçbir seye saygı duymayan kişinin karşısında, kendine duydugun saygıyı göstermek. diyelim ki sevgin gururunun önüne geçti ve affettin. nasıl bir sevgidir bu? ona her bakışında her sevişmende her muhabbetinde onla da bunları yaptı mı diye içini kemiren sese ne cevap vereceksin. baskasını affetmek en kolayıdır peki böyle bir durumu kabullenip herşey aynıymış edasıyla devam ettiğin bu kolpa aşkta kendini nasıl affedeceksin?
-aşık- hatunun, aşkının ne kadar büyük olduğunu gösterek büyük aşık triplerine girmek için yaptığı şey. hani, ne kadar büyük acılara katlanıyordur, aşkı için büyük fedakarlıklarda bulunuyordur... vah, vah.
-aşkım seni seviyorum. seni her halinle seviyorum. sen her halinle bir tanesin.
+sana saygım daha da arttı, nurcan. (sevgiliye sarılırken gördüğü kıza göz kırpar, gülümser.)
konya ovası kadar mide gerektiren iştir. mecnun, kerem, ferhat ve romeo toplamı kadar derin bir aşkla sevse de insan karşısındakini, aldatılmayı kabul edemez.
yapılabilecek en büyük hata. bir kere yapan bir daha yapar . hem eskiden yeni olmaz gibi bir laf vardır ki yüz de yüz dogrudur nitekim eski şahıs bir de aldatmış ise at çöpe gitsin . yine yeni yeniden başlamak sadece zaman kaybıdır. o kadar boş vakti olan var ise gönüllü işlerle ugraşsın.
gerçekten aldatılmaktır. çok sağlam bir mide, laçka olmuş bir yürek ve görevini yapmayan bir beyin gerektirir. değil affetmek, "af" sözcüğü ağıza alınmamalı, insanın aklından bir saniye bile geçmemelidir. böyle bir durumda, insanın aklına gelmeyecek tek şey affetmektir. aşkından öl, daha iyi.
"daha once sari karti olan ve hakemi aldattiktan sonra ikinci sari karti gorup kirmizi kartla oyun disinda kalan, buna mukabil bir sonraki macta oynayamayacak ve mac basina para aldigindan dolayi kendisine belli bir sure para yediremeyecek sevgilisini affeden sevgilinin gerceklestirdigi eylem."
yeni ihanetlere izin vermek demektir. aldatırken sizi düsünmeyen sevgiliniz, ihaneti ortaya cıkınca ve siz affedince, daha bir gönül rahatlıgıyla olası icraatlarına devam edecektir. onlar gecici ben kalıcıyım diye kendini teselli eden kıt akıllılara da allah akıl fikir versin diyorum.